- 06 Haziran 2024 - BİR GÜNDE İKİ SABAH NAMAZI
- 23 Mayıs 2024 - İRAN’DA HELİKOPTERİ KİM Mİ DÜŞÜRDÜ?
- 12 Mart 2024 - RAMAZAN'DA ORUCA TUTULMAK
- 26 Şubat 2024 - AİLE DERDİMİZ -IV- BEN - BİZ KAVGASI
- 10 Şubat 2024 - BİR DRAM VE DUA SAĞANAĞI
- 02 Şubat 2024 - AİLE DERDİMİZ- 3
- 23 Ocak 2024 - AİLE DERDİMİZ -2-
- 17 Ocak 2024 - AİLE DERDİMİZ -1-
- 25 Aralık 2023 - ANNEMİN İKİ DAMLA GÖZYAŞI / İkinci Hikaye Kitabı
- 22 Aralık 2023 - Hayta ile Cemşit
- 15 Aralık 2023 - Turnusol Kâğıdı Filistin
- 16 Eylül 2023 - Sosyal Medya Fırtınası
- 12 Ağustos 2023 - Ölüm Seçme Hakkımız
- 03 Ağustos 2023 - Cennette Komşu Seçme Özgürlüğü
- 20 Temmuz 2023 - Afrika’da Neler Oluyor?
- 06 Temmuz 2023 - Sınırlarını Aşan Ülke Türkiye
- 20 Haziran 2023 - Sıla-i Rahim
- 26 Nisan 2023 - Şevval Ayı Rehberi
- 17 Nisan 2023 - İlahi Kitaplarda Ortak İz
- 07 Nisan 2023 - Izîîn ( Kuranı Parçalamak )
- 03 Nisan 2023 - Ramazan Ayında Kur’an Buluşmaları
- 28 Mart 2023 - Bir Çanakkale Töreni
- 24 Mart 2023 - Bu Ramazanda Ne Yapalım?
- 03 Şubat 2023 - Refik mi, Tarık mi?
- 14 Ocak 2023 - Aşkına Hayran Olduğum Adam Aşkına Gitti
- 30 Aralık 2022 - Dünyanın Ve Menfaatin Esareti
- 20 Kasım 2022 - Türkiye Nerede Olmalı?
- 06 Ekim 2022 - Tohum Atan Pişman Olmaz
- 26 Eylül 2022 - Kraliçeler de Ölür
- 14 Eylül 2022 - Düğüm Olan Düğünler
- 07 Eylül 2022 - Freni Patlamış Kamyon
- 18 Ağustos 2022 - Taşın Altında Eli Var
- 01 Temmuz 2022 - Neler Kaldı, Neler...
- 10 Haziran 2022 - İlacınız Varsa Bana Onu Söyleyin
- 17 Mayıs 2022 - Çocukça Bir Mutluluk İşte
- 01 Mayıs 2022 - Türkiye Ne Kadar Büyük?
- 22 Nisan 2022 - Özel Bir İftar Sofrası
- 09 Nisan 2022 - Ramazan Geldi Ve Gerçekten Hoşça Geldi
- 30 Mart 2022 - Uzak / Yakın
- 25 Mart 2022 - Dualı Bir Çift Ağız
- 16 Mart 2022 - Ne Savaşlar Bilirim Ben
- 01 Mart 2022 - Acımıza Karışmayın
- 20 Ocak 2022 - Cennet Müjdesi Yolculuk
- 14 Ocak 2022 - Bir Fısıltı Mesafesinden Bismillah
HAŞİM AKIN
Değiştirme Tehdidi
Değiştirme Tehdidi
“O isterse -ey insanlar!- sizi toptan yok eder ve yerinize başkalarını getirir. Allah’ın gücü kesinlikle buna yeter.” ﴾Nisa 133﴿
***
Dün sabah namazında bizim Abdülaziz o davudi sesiyle alıp götürdü gene. O bunu hep yapar da... Ayeti kerimeleri anlasam da maalesef hafız olmadığım için okuduğu yeri bulamadım. Nihayet gün içinde kendisinden yardım aldım da bulmak kolay oldu.
Bazen yıllarca okumuş olsanız da bazı ayeti kerimeler vardır ki sanki o gün ilk kez duymuş gibi olursunuz. Bunun en güzel örneğini Hz. Ömer’de (RA) görürüz. Allah Rasülü’nün vefat haberini duyunca o andaki hüznün şokuyla ağzından çıkan cümleleri ve buna Hz. Ebu Bekir’in (RA) verdiği cevabı biliyoruz. Hz. Ömer (RA) daha sonra bu olayı anlatırken “ben sanki bu ayeti kerimeyi ilk kez duyuyormuş gibiydim” diyecektir.
Hâsılı bizim Abdülaziz de nisa suresi 131-134. Ayetleri okudu. Merak edenler bu bölümün önünü, sonunu ve daha geniş açıklamalarını okuyacaklardır. Ancak bu ayeti kerimeler bana yaşadığımız bu dünya ve şartlarda ağır bir tehdit olarak geldi. Ben kendim için anladım. Sizlere de kendinizi önceleyerek anlamanızı ve nefis muhasebesine vesile kılmanızı öneririm.
Yazının başında okuduğunuz ayeti kerimeye göre herkes ayağını denk almalıdır. Üzerinde yaşadığımız bu coğrafya binlerce yıldır çok değişik medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Her toplumda kendisine göre güçlüydü, vaz geçilmezdi. Kim bilir kimlere kafa tuttu... Ama şimdi hiç birisinden eser kalmadı.
Hatta bu değiştirme ve yok edilme tehdidinin içine sadece devletler ve medeniyetler girmez. Bunun içinde insanlar, sistemler, makamlar, fikirler ve birçok organizasyonlar da vardır. Şayet görev düzgün yapılmazsa kaçınılmaz son bizi bekleyecektir. Zira yerlerin ve göklerin tek hâkimi olan Allah kimseden korkmayacak, kimsenin küsmesine veya alınasına da aldırmadan istediğini yapacaktır.
Dünyaya kendi adına ve rızasına uygun şekilde adaleti tesis etmek için gönderilen insanoğlu bu görevine sağlam bir şekilde sarılmalıdır. Bunlardan uzaklaşanlar bazı uyarılara muhatap olurlar. Şayet bu uyarılardan ders alıp rotalarını düzeltirlerse yeniden hayat ve iktidar imkânı bulurlar. Değilse kaçınılmaz son onları da yakalayacaktır.
Köyde bizim büyük dedemizden kalan evden kim bilir kaç nesil geçti. Hepsi de o gün güçlü, kuvvetli ve kendisince saygın insanlardı. Ama sonra oraya hiç bilmedikleri insanlar geldi. Burası zorunlu ve karşı konulamayan bir değişimdir. Sünnetullahtır.
Sünnetullahın ikinci perdesi ise kişi veya toplumların tercihine ve davranışlarına bağlıdır. Sizi bilmem ama ben bu ayeti kerimeyi kendim için bir uyarı ve tehdit olarak algıladım. Bir vesileyle bulunduğum Burkina Faso topraklarında, sürem çok da uzun değilmiş. Yerlerin, göklerin ve içinde olan her şeyin sahibi olan Halikı Mutlak, bir vesileyle bizi buradan uzaklaştırıp başkalarını getirmeyi vaat ediyor. O gerçekten buna kadirdir. Hiç kimse de vaz geçilmez değildir. Allah hiçbir yeri veya makamı sadece onun için var etmemiştir.
Sadece bu değiştirme uyarısı yetmedi ve devamında gelen ayeti kerime gene ikaz etmeye devam etti. (Ayeti kerimeler zaten sadece inzar için gelmemiş midir?) “Dünya mükâfatını isteyenler bilsinler ki Allah nezdinde hem dünya hem ahiret mükâfatı vardır. Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir.” (Nisa 134)
Ahiret mükâfatını unutup sadece dünya peşinde koşmaya niyetli olanlar, dünyalık kazanmak için de her türlü renge girmeye hazır duranlar, burada gemisini yüzdürmeyi hedefleyip de ahireti görmezden gelenler... Sizin istediğiniz bu dünyalıklar da Allah’ın elindedir. Onları da dağıtacak olan Allah’tır. Yani siz O’nun izin ve takdiri olmadan bir bardak suya bile ulaşamazsınız. Yaptığınız dalavereler bile onun müsaadesiyle gerçekleşir. Yani gene yakalandınız...
Allah’ım sen bizleri senin güç ve kudretinden gafil kılma...
Henüz Yorum yok