- 18 Mart 2021 - -YENİ- Allah'ım, Yağmur Yağmasın
- 24 Şubat 2021 - O Gün Şubattı
- 17 Şubat 2021 - Yirmisekizşubattı
- 04 Şubat 2021 - Sırdaşlarımız
- 10 Aralık 2020 - Gönül Dostu
- 03 Kasım 2020 - Bosnalı
- 10 Ekim 2020 - Vahşetin Tanıkları
- 20 Eylül 2020 - Ah Bosna Ah
- 11 Eylül 2020 - O Gündü Eylüldü
- 29 Ağustos 2020 - Yiğit İnsan Ne Zaman Belli Olur?
- 07 Ağustos 2020 - Sizin Hiç Babanız Öldü mü ?
- 21 Temmuz 2020 - Direnişin Kahramanları
- 14 Temmuz 2020 - 15 Temmuz Kalkışması
- 13 Temmuz 2020 - Kalkışmanın Öncülleri
- 26 Haziran 2020 - Bulutlar Sırlarını Sergilerdi
- 09 Haziran 2020 - Ölür müsün? Öldürür müsün?
- 27 Mayıs 2020 - 27 Mayıs, Demokrasi Ve Özgürlük Adası
- 15 Mayıs 2020 - Habersiz Değilsin Allah'ım
- 27 Nisan 2020 - Pretoryanizm ve 27 Nisan E-Muhtırası
- 23 Nisan 2020 - Mübarek Ola
- 10 Nisan 2020 - Baharı Beklerken
- 02 Nisan 2020 - Algı Yönetmenleri
- 26 Mart 2020 - Tarifsiz Acılar Sardı Her Tarafımızı
- 20 Mart 2020 - Değerlerimize Dönme Vakti
- 13 Mart 2020 - Darbeler ve Darbeler (III)
- 05 Mart 2020 - Darbeler ve Darbeler (II)
- 28 Şubat 2020 - Darbeler Ve Darbeler (I)
- 20 Şubat 2020 - Tüketim Çılgınlığı (II)
- 13 Şubat 2020 - Tüketim Çılgınlığı (I)
- 07 Şubat 2020 - O Eski Kışlar (II)
- 29 Ocak 2020 - O Eski Kışlar
- 17 Ocak 2020 - Değişim Zordur
- 11 Ocak 2020 - Meritokrasi Ve Liyakat Üzerine (3)
- 02 Ocak 2020 - Meritokrasi Üzerine Bir Deneme (2)
- 11 Aralık 2019 - Meritokrasi Üzerine Bir Deneme (1)
- 03 Aralık 2019 - SENİ DE GETİRSİNLER BANA

Mustafa Küçüktepe
Ölüm Şuuru
ÖLÜM ŞUURU
Ölümden habersiz olmak şuursuzca bir yaşayıştır. Ölümden habersiz olmak demek ölüm bilindiği halde onun bilincine erememiş olmak demektir.
Her gün musalla taşından mezarlığa doğru götürülen en az bir cenazeye rastlarız.Onu görünce benzimiz atar, kalbimiz hızla çarpar, anlatılamaz bir hal olur, bir hoş oluruz. Ölümü düşünürüz: Bir gün gelecek Azrail’le tanışacağız ve ebedi âlemin kapısına adım atacağız ölümle. Etrafımızda ağlayanlarımız, ağıt dökenlerimiz. Sonra yıkanıp beyaz bezlerle sarılacağız. Bunlardan başka malımız olmayacak. En önde biz varız musallada yatan gerilerde kıyamda el bağlamış insanlar. Omuzlar üzerinde kabristana varış ve kıyamete kadar ki mekana uzatılış. Ne kadar da karanlık ve kimsesiz…
Birden uyanırız bu hayalden ve irkiliriz. İşte bu ölüm şuuruna eremezsek yaşadığımız hayat boştur. Hiçbir kıymet taşımaz. Eğer ölüm şuuruna erersek bu yeni bir kıyam, yeni bir diriliş, yeni bir dönüm noktası başlar. Ölüm hayatımıza yön verir. Boşa geçen günlerimizi daha güzel bir şekilde doldurmamızı sağlar. Saatlerimiz bir başka saat, çevremiz bir başka çevre oluverir. Kısaca yaşantımızın akışını değiştirir bu ölüm şuuru. Önemli olan o şuura erebilmek, ona kavuşabilmektir.
Düşünen insanlar bu şuura ermeyi başarmışlardır. Bu sebeple hayat tarzında yeni oluşumlar, programlar gerçekleşmiştir. Hayat onlar için başka bir hayat olmuştur. Bu değişikliklere herkesin şahit olması mümkündür. Hz Ömer’le ilgili şu kıssayı herkes bilir. Hz Ömer sabah namazı için mescide giderken koşa koşa camiye giden bir çocuk görür. Çocuğa yetişip koşmasının sebebini sorar. Çocuk cevaben namaz kılmaya gittiğini söyleyince Hz Ömer çocuğa henüz küçük olduğunu söyler. Bunun üzerine çocuk: “ Ey amca çok sevdiğim bir arkadaşım vardı. Dün öldü. Henüz büyümeden ben de ölebilirim. Onun için şimdiden ibadetlerimi zamanında yerine getirmeliyim. Bunun için acele etmeliyim.” Der. Hz Ömer gözyaşlarını daha fazla tutamaz artık… Zira küçük bir çocuk ölüm şuuruna ermiş ve bu şuur onun hayatına yepyeni bir boyut kazandırmıştır.
Ne mutlu o kimseye ki, düşünür, ölüm şuuruyla şuurlanır, ondan hisse alır ve kendisini Allah yoluna adar. Böyleleri için var olsun cennet!
Not: Bu yazım, 1992 yılında Bizim Sesimiz Dergisinin 4. Sayısında yayınlanmıştır.
3 Yorum
Erol Elmas
22 Haziran 2020Şahin Kanat
22 Haziran 2020Erol
30 Haziran 2020