Hüseyin Fındıkçı
Tanzanya'da Ramazan Sevinci
Kurban Bayramı'nda Somali'ye giderken bir kardeşimiz; “Hocam Afrika seyahati bağımlılık yapar yine gitmek istersin” demişti. Bunu Somali'den gelince daha iyi anlamıştım çünkü oradaki kardeşlerimizin hayatlarına dokunarak, kendi gönül dünyamda bir ateş yakmış olduğunu hissettim.
Verenel Derneği’miz tarafından Ramazan ayında Afrika için İslami, insani faaliyetler ve organizasyon için teklif gelince büyük bir heyecanla kabul ettim.
Yolculuğumuz ara tatil dönemine denk gelince resmi olarak izin almak kolay oldu. Kurban Bayramı döneminde insanların emanetlerini güvenilir ve şeffaf bir şekilde yerine ulaştırınca, Ramazan için gelen yardımlar da bir hayli fazla oldu. Bu sevindirici bir durum lakin bu kadar fazla emaneti fıkhi usullere uygun olarak yerine getirme kaygısı sarıyor insanı.
Kayseri'den başlayan uçak yolculuğumuz yeni yapılan İstanbul Hava Limanında altı saatlik bekleyişle devam ediyor. Yeni havalimanının büyüleyici etkisine kapılıyoruz. Bu yıl Dubai'den sonra en çok yolcu taşıyan bu meydanın ülkemize daha çok katma değer katacağını düşünüyoruz. Uçakların kalitesi, personelin ilgi ve alakası, uzun yolculuklar için çeşit çeşit içeriklerin olduğu multimedya ekran, yolculuk boyunca size eşlik ediyor.
Seher vakti Tanzanya'nın Darüsselam bölgesine iniyoruz. Tanzanya demişken tropikal iklimin hüküm sürdüğü, ekonominin baskın olarak tarıma dayandığı ülkede altın, elmas, kömür, uranyum, nikel ve benzeri yeraltı kaynaklarının bol olduğu güzel bir coğrafya. Ama gelişemediği ya da bilinçli olarak geliştirilmediği için bu kaynaklardan yeterince faydalanamıyor. Malesef bu kaynakların önemli bir kısmı Batı tarafından sömürülüyor. Bunların dışında ülke sınırları içinde Serengeti, Ngorogoro gibi dünya çapında ün yapmış ulusal parklar yer alıyor ve bu parklar ülke için önemli turizm gelir oluşturuyor.
Darüsselam'da daha önceden randevulaştığımız Büyükelçimiz Dr. Mehmet Güllüoğlu Beyefendi ile görüşmeye gidiyoruz. Samimiyeti ve güleryüzü koyu bir muhabbetin başlamasına ortam hazırladı. Derneğimiz ve yapacağımız faaliyetler hakkında kısa bir brifing verdikten sonra partner kuruluşlar, Müslümanların durumu, yardım faaliyetleri, eğitim ve tarım gibi birçok alanda kıymetli bilgiler ediniyoruz. Yardım faaliyetlerinin çok kıymetli olduğunu, gönül köprüleri kurduğunu ama asıl yapılması gereken faaliyetlerin eğitim çalışması olması gerektiğini ve bu konuda her türlü desteğe hazır olduğunu ifade etti.
Darüsselam'da şu anda Maarif Vakfımızın yedi okulu, Hüdayi Vakfı'nın bir okulu olduğunu ve Hayrat Vakfı'nın da okul açma sürecinde olduğunu ifade etti. Bu okulların varlığı bizi mutlu ederken hain Fetö'nün Feza okullarının da faaliyet gösterdiğini öğrenmek bizi üzdü.
Büyükelçimizden aldığımız tavsiyeler ve muhabbetle Tanga eyaletine doğru yedi saat sürecek bir yolculuğa çıkıyoruz. Tek şeritli ve virajlı dar bir yolda tırların, otobüslerin arkasına takıla takıla yolculuğumuz devam ediyor.
Tanga eyaletine varıyoruz. Kısa bir dinlenme sonrasında yapacağımız faaliyetlerin planlarını partner kuruluşla gözden geçiriyoruz. Kurban kesimi, Kur'an-ı Kerim dağıtımı, yetimlere zekat dağıtımı, medresede zekat, fitre ve fidye dağıtımı ve her gün yapılacak iftar programları.
Kur'an-ı Kerim dağıtımı için gittiğimiz köylerde bizi kalabalık gruplar halinde ellerinde deflerle "Talealbedru" ilahisi söyleyerek karşılamaları çok hoşumuza gitti. Köy, medrese ve okullarda bin adet Kur'an-ı Kerim dağıtımı gerçekleştirdi.
Derneğimiz tarafından düzenli ödenen yetim aidatlarını bizzat yerinde görerek 271 yetimimize ulaştırdı
Zekatlarımızı Tanzanya Şilinine çevirerek özellikle Tanga merkezde yer alan Şemsi Maruf Medresesinde öğrencilere eğitim veren ve maaş almayan öğretmenlere, köylerden gelen yatılı kalan öğrencilere verdik. Bu medrese hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum. Geniş bir kampüse sahip olup, içerisinde cami, derslikler ve yurt yer almakta. Tanga'da İslami eğitim veren tek yer diyebiliriz. Burada verilen eğitim ve bu kurum Ümmet için çok kıymetli. Bizzat geldiğimizde ya da partner kuruluş üzerinden öğretmenlerin maaşlarını ve öğrencilerin harçlıklarını eksik etmiyoruz. Ama kampüsün fiziki anlamda iyi bir şekilde elden geçmesine kanaat getirip genel merkeze rapor ediyoruz.
Köylerde verdiğimiz iftarda kırsalda yaşayan kardeşlerimizi, yaşadıkları coğrafyayı tanıyor, samimiyetlerine ve masumiyetlerine şahit oluyoruz. Ezan okununca su ile orucunuzu açıp hep beraber camiye akşam namazının farzını eda ediyor, kısa bir dua sonrasında sofraya oturuyoruz. Yemekleri elleriyle afiyetle yediklerine şahit oluyoruz.
Büyük bir köyde 360 tane gıda kolisini kardeşlerimize dağıtıyoruz. Dualarını ve garibanlığın sindiği yüzlerindeki gülümsemeleri yüreğimize alıp köyden ayrılıyoruz.
Gün içerisinde zekat, fitre ve fidye dağıtımı, yetimlerin ihtiyaçlarının karşılanması, Kur'an-ı Kerim ve gıda kolisi dağıtımı ve her akşam iftar sofraları ile yoğun beş günü geride bırakarak Tanga'dan Darüsselam'a yedi saat sürecek dönüş yolculuğumuza başlıyoruz.
Darüsselam'a varınca Diyanet’imizin Ateşesi İskender Bey'in görüşme talebimizi kabul etmesi ayrıca iftarı beraber yapalım teklifi, doğru dürüst sıcak yemek yememiş bizler için memnuniyet vericiydi. Yemek sonrasında derneğimiz ve yaptığımız faaliyetler hakkında bilgilendirme konuşması ve kendilerinin tavsiyelerini alıp havaalanına doğru yola çıkıyoruz.
Rabb’imizden niyazımız yaptığımız ve yapacağımız amelleri riyadan, kibirden hülasa bütün kötü huylardan beri kılsın. Razı olduğu ameller ile bizi yorsun. “Dünya/dünya” diye ahiretini berbat edenlerden değil, dünya ve ahiretini imar edenlerden kılsın. İslam'a ve ümmete hizmetkar kılsın cümlemizi… Vesselam…
Hüseyin Fındıkçı
Henüz Yorum yok