- 06 Haziran 2024 - KÖPEK TERÖRÜ İSTATİSTİKLERİ
- 11 Mayıs 2024 - BAŞIBOŞ KÖPEK SORUNU VE TÜRKİYE YÜZYILI MİLLİ EĞİTİM MÜFREDAT MODELİ
- 02 Mart 2024 - MODERN DİSTOPYA ÖRNEĞİ: 28 ŞUBAT POSTMODERN DARBESİ
- 03 Ocak 2024 - GAZZE’DE YAŞANAN ZULME SESSİZ KALMAYANLAR
- 10 Haziran 2022 - Başıboş Köpek Sorunu İnsanların Haklarını İhlal Eden Bir Sorundur
- 18 Mart 2022 - Çanakkale Deniz Zaferi Ve Rachel Corrie'nin Direnişi
- 28 Şubat 2022 - Darbeler ve İnsan Hakları İhlalleri
- 18 Şubat 2022 - Kâğıdın ve Yazının Serüveni
MEHMET ALTUNTAŞ
8 Mart Günü Bizim İçin Niçin Önemlidir, Ne Anlam İfade Etmektedir?
8 MART GÜNÜ BİZİM İÇİN NİÇİN ÖNEMLİDİR, NE ANLAM İFADE ETMEKTEDİR?
Bu gün 8 Mart 2022
İnsanlığa son çağrı Veda Hutbesi 8 Mart 632 Yılında Hz. Muhammed (SAV) tarafından okundu.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (SAV) yaklaşık 124.000 sahabeye son haccı olan veda haccında Arafat’ta Veda Hutbesini okudu.
8 Mart aynı zamanda 1910 yılında Kopenhag’da düzenlenen II. Sosyalist Enternasyonal toplantısında alınan karar üzerine kadın hakları günü olarak da kutlanıyor. Tüm insanlığa hatta cinlere son peygamber olarak gönderilen Allah Resulü kadınlar hakkında ne demişti Veda hutbesinde.
Peki, niçin önemlidir bu hutbe?
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Veda haccında, 9 Zilhicce 10 H./8 Mart 632 M. Cuma günü zevalden sonra Kasvâ adlı devesi üzerinde, Arafat Vadisi’nin ortasında 124 bin Müslümanın şahsında bütün insanlığa şöyle hitap etti:
“Hamd Allah’a mahsustur. O’na hamdeder, O’ndan yardım isteriz. Allah kime hidayet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki; Allah’tan başka ilah yoktur. Tektir, eşi ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve Resulüdür.”
“Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. İnsanlar! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.
Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O’da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar, bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur.
Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmutallib’in oğlu (amcam) Abbas’ın faizidir. Lakin anaparanız size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız.
Ashabım! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib’in torunu Iyas bin Rabia’nın kan davasıdır.
Ey insanlar! Muhakkak ki, şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız.
Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınızı; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah, size onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa evden uzaklaştırıp çıkarmanıza izin vermektedir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve âdete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
Ey Mü’minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah’ın kitabı Kur-ân-ı Kerim ve Peygamberin sünnetidir.
Mü’minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman’ın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman’a kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır.
Ey insanlar! Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesini ayırmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır.
Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahi bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah’ın kitabı ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.
Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız:
Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız.
Allah’ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz.
Zina etmeyeceksiniz.
Hırsızlık yapmayacaksınız.
İnsanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? “Sahabe-i Kiram birden söyle dediler: “Allah’ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şahadet ederiz!” Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) şahadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve şöyle buyurdu: “Şahit ol ya Rab! Şahit ol ya Rab! Şahit ol ya Rab! “
8 Mart Kadın Günü Niçin Kutlanır
Birleşmiş Milletler tarafından 1977 yılında ilan edilen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün geçmişi çok eskilere dayanmaktadır.
Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın başlangıcı, 8 Mart 1857 yılında Amerika'nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yapması olarak kabul edilmektedir. Bu grevler sırasında çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can vermiş, Amerika Sosyalist Partisi, 28 Şubat 1909'da New York'ta bir "Kadınlar Günü" düzenledikten sonra, bu olaylardan 52 yıl sonra (1910), Danimarka'nın Kopenhag kentinde düzenlenen II. Sosyalist Enternasyonal toplantısı, Uluslararası Sosyalist Kadın Konferansında Clara Zetkin’in önerisiyle her yıl bir "Kadınlar Günü" düzenlenmesini önerdi. 1917'de Sovyet Rusya'da kadınlar oy hakkı kazandıktan sonra 8 Mart ulusal bayram oldu. Kadınlar Günü, 1967'de feminist hareket tarafından benimsenene dek ağırlıklı olarak sosyalist hareketler ve komünist ülkeler tarafından kutlandı. 1975'te Birleşmiş Milletler tarafından kutlanmaya başlandı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 16 Aralık 1977 yılında aldığı kararı ile üye ülkeler kendi geleneklerine ve tarihlerine uygun bir günü Uluslararası Kadın Hakları ve Uluslararası Barış Günü ilan etmeye davet edildi. 1857’de başlayan sürecin sonunda, her yıl 8 Mart günü “Kadın Günü” olarak kutlanmaktadır.
Allah Resulü 1390 yıl önce “Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.” diyerek tüm insanlığı uyarırken, 19uncu Yüzyılın ortalarında kadınlar kapitalizmin sermayesi haline getirilmesinden dolayı eziyetlere ve ayrımcılığa maruz kalmış bu sebeplerle greve giden ve isyan etmeleri nedeniyle çoğu kadın 129 işçi can vermişti. Kapitalist sistemin kadını metalaştırdığı ve bir sermaye aracı haline getirdiği süreçte İslam’ın kadın hakkında ne dediği ve bunun doğru anlaşılması çok önemlidir.
Aile kurumunun değersizleştiği bir ortamda kadının çocuğun yaşlının ve milyonlarca erkeğin acı çekmesi doğaldır. Batılı değerlerden medet ummaktan bir an önce vazgeçip özdeğerlerimize sarılmak ve bunun için öncelikle o değerlerimizi bilmemiz gerekir. Bu sebeple kanaatim odur ki her 8 Martta Bu yüzden Veda Hutbesini tekrar tekrar okuyup İslam’ın kadına verdiği değeri daha iyi anlama fırsatı bulabiliriz.
Mehmet ALTUNTAŞ
Henüz Yorum yok