Yürüyerek Filistin’e gitmek üzere Kayseri’den yola çıktılar

KAYSERİ FİLİSTİN İLE DAYANIŞMA PLATFORMU ÜYELERİ, ‘ZULME SESSİZ KALMAK ZULÜMDÜR’ SLOGANIYLA FİLİSTİN’E DESTEK İÇİN YOLA ÇIKTI. PLATFORM ÜYELERİ, DESTEK İÇİN YAKLAŞIK BİN 200 KİLOMETRE YOL YÜRÜYEREK KUDÜS'E VARMAK İSTİYOR.

 
Kayseri Filistinle Dayanışma Platformu, HAMAS’ın geçtiğimiz hafta başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu’na destek vermek ve Filistinli Müslüman kardeşlerinin yanlarında olduklarını göstermek için Kayseri’den bu sabah yola çıktı.
Dün yayınladıkları basın bildirisi ile Gazze başta olmak üzere Filistin’de yaşanan siyonist işgal zulmüne dikkat çeken Kayseri Filistinle Dayanışma Platformu, artık harekete geçme vaktinin geldiğini kaydetmişlerdi.
Platform üye ve gönüllüleri bu sabah, Cumhuriyet Meydanında bulunan Bürüngüz Camii’de bir araya geldi.
 
 
 
Patform adına bir konuşma  yapan Av. Fevzi Konaç "Hukukun, insanlığın, vicdanın, merhametin ve evrensel tüm değerlerin hiçe sayıldığ sözün, kınamanın, protestonun, basın açıklamalarının hükmünü yitirdiği…
Masum çocukların, annelerin, ihtiyarların insan muamelesi görmediği…
Yeryüzünün zalimlerinin silahlarıyla, bombalarıyla konuştuğu…
Ama tüm insanlığın zifiri karanlıklar içinde kalmış körler gibi sustuğu…
Gıyabi cenaze namazlarının ve duaların utancımıza utanç kattığı bugünde…
Değişmez eskimez ilahi kelamın muhatapları Müslümanlar olarak…
Batının zalim İsrail’e ardı ardına destek vermekteki cesaretinin…
İslam dünyasında Türkiye ve birkaç cılız ses dışında olmamasına isyanla…DEVLETLER KONUŞMUYORSA… MİLLETLER KONUŞSUN" 
Dedi.
 
Yüreği ve samimiyeti ile  yola çıktıklarını vurgulayan Konaç sözlerine şu sekilde devam etti.
 
"İbrahim’in ateşine su taşıyan karıncaya imrenen bir avuç gönüllü kardeşimizle…
Enkazlar altından çıkan bebeklerden utanmamak, annelerin feryadını görmezden gelmemek, babaların yavrularının cenazelerini taşırken onlara omuz vermek için… 
Lisanı halle kurdun kuşun cümle azaları ile konuştuğu “yok mu bu dünyada bize sahip çıkacak Müslüman…” dediği feryada… acizliğimizin mahcubiyeti ile “ben varım” demenin şerefine talip olmak için yola çıkıyoruz… 
İçimizdeki bir kısım kalbi kararmış ve vicdanı körelmişler diyorlar ki; 
“Madem çok seviyorsunuz Filistin için gidip savaşın, uzaktan ahkam kesmeyin”!!
 
Bu; empatiden ve insanlıktan nasibi olmayan cümleleri kuranlara karşı… bu milletin önünün açılması halinde selde, depremde, yangında, hastalıkta kendi kardeşlerine yardım olup sağanak sağanak yağdığı gibi Gazze’ye de merhamet ve yardım olup akacağını göstermek adına yola çıkıyoruz…
Kerim Kitabın muhatabı Müslümanlar olarak; kurtuluşa erenlerden olmak için iman ettiğimiz emri ilahiye uyarak “İşittik ve itaat ettik” dedikten sonra bugün yüreklerimizi yakan acılara şahitlik etmenin, akan kardeş kanını görmenin hüznüyle “Gördük ve Yola düştük” diyerek zor zamanın ağır imtihanını vermek için yola çıkıyoruz…
 
Dünya kamuoyunun bu konuya duyarsız kalmaya devam ettiğini söyleyen Konaç sözlerine şu şekilde devam etti ;
 
ARTIK SÖZ BİTMİŞ KÜÇÜK CÜSSELERİMİZLE EYLEM ZAMANI GELMİŞTİR…
 
1948 den beri toprağını ve izzetini korumak için bedel ödeyen mazlum kardeşlerimizin tek tek yok edilmelerini izlemenin zilletini yaşamak istemiyoruz. Yol bizi nereye götürür bilmemekle birlikte hiçbir hesaba kitaba iltifat etmeden, yürüyerek, sağır dünyaya, kör idarecilere, suskun ve korkak insanlığa… veyl olsun demek için yola çıkıyoruz…
Elimizle, dilimizle, gövdemizle, bizzat oraya götürdüğümüz yüreğimizle bir zulmün engellenmesine dikkat çekmek adına… açlık, susuzluk, yorgunluk, ödenecek ne bedel varsa ödemeye razı ama sessiz kalmanın onursuzluğundan korunmak… dilsiz şeytan olmaktan kaçarak açlarla aç, susuzlarla susuz, mazlumlarla mazlum olmak için yola çıkıyoruz… 
Gazze’li bir annenin Şehid olan yavrusunun arkasından feryatla “Yavrum açken öldü, yetmedi mi ey dünya, neye yetinemediniz, daha neyimizi istiyorsunuz…” diyerek hastane bahçesindeki feryadına, diğer kızının onu teskin etmek için çırpınışlarına bigane kalmamak… sofralarına bir yudum su, bir lokma ekmek, yaralarına bir tutam merhem olabilmek… acı ve hüzünle yüzümüz kızararak söylemek durumunda kaldığımız… madem canlarını koruyamıyoruz “bari tok olarak ölsünler” demenin gözyaşlarıyla yola çıkıyoruz.
 
Bombalarla yıkılan evlerinin enkazından birbirine sarılarak bedenleri çıkartılan baba ile henüz 6 aylık bebeğinin, aynı ceset torbasına konulmuş şekilde ahirete yolcu edilmeyi bekleyen hallerinin fotoğrafına… eş ve annenin feryatlarla “dünyada birbirinize doyamadınız inşallah ahirette” notu düştüğü Gazze’de… kahreden İsrail alçaklığına karşı avazımız çıktığı kadar isyan ederek, yüzüne bakamadığımız çocuklarımızdan utanarak gizli gizli ağlamak ve nefretimizi bilemek için yola çıkıyoruz..
 
“75 yıldır sabırla yediğin dayağı yemeye devam et, her gün katledilmeye alış artık, evini yıkarlarsa ses etme, bağını bahçeni ağaçlarını keserlerse itiraza gerek yok, mabedine gitmene engel olurlarsa evinde yap ibadetini, gasp ederlerse topraklarını boş ver…” denilen Filistin’in izzetli insanları ayağa kalkıp, gövdesini Mescid-i Aksa’ya siper etmişken… rahat evlerimizin, konforlu hayatımızın nimetlerini tüketerek, televizyon karşısında ve sağda solda sözün şehvetine kapılarak ahkam kesmek zilletinden kurtulmak için yola çıkıyoruz…
Kim bilir… izzetli duruşlarına gıpta ile baktığımız… metanetlerine imrendiğimiz… asaletlerine hayran kaldığımız bir avuç Müslümanın, gıyabında kıldığımız cenaze namazlarının yerine… tabutlarını taşıyarak cennete yolcu etmenin ya da o yolculuğa şehadetle birlikte beraber çıkmanın şerefine nail olmak duasıyla yola çıkıyoruz.
 
Tıpkı Mavi Marmara gibi “Rotamız Filistin, yükümüz; 2 milyar Müslüman olarak size sahip çıkamamanın utancı ve insan kalabilmek adına hala kaybetmemeye çalıştığımız merhametimiz” diyerek yola çıkıyoruz.
 
Yol boyunca bize katılacak duyarlı kardeşlerimizle yüreğimizin gittiği yere kadar… şehir şehir, yürek yürek büyüyerek binlerle sınıra, Kudüs’e, Gazze’ye gidebilmeyi Rabb’imizden diliyoruz..
 
Ve Zulmün… ilelebet sürmeyeceğine, mülkün asıl sahibi Allah’ımızın bizler eliyle kardeşlerinin kurtulduğu günü görmeyi lütfedeceğini, biz ayağa kalkarsak asla kaybetmeyeceğimizi, umut var olduğumuzu, zifiri karanlığın aydınlığa en yakın zaman olduğunu, başkenti doğu/batı demeden Kudüs olan özgür Filistin Devletinin kurulacağını, İsrail’in bir gün mutlaka yıkılacağını haykırmayı tüm kamuoyu önünde görev sayıyoruz… 
Hayırlı bir iş için yola çık & bil ki yol açık" dedi.
 
Sık sık tekbirlerin ve siyonistlere telinlerin olduğu konuşma sonrasında, üzerlerinde “Allah’ım ayaklarımızı sabit tut” sloganlarının olduğu tişörtleri giyen, erkek ve kadın yaklaşık 65 kişi yola çıktı.
 
 
Ayrıca gönüllüler bütün Türkiye’yi yol boyunca  katılmaya  bekliyoruz diyerek cagrıda bulundu.
 
 
Kayseri’den yola çıkan platformun güzergahının ise şöyle olduğu öğrenildi:
 
"Kayseri, Niğde, Adana, İskenderun, Cilvegözü, Suriye, Filistin, Kudüs.

Diğer Haberler

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler