Ebubekir Bilgiç
İdlib Saldırısı Ve Sosyal Medyada Kriz Yönetimi
İDLİB SALDIRISI VE SOSYAL MEDYADA KRİZ YÖNETİMİ
Sosyal medya uygulamalarının günümüzde bir eğlence mecrası olmasının yanı sıra, daha çok iletişim faaliyetlerinin yoğun olarak kullanıldığı otoriter bir enformasyon kanalı olarak karşımıza çıktığı görülmektedir. Haber içeriği üreten kanalların bu sosyal medya uygulamaları aracılığıyla insanların bir konuda haber alma ihtiyaçlarını bu kanallar üzerinden karşıladıkları hem haberde içerik üreten medyanın hem de üretilen içerikler vasıtasıyla bilgi sahibi olan bizlerin malumudur.
Geleneksel medya kanallarının birer kapandığı yerini dijital medya kanalllarına bıraktığı günümüzde Türkiye’de de bu dönüşümün köklü gazetelerin kapanması veya satılmasıyla artık dijitalleşen medya gerçeği örnekleriyle karşımızda durmaktadır. Algı yönetiminin ve kamuoyu yönlendirmesinin gazete manşetleriyle yapıldığı günlerden, manşetlerin eskisi gibi ses getirmediği, daha çok sosyal medyada paylaşılan haberlerin kamuoyu yönlendirmesinde etkili olduğu aşikardır.
Yeni medya düzeninde kamuoyunu yönlendirme faaliyetini sürdürmek isteyen grupların son yıllarda ülkemizde kurduklarıı farklı dijital medya organları aracılıyla yönlendirme ve algı faaliyetleri yürüttükleri göze çarpmaktadır. Buradan da montaj görüntüler ve ses kayıtlarıyla haber içeriğini istedikleri gibi oluşturup, farklı sosyal hesaplar üzerinden haberler devşirilerek, toplumun algısıyla başarılı bir biçimde oynadıkları son zamanlardaki farklı örnekleriyle mevcuttur. Bu durumda devlet ve hükümet tarafında bir kriz yönetim sorununu da beraberinde getirmektedir. Son yaşadığımız örnekse İdlib’de meydana gelen saldırıda karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye’nin Esed rejiminin saldırılarını ve olası bir göç krizini önlemek üzere bulunduğu İdlib’de 27 Şubat gecesi gerçekleşen Rusya destekli Esed rejiminin hava saldırısında 33 askerimiz şehit oldu.
Peki o gece süreç nasıl yönetildi? Hep birlikte bir bakalım.
Öncelikle Saldırı haberi önce sosyal medya hesapları üzerinden yayılmaya başlamasının, ardından haber siteleri birer birer saldırı haberini geçmeye başladı. Daha sonra Hatay Valisi kameralar karşısına geçerek saldırı hakkında kamuoyunu bilgilendirdi.
Sürecin geleneksel medya düzeninde bu şekilde olması gayet tabi bir durumdur. Bir olay meydana gelir, devletin ilgili birimleri toplanır, ardından süreçle ilgili açıklama yapılır. Fakat Hatay Valisi Rahmi Doğan açıklama yapana kadar geçen süre içerisinde, sosyal medya hesaplarından farklı zaman ve mekanlarda çekilmiş aslı astarı olmayan görüntüler ve ses kayıtlarıyla şehit sayısının 80, 100, 150 civarında olduğu yayılmaya başlamıştır. Bir noktadan sonra hükümet tarafından yaklaşık 20 saat civarında sosyal medya sitelerine erişim engeli getirilmiştir.
Artık günümüzde bilgi doğru olsa, yanlışta olsa anında yayılabiliyor. Devlet zirvesinden kararlar çıkana kadar olaylar bambaşka bir noktaya doğru evrilebiliyor. Burada yapılması gereken devletin iletişim kanallarının belirlenip sayısının artırılması ve bir kriz anında ilk dakikadan itibaren iletişim kanalları vasıtasıyla devlet millet arasında bilgi paylaşımı yapacak muhatabın yada sözcünün belirlenip kamuoyunu süratle bilgilendirmesinin sağlanmalıdır. Böylece teyitsiz ve gerçek dışı haberlerin önüne geçilerek kriz anında kamuoyunun tek noktadan doğru bilgilendirilmesiyle başarılı bir kriz yönetimi gerçekleştirilmiş olunacaktır.
“Bilgi güçtür” diye bir söz vardır. Doğru, ama bilgiyi yönetmek daha büyük güçtür. Bize düşen ise bilginin doğruluğunu teyit etmeden itibar etmemek, güvenilir kaynaklardan gelen bilgiye itibar etmektir.
5 Yorum
Mehmed
01 Mart 2020İdari Doğan
01 Mart 2020Turgay
02 Mart 2020Hüseyin
02 Mart 2020Ebubekir
06 Mart 2020