Ahmet Mercan
Adanmış Bir Adam '' Bülent Uygun''
ADANMIŞ BİR ADAM ''BÜLENT UYGUN''
Yıl 1994. Ülkemiz şafak sökümüne yakın bir karanlığı yaşıyordu. Hangi kesimden olursa olsun insanlar inandığını gönül rahatlığı ile yaşayamadı bir dönemdi.
Bu ülkeye komünizm gelecekse onu da biz getiririz diyen jakoben elitin demokrasiye milletin silahını millete doğrultarak ince balans ayarı yaptığı bir dönemdi. Bundan daha acısı bu balans ayarını yaptıklarını burunlarını dikerek millete küfredercesine ilan etmesiydi. Tek suçu inanmak, inandığını yaşamak olan ülkenin Başbakanına onun memuru tarafından küfür edildiği bir dönemdi.
Yine bu dönemde Belediye Başkanı yaptığı konuşmada ölüm var dediği için karşısındaki Paşa’nın bana mesaj mı veriyorsun diyerek hiçbir protokol nezaket kurallarına uymadan çocuk gibi azarladığı kapkara dönem.
Şimdilerde ülkenin Cumhurbaşkanına ağza alınmayacak şekilde hakaret edenler ve adına eleştiri dedikleri sözüm ona insanın haysiyetine, onuruna dil uzatanlar o dönem Milli Eğitim Bakanlığı'nın yayınladığı eserden şiir okuyan Cumhurbaşkanımız hapse gönderilirken “muhtarlık” bile ona çok görüldüğü kalemşörleriyle dikte ediliyordu.
Velhasılı kelam ülkemiz olarak şafağın sökmesine en yakın karanlığı yaşıyordu. İnsanların fikrini rahatça söyleyemediği bir dönemde Ebu Zer (RA) gibi Osman Yüksel Serdengeçti gibi her şeye rağmen dimdik duran bir sonraki günü düşünmeden zulme haykıranlar, safını belli edenler vardı. Şimdilerde Reisicumhurumuzla bir kare fotoğrafta yer almak için iş dünyası, sanat dünyası ve spor camiasındaki insanlar ne kadar büyük çaba gösteriyorsa o dönemde ise O’na karşı olduğunu onun Büyükşehir Belediye Başkanlığını desteklemediğini bir şekilde ifade etmek için büyük çaba gösteriliyordu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Recep Tayyip Erdoğan zulme karşı bir ses, karanlığa karşı mum ışığı dahi olsa ışık olma ideali ile yola çıkmıştı. Karşısındaki bu jakoben zihniyet algı operasyonları yapıyor insanları sindiriyordu. Bulunduğu konumu kaybetme riskine rağmen aykırı seslerde çıkıyordu.
Bu seslerden biri Bülent Uygun, namı diğer Asker Bülent’ti. Refah Partisi Yahyalı İlçe teşkilatı binasında kocaman bir pankart ve pankartta Fenerbahçe forması ile asker selamı veren Bülent Uygun. Pankart aykırı sesi haykırıyordu: Asker Bülent: “Oyum Refah Partisi’ne” Bu pankartı görünce içimi büyük bir sevgi ve saygı dalgası kapladı. Bülent Uygun “Bosna Hersek'te kardeşlerim şehit olurken ben noel kutlamam” diyerek hakim görüşü rahatsız etmişti. Bunu manşet yapan gazete herşeye müdahale eden burnu havadaki muktedirlerden zılgıtı yemişti. Bülent Uygun Fenerbahçe’de gol kralı olacak kadar başarılı bir futbolcuydu ama ülkeyi beyin göçüne itecek kadar gözü dönmüş bu muktedirler için Bülent Uygun bir çırpıda vazgeçilecek kişiydi. Buna rağmen oyum Refah Partisi’ne diyerek bunlara baş kaldırıyordu. Mazlumların, ezilenlerin sesi olmuştu demek ne sloganik ne de romantik söylemdir. Bülent Uygun da sesini çıkartmaz, belki yine Refah Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'a oyunu verirdi. Fakat bu söylemiyle belki de en az 10 binler bellide 100 bin oy potansiyeli ile hayranlarına etki ederek daha büyük hizmet yoluna seçmişti kendi ikbalini riske atarak.. O dönem Refah Partisi teşkilatındakilere verdiği psikolojik destek ise inanılmaz boyuttaydı. Kamuoyunda Bülent Uygun gibi birkaç cesur ses çıktığı için şu da Tayyip'e oy verecekmiş bu da Refah'a oy verecekmiş diye bir algı patlamasına Refah Partisi özelinde İstanbul büyükşehir Belediye başkanlığında Recep Tayyip Erdoğan'a oy verme tereddütleri olanların tereddüdünü gidermeye vesile oldu. Bir de bunu deneyelimi zihinlere yerleştirmede altın rol oynadı. Bülent Uygun’un “Oyum Refah Partisi’ne, oyum Recep Tayyip Erdoğan’a söylemi bugüne gelen yolda dizilen taşlardan en değerlilerindendi.
Seçimden sonra Recep Tayyip Erdoğan’a “Bırakın Belediye Başkanı olmayı siz inşallah bu ülkenin Başbakanı olacaksınız. Bu ülkeye büyük hizmetler vereceksiniz. Başsız İslam Dünyasına lider olacaksınız Erbakan Hocamdan sonra. Mazlum İslam coğrafyası büyük lidere gebedir. Diyerek muktedirlerin damarına sinir uçlarına dokunuyordu. Ama o sevgisinin tezahürü bu sözlerinin dua yerine geçeceğini bilemezdi.
Ama vatan sevgisi İslam’a hizmet şevki bu sözleri ihlâsla yoğurarak kabule karın dua hükmüne getirmişti. Onun hayat felsefesi partizanlık değil millete hizmet yolunda yoldaş olmaktı. Cuma namazına giderken cem evinde ceme de katılan bir insandı. Yaratılana sevgisi Yaratandan ötürüdür. Cami yaptırırken kilise de yaptırabiliriz diyecek kadar bu ülkenin renkli mozaiğine sevgisini göstermekten çekinmezdi. Sivasspor’u çalıştırdığı dönemde otel çatılarından intihar teşebbüsünü engellemek için çatıya çıkan sevgi dolu mütevazı insan.
Teknik direktörlük yaptığı Sivasspor’da bugün örnek gösterilecek altyapı sistemini kurarak hem bu ülkeye hem de Sivasspor'a geleceğe dönük projeksiyon sağladı. Kayserispor'da göreve başlar başlamaz Yahyalı’ya giderek ilçedeki altyapı çalışmalarını takip edip yaşadığı heyecanı Ulusal Basınla paylaşması kaygısının Memleket meselesi olduğunun bir başka örneğiydi. Kendi tabiriyle celladına aşık bir esirin sevgisi onun için memleket sevgisi. Yeni nesil anlamasa da virüs gibi her türlü belada biz Kerim bir Zatın memluküyüz. Gökten inen kararlara boynumuz kıldan incedir. O neylerse güzel eyler diyen teslimiyeti vardır. Şehitlerimiz için gönül dünyasına göz yaşından ırmak yapan insan. Biz siz gibi özü sözü bir insanları özledik Asker Kral hocam. İnşaallah Milli Takım başında görmek milyonlarca gençlerimizi yetiştirmen için duası ile yolun açık olsun Kral Asker Bülent hocam.
Ahmet Mercan 29.03.2020
7 Yorum
Burhan çelik
30 Mart 2020Altan Bakır
30 Mart 2020Hasan Said
31 Mart 2020Muammer Benli
01 Nisan 2020Onur
01 Nisan 2020Ahmet Sami
02 Nisan 2020Hasan
23 Nisan 2020