Abdülaziz Öztürk
İslam Düşmanlığı ve CHP
İslam Düşmanlığı ve CHP
Maalesef diyorum çünkü İslam beldesi olan bu vatanda İslam düşmanlığı yapanlar yüzyıla yakın bir süre içinde Müslümanlara büyük zulümler ve katliamlar yapmışlardır. Bunu yapanların başında malum CHP zihniyeti bulunmakta ve yaptıkları ile gurur duymaktadırlar. 1930’larda İstiklal mahkemeleri olmak üzere Ezanın Türkçe olarak okutulması, Ayasofya Camii’nin Müzeye çevrilmesi ve Kur’an-ı Kerim’in yasaklanması…
Tarihin tekerrürü ile 28 Şubat sürecinde başörtüsü yasağı, İmam-Hatip’lerin orta kısımlarının kapatılması ve sırf başörtüsü ve namaz kılmanın kamusal alanda yasaklanıp laikliğe aykırı olması…
Evet, günümüzde de aynı zihniyet tüm gücü ile İslam düşmanlığını haykırmakta ve içerisinde İslami olan her unsura saldırmaktadır. İslam düşmanlığında düşmanlık saflarını genişletenler kendi içlerine LGBT gibi sapkın grupları, emperyalist destekli örgütleri de alarak kendilerinin sözcülüğünü basın ve sosyal medyayı kullanmakta ve ülkemizde Kürt kardeşlerimizi bizden koparmak adına “özgürlük” vaadi ile kardeşkanı dökmeye çalışmaktadır.
Emperyalist güçlerin en büyük silahı insanları dinsizleştirmek ve kendilerine uşak yapmaktır. Bu uşaklık bazı ülkelerde komünizm ile bazı ülkelerde ise kapitalizmle uygulanmakta ve kalplerinde dinin olmadığı ama sözde bir dine tabi olan insanları ve ülkeleri dizayn etme gayretindeler. Bunun için ise farklı fikir akımları veya ideolojiler, siyasi argümanlar ve medya organlarını kullanmaktadırlar. Bu emperyalist sistemin en büyük düşmanı dindar insan ve İslam’dır.
Sözde Aydınlar ve Gönüllü Devşirmeler
Türklerin Yüce Dinimiz İslam’la şereflenmesi ile birlikte ümmetin hamisi olmuş, ilim ve adalet yolunda insanlığa ve İslam âlemine her daim umut olmuştur. Selçukludan Osmanlı’ya ümmete hizmet eden devletlerimiz son yüzyılda içimizden çıkan İslam düşmanı“sözde aydınlar” olup, içinden çıktıkları millete yabancılaşmış ve kendi değerlerine sırt çevirmiş bulunan Batı’nın “gönüllü devşirmeleri” dir. Bu devşirmeler kendilerine verilen görevleri en güzel şekilde yerine getirip ellerine geçen her fırsatta din düşmanlığı değil İslam düşmanlığı yapmakta ve bunu da kendilerine hak görmektedirler.
Ülkemizde ve İslam ülkelerindeki “sözde aydınlar ve gönüllü devşirmeleri” Kur’ân-ı Kerim’i baştan sona bir kez olsun okumamış, Hz. Peygamberimiz (sav)’in yüce ahlâkını tanımamış, İslâm’ın ne olduğunu araştırma gereği bile duymamış bu önyargılı, kindar ve gerici azınlık, her fırsatta Allah (cc)’a, Hz. Peygamberimiz (sav)’e, Kâbe’ye, Âlimlere, Ezan’a, Camiye, başörtüsüne, Diyanet’e, Kuran kurslarına, İmamlara ve tüm İslami değerlere dil uzatmaktan, hakaret etmekten ve düşmanlıklarını açığa vurmaktan geri durmazlar.
Kur’ân-ı Kerim, tarihten günümüze uzanan çizgide Allah’a ve peygamberlerine düşmanlık eden bu tipleri sık sık gündeme getirir ve mümin insanları bunlara karşı uyanık ve dikkatli olmaya çağırır:
“Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden dost/sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Düşünürseniz, biz size ayetleri açıkladık.”
“İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz oysa onlar sizi sevmezler, siz kitabın hepsine inanırsınız, onlarsa sizinle buluştukları zaman “inandık” derler. Baş başa kaldıkları zaman da kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: “kininizle ölün!” Şüphesiz ki Allah gönüllerin özünü bilir.”
“Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur, Allah’a karşı gelmekten sakınır (takva/sorumluluk bilinci ile davranır) iseniz, onların hileli tuzakları-entrikaları size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini kuşatmıştır.” (Âl-i İmran 3/118-120)
Bu ayetler İslâm düşmanlarına dair çağlar üstü bir durum tespiti, Allah’a ve Ahiret gününe iman edenler için bir duruş talimatıdır. Bizler eğer bu ayetleri rehber edinirsek emperyalizme karşı duruş sergilemiş olur ve onlara karşı başarılı olmuş oluruz.
Değerli okuyucularım!
Bugün dinimize ve diyanetimize saldıranlar geçmişte de Resulullah (sav) ve Ashab-ı Kiram’a saldırmıştır ve gelecekte de saldıracaklardır. Din, insanın yaratılıştan gelen fıtri ve asli bir ihtiyacıdır. Din, tarihin her dönemin de birileri tarafından baskı altına alınmak istense de hiçbir zaman başarılı olamamışlardır. Peygamberler tarihine baktığımızda Hz. İbrahim (as) ile Nemrudu, Hz. Musa (as) ile Firavunu ve Hz. Peygamber (sav) ile Ebu Cehillerin mücadelelerini görüyoruz. Bu mücadele de Firavunların dinle değil İslam ile olan düşmanlıklarını görüyoruz. Bu düşmanlıklar geçmişte günümüze kadar gelmiş ve kıyamete kadar devam edecek olan hak ile batılın mücadelesi olacaktır. Tarih, her daim Allah’ın dinine tabi olanlar ile Şeytanın yoluna tabi olacakların mücadelesine sahne olacaktır.
Abdülaziz ÖZTÜRK/Kayseri
Henüz Yorum yok