AFİFE BETÜL

Aksa'yı Tanıyalım Koruyalım!

Aksayı Tanıyalım Koruyalım!

Mescidi Aksa günlerdir işgal altında. İsrail güçleri Mescidi Aksa ve çevresinde terör estiriyor, orantısız güçle Müslümanlara zulmediyor. Namaz esnasında Müminlerin üzerine plastik mermi sıkıyorlar. İtikafta bulunanlara, iç mescitte çocuklarıyla birlikte ibadet eden hanımlara gaz bombası atıyorlar. Kadın-erkek, genç-yaşlı demeden Filistinlileri tutukluyorlar. Mescidi Aksanın bahçesindeki tarihi yapıları, zeytin ağaçlarını, mescidin içini hunharca tahrip ediyorlar. Bombalar atıp can almaktan hiç çekinmiyorlar. Ve dahası... Kudüs halkı ise müthiş bir direniş sergiliyor. Her teravih ve sabah namazı sonrası topluca "Azim olan Allah'a yemin olsun ki Mescidi Aksa’yı koruyacağız!" diyerek haykırıyor, ahitleşiyorlar. Çatışma esnasında hepsi birer aslan gibi düşmana atılan, dik duran mücahid ve mücahideler oluyorlar. Çatışma bitince ellerinde Kuran birer dervişe dönüşüyorlar. Atılan mermi ve gaz bombalarının boş kapçıkları ile Mescidi Aksa avlusuna Kubbetüssahra şekli yapıp "Ayrılmayacağız!" yazıyorlar, İsraille sanatsal psikolojik dürtme ile alay ediyorlar. Sakin vakitlerde gençler top oynayabiliyor mesela.. Hayatı capcanlı dipdiri yaşayan, ölümü/şehadeti ise yakasında bir gül gibi taşıyan insanlar bunlar..

Onlar vatanlarını, mescitlerini, şereflerini koruyorlar. Aksa'nın korunmasına adanmış bir ömürleri var. Peki Aksa sadece Filistinlilerin mi? Hayır! Mescidi Aksa tüm Müslümanların mescidi. Mescidi Aksa benim, senin, hepimizin Harem-i Şerifi..  Allahın İsra suresinde ismini Mescidi Haram ile andığı mescid... Peygamber Efendimizin hadislerinde, içinde ibadet etmenin en faziletli olduğu üç mescitten biri..  Peygamberlerin ayak izlerinin bulunduğu kutsal mabed... Efendimizin mirac üssü... Öyleyse O'nu korumak bize de düşer. NASIL? Sadece duadan başka yapacak şeylerimiz  de olmalı dedik ve bir grup arkadaş geç kaldığımız bir işe niyetlendik. Mescidi Aksa’yı tanıyacağız! Tanıyacağız ki O'na olan sevgimiz bağımız artsın. Tanıyınca sevince O'nu nasıl koruyacağımız hususunda herkes kendi konumuna durumuna göre cevaplar bulacaktır. Bu gayeyle hanımlara özel çevrimiçi platformda Mescidi Aksa turu düzenleyen Akile Serra Tüzgen hanımın programına katıldık. İlk dinlediğimde heyecanımdan anlatılanları unuturum tekrar bu fırsat elime geçmez diye Serra hanım anlattıkça, ajandama Mescidi Aksanın şemasını çizdim. Sunum çok güzeldi. Hayalen, ruhen de olsa Aksanın kapılarından içeri girmek, sütunlarına dokunmak, halılarında secde etmek muazzamdı. Allah hepimize oraya gidip yerinde görmek nasip etsin. Sonra baktım ki bu bana yetmeyecek. Orayı zihnimde netleştirmek istiyorum. Çeşitli platformlardaki sunumlarına da katıldım. Serra hanım, hala ücretsiz Mescidi Aksa turlarına devam ediyor, onun Aksanın tanınması, Aksanın Müslümanlar nezdinde öneminin hatırlanması için fedakarane çabalarına şahidim. Şimdi ben, haberlerde Meğaribe Kapısı, Şam Kapısı, Kıble Mescidi, Burak duvarı denilince nereye tekabül ettiğini anlayabiliyorum, zihnimde şema beliriyor.  Bu kadarcık az bir gayretin kendimize olan faydasını gördükçe tarihi okumalar yapmanın da hem kendimiz hem Aksa için hayırlı sonuçlar doğuracak bir vesile olacağına kanaat getirdik. Müminlere bir çağrı olarak; gelin Aksa’yı önce iyice bir tanıyalım. Gidemesek de avucumuzun içi gibi bilelim. Kudüs'ün ve Filistin'in özgürlüğünün İslam ümmeti için neden önem arz ettiğini tarihi okumalarla idrak etmeye çalışalım.

Mübarek Ramazanın son demlerinde geceyi gündüze karıştırarak takip ettiğim haberlerde Müslümanlara reva görülen zulmü, karşılığında sağlam bir direnişi gördükçe yüreğim ağırlaştı.

Çocuğu şehit düşen kadın "Kanımız ucuzdur Aksa’ya feda olsun" derken varlığımdan utandım.

Üzerlerine mermi sıkılacağını bile bile sapasağlam binalar gibi saf tutup namaza duran erkekleri, iç mescitte çocuklarıyla birlikte ibadet eden kadınları gördükçe kulluğumdan utandım.

İsrail askerlerine kafa tutan, Aksa’da nöbete ısrarla devam eden murabıtaları görünce kadınlığımdan utandım.

Tüm direnişlere Türk bayrağıyla katılan Filistinli genç şehidin Türk bayrağına sarılı naaşını görünce Türklüğümden utandım.

Aksanın, Kudüs’ün savunmasını bir avuç Filistinliye terk ettiğimiz için müslümanlığımdan utandım.

Kanuni Sultan Süleyman'ın Kubbetüs Sahra için gönderdiği mahzun mavi çinilerini görünce Osmanlı torunu olduğumdan utandım.

Eli silahlı işgal güçlerine, tahta parçalarıyla barikat yapan, silah olarak taş toplayan mücahidleri görünce ellerimdeki imkanlardan utandım.

Kudüs, ümmeti uyuşukluğundan kurtaracak bir diriliş muştusudur.
Aksa, üzerimizdeki ölü toprağını üfürecek bir kutlu nefestir. 
Cahit Zarifoğlu'nun dediği gibi : Kudüs... Bir sınav kağıdıdır... Her mümin kulun önünde. 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri