Murat Çakır

Sonuç Nereye Varacak ...?

SONUÇ NEREYE VARACAK..

Yoğun iş trafiğimi dersiniz, kar yağışı sonrası içimize kadar işleyen soğuk mu dersiniz yoksa bu bitmek bilmeyen Korona illetimi dersiniz bilmem ama ahretliğim ile bu aralar fazla görüşemez oldum. En son konuştuğumuz konu ‘’ tevekkül ‘’ olmuştu. İnançlı insanın hayata bakışı ve yaşantısını konuşmuştuk. Bende bu konuşma üzerine akşam odam da uzun süredir elime almadığım kurşun kalemi alıp masamın yanı başında sıcakta karnı doymuş, kuyruğunu bir sağa bir sola savuran kedime bakarak birkaç kelam yazdım oracıkta.

Bazen herkeste olur mu bilmem ama kendi kendime ümitsizliğe kapıldığım, tamam artık bu iş bitti dediğim anlar oluyor. Ya da hiç olmayacak bir iş bir anda oluverip nimeti ile karşı karşıya kalıp nefsim şımarmaya yüz tuttuğu anda hemen kendime dur demek adına imdadıma yetişen ve hiç aklımdan çıkarmadığım iki ayeti kerime yüreğime zıpkın gibi çakılıyor. Ardı ardına gelen bu iki ayet o an için yeisse kapıldıysam, umutsuz ve mutsuzsam, elim kolum bağlanmışsa ve ya tam zıttı nefsime hakim olamıyor sevinçten şükür etmeyi unutma pozisyonuna geliyorsam hemen beni kendime getiriyor ve suratıma bir şaplak gibi iniyor. Hemen ayetler aklıma geldiğinde üzgünsem ‘’ iş olacağına varır, kendini yıpratmana, üzmene gerek yok nasıl olsa sonuç değişmeyecek ‘’ o an kendimi harap etmenin olayı değiştirmeyeceğini, sevinirken de   ‘’ fazla sevinme şükret, bu sana Allah’ın bir lütfu ‘’ diyebiliyorum. Layık olduğumdan daha iyiyim moduna dönüşüyorum.

Nedir peki bu ayetler? Hadid Suresi 22. ve 23. ayetlerdir. Şöyle ki:

‘’ Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır. ’’

‘’ Elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye (böyle yaptık.) Çünkü Allah, kendini beğenip övünen hiçbir kimseyi sevmez. ‘’

İnsan üzerinde muhakkak bütün ayetler etkilidir. Her birinin ayrı bir mesajı vardır. Dedim ya başıma bir olay geldiğinde bu ayetler bende bir ferahlama etkisi yapmaktadır. Başıma ne gelirse gelsin müspet ya da menfi, olması gereken tavır her iki halde de dayanma ve ağır başlı olmamı, asla isyankârlığa ve şükürsüzlüğe kapılmamamı her olaya sükûnetle yaklaşmamı hatırlatıyor.  

Hani Cemil Meriç'e atfedilen "Namaz kılan bir toplumun psikolojiye, zekât veren bir toplumun da sosyolojiye ihtiyacı yoktur." sözü bu anlamda manidardır. Biz buradaki namaz kılan ifadesine birde Kur'an-ı Kerim okuyan olarak genişletebiliriz. Çünkü namaz kılan bir insan eğer okuduğu ayetlerin anlamını biliyorsa ve onu yaşamaya gayret ediyorsa hayatını Allah’a havale etmiştir. Okuduğu ayetlerinin anlamını bilmiyorsa kendini geliştirmeli, desteklemeli, manen beslemelidir.

İnanmış, inançlı Müslüman elinden gelen her şeyi helal daire içerisinde yaptıktan sonra işin neticesini Allah’a havale etmelerinden daha güzel bir tutum olamaz. İşte bu anlayışın adı ‘’ Tevekkül ‘’ dür. Allah’ı kendi adına en güzel kararı vereceğine inanmaktır. İnsanın bitti dediği anda Allah’ın iyiliğini, inayetini ve yardımını devreye alma anıdır. Artık kulun yapacak bir şeyi kalmamış, üzülmenin ya da sevinmenin anlam ifade etmediği sınıra gelinmiştir. Allah'ın tecellisi nasıl ortaya çıkacağı beklenir, başa gelen sonuca da Allah'tan geldi denerek katlanılır. Bu durum insan için fevkalade iç rahatlatıcı bir davranıştır. Kâinatın yönetimini Allah'a teslim etmekten daha güzel ne olabilir değil mi?

Gelin hep birlikte soğukkanlı olmayı adet edinelim, elimizden geleni ortaya koyduktan sonra sonucun nereye varacağını sükûnetle seyretmeyi bilelim, anlık keder ya da şımarıklıklarımızın sonucu değiştirmeyeceğini, sadece kendimize zarar vereceğimizi unutmayalım.

(Ey inkâr edenler!) Allah müminleri, pisi temizden ayırmadan bulunduğunuz hal üzere bırakacak değildir. Allah size gaybı da bildirecek değildir; fakat Allah (gaybı bildirmek için) peygamberlerinden dilediğini seçer. Artık Allah’a ve peygamberlerine iman edin; inanır ve sakınırsanız sizin için büyük bir ecir vardır.

(ÂLİ İMRÂN SURESİ 179)

Selam ve Dua ile

Murat ÇAKIR

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri