- 21 Aralık 2021 - Özhaseki Neden Gergin ?!
- 29 Ağustos 2021 - Bir Devlet Adamı Bu Şekilde Yıpratılmaz !
- 25 Mart 2021 - Ak Parti Kongresi ve Büyükkılıç'ın Kovit Mesajı !!!
- 31 Aralık 2020 - Hep Böyle Eğitici Çizgi Filmler Olsa
- 27 Aralık 2020 - Türkçe Ezan
- 12 Ekim 2020 - Akıl Veren Çok Ama Yardım Eden Yok
- 24 Ağustos 2020 - Uyarılar Havada Kaldı. Sağlıkçılara Eleştiriler Acımasızlaştı!
- 20 Temmuz 2020 - Üç Maymun - Hayal - Her Yol Mübah
- 14 Haziran 2020 - Erken Seçim, Saltanat ve Vefa
- 28 Mayıs 2020 - Yunanlıları Denize Döktük ama Zihniyetlerini Dökemedik!
- 13 Mayıs 2020 - Kayseri Şehir Hastanesi ve Koronavirüs
Divit Ucu
İstikrar, Güç ve Türkiye
İstikrar, Güç ve Türkiye
Koalisyon hükümetleri ve yaşanan darbeler nedeniyle tuğla üzerine tuğla konulamayan Türkiye, son dönemde yaşanan istikrar ile gücüne güç kattığı gibi çevresindeki ülkelerin güvenebileceği bir liman oldu.
Parlamenter sistemde, özellikle 6 ayda bir yıkılan hükümetlerin olduğu dönemlerde, büyüklerimizin daha rahat hatırlayacağı tüp, yağ, benzin, ilaç kuyruklarının olduğu zamanlarda Türkiye ne gelişebildi, ne de kalkınabildi.
1983 ve 1989 yılları arasında 5 yıl 10 ay boyunca Başbakanlık yapan Turgut Özal dönemindeki hızlı yükseliş, onun 1993 yılında vefat etmesi ile yeniden durdu.
Ardından 40 yılı aşkın siyaset hayatında 7 kez başbakanlık koltuğuna oturan Süleyman Demirel, daha çok 28 Şubat süreci ile anıldı.
Özal’dan sonra ikinci büyük atılım gösterecek olan Türkiye, Milli Görüş hareketinin lideri Necmettin Erbakan ile Tansu Çiller arasında kurulan Refah-Yol hükümetini gördü. Ancak 28 Şubat postmodern darbesi ile birlikte ülkenin gelişmesi ve kalkınmasında önü yeniden kesildi.
2002 yılı genel seçimlerinde AK Parti’nin iktidara gelmesine kadar geçen süre içinde de ülke çeşitli ekonomik krizleri derin yaralarla atlatarak IMF’ye bağlı kalmış ve yine gelişme gösterememişti.
AK Parti iktidarı ile birlikte yakalanan istikrar sonrasında ülke yeniden atılım yapmaya başlarken, 27 Nisan e-muhtıra ile darbe vurulmaya çalışıldı. Bu girişimi de atlatan hükümet, seçimlerde vatandaşların da desteğini alarak elini güçlendirdi ve içte ve dışta atılımlarını sürdürdü.
2023 yılı hedefleri konulduktan sonra ülke içinde ve ülke dışında yaşanan gelişmeler de anbean takip edilirken, Türkiye dünya siyasetinde ağırlığını koymaya başladı. Özellikle Suriye’de başlayan iç savaşa müdahale eden diğer ülkelerin hamlelerine kayıtsız kalmayan Türkiye, muhalefetin karşı çıkmasına rağmen Suriye’ye girdi ve müdahalelerde bulunarak sınırlarını güvenlik altına aldı. İçte ve dışta güvenlik güçleri tarafından yapılan operasyonlarda bölücü terör örgütü PKK son teknolojik silahlarla sınır dışına çıkarıldı.
Hain emellerini ortaya koymak isteyenler FETÖ terör örgütü ile birlikte bu gelişme ve büyümeyi engelleyebilmek için 15 Temmuz’da bir operasyon yapmaya kalkıştı ancak demokratik yollarla iktidarda bulunan hükümetin yıkılmasını ve ülkedeki huzur ortamının bozulmasını istemeyen vatandaşlar, sokaklara dökülerek hainlere geçit vermedi ve emellerine ulaşmasına engel oldu.
Türkiye yakalanan istikrar ortamı ile birlikte teknolojide yapılan atılımlarla İHA ve SİHA’lar üretildi. İHA ve SİHA’lar güvenlik güçlerinin elini güçlendirirken, Suriye ve Libya’da da bu teknolojiyi kullanarak dünyada kendisinden söz ettirdi.
Türkiye’nin bu şekilde güçlenmesi hem ülke içindeki muhalefeti hem de ülke dışındaki rakiplerini huzursuz ederken, yerli ve milli silahlar olan İHA ve SİHA’ları üreten Bayraktar’lara siyasi saldırılar oldu.
Koronavirüs salgını ile birlikte Türkiye’nin sağlık alanında da ne kadar sağlam ve güçlü bir ülke olduğu da ortaya çıktı. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarını uçaklarla ülkeye getiren Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendi vatandaşlarını ele güne muhtaç etmedi. ABD başta olmak üzere İtalya ve İngiltere gibi güçlü devletlere tıbbi malzeme desteğinde bulundu.
Tüm bu gelişmelerle Türkiye gücünü gösterirken, Keçecizade Fuat Paşa’nın 1867 yılındaki Avrupa seyahatinde Compte de Montauban’a “Türkiye en kuvvetli, en dayanıklı devletlerden biridir. Üç yüz senedir siz dışarıdan, biz de içeriden yıkmaya çalıştığımız halde bir türlü yerinden sarsamadık” cevabı vermesi akıllara geliyor.
Türkiye güçlendikçe gücünü engellemeye çalışan, büyüdükçe büyümesini önlemeye çalışanlar şu anda darbe imasıyla hizaya getirmeye çalışıyor gibi gözüküyor. Ama 15 Temmuz’da evin çatısından uçakların üzerine atlamaya çalışanlar, tankların önüne vücudunu set koyarak engel olanlar, kurşunların önüne canını hiçe sayarak atlayan vatanseverler olduğu müddetçe bu emellerinde başarılı olamayacaklar. Çünkü birlik ve beraberlik, istikrar ve güç bu millette olduğu müddetçe Türkiye önündeki engellere aldırış etmeyecektir.
Henüz Yorum yok