Türkiye'de Yaygın Olarak Görülen Akdeniz Anemisi Nedir, Tanısı ve Tedavisi Nasıl Yapılır?

"Talasemiyi kontrol altına almanın en etkili yolu hastalıklı bebek doğumlarının önlenmesidir

- "Talasemiyi kontrol altına almanın en etkili yolu hastalıklı bebek doğumlarının önlenmesidir"
- Kayseri Şehir Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Dr. Fatma Türkan Mutlu:
- "Talaseminin kesin çözümü kemik iliği naklinin yapılmasıdır"
 Kayseri Şehir Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Dr. Fatma Türkan Mutlu 8 Mayıs Talasemi Günü nedeniyle bilgilendirmelerde bulunarak; "Kalıtsal hastalıkların kontrolünde en etkili yöntem, hastalık hakkında toplumun bilgilendirilmesi, toplum taramaları ile taşıyıcıların saptanması, onlara genetik danışma verilmesi ve gebelik öncesi tanı metotları kullanılarak yeni hastalıklı bebek doğumlarının önlenmesidir" dedi.
Talaseminin önlenebilir bir hastalık olduğunu ve belirten Çocuk Hemotoloji ve Onkoloji Uzmanı Dr. Fatma Türkan Mutlu; "Sağlık Bakanlığı'nın yıllardır sürdürmekte olduğu tarama programlarıyla Talasemi önlebilinir bir hastalıktır. Bundan dolayı ülkemizde geçmiş zamanlara göre görülme oranı daha da azalmıştır. Hastalık Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde daha sık görüldüğü için 'Akdeniz Anemisi' olarak da bilinir. Talasemi de tedavi bulgulara yöneliktir. Bu ağır bir kansızlık hastalığı olduğu için hastaların yaşama imkanı 3 haftada ya da 4 haftada bir rutin kan transfüzyonlarıyla mümkündür. Sağlık Bakanlığı tarafından 2002 yılında Kalıtsal Kan Hastalıkları Yönetmeliği yayınlanmıştır. Bakanlığın belirlediği 33 ilde Talaseminin de içinde bulunduğu kalıtsal kan hastalıklarını önleyebilmek için Hemoglobinopati Kontrol Programı başlatılmıştır. Cumhurbaşkanımızın açıkladığı '100 günlük Eylem Planı' çerçevesinde 1 Kasım 2018 yılından itibaren program 81 ilde Evlilik Öncesi Hemoglobinopati Tarama Programı olarak aile hekimleri tarafından ücretsiz bir şekilde uygulanmaya başlanmıştır" dedi.
Günümüzde kök hücre ve gen tedavisi, prenatal tanı ve preimplantasyon genetik tanı yöntemleri de kullanıldığını aktaran Dr. Mutlu; "Kesin çözümü ise Kayseri Erciyes Üniversitesi Çocuk Hemotoloji Bölümünde de yapılmakta olan kemik iliği naklidir. Kemik iliği nakli yapılabilmesi için uygun bir kemik iliği vericisinin aile içinde veya aile dışından bulunması gerekir. Eğer hastaya kemi iliği nakli yapılamamış veya böyle bir imkân bulunamamışsa 3 haftada bir kan transfüzyonlarıyla hasta normal yaşantısına devam edebilir" ifadelerini kullandı.
 
"Hastalığın kontrolünde en etkili yöntem hastalıklı bebek doğumlarının önlenmesidir"
Hastalığın kontrol altına alınabilmesi için toplumun bilgilendirilmesinin oldukça önemli olduğunun altını çizen Mutlu; "Hasta veya taşıyıcı olduğu bilinen ailelerde tarama sonucu veya kansızlık nedeniyle getirilen çocuklarda tanı konur. Taşıyıcı kişiler hafif kansızdır, demir tedavisinden yarar görmezler. Tam kan sayımının iyi değerlendirilmesi ve hemoglobin elektroforezi yapılmasıyla tanı kolayca konur. Hasta olanlarda ağır kansızlık vardır; anne, baba ve çocuğun tam kan sayımı, hemoglobin elektroforezi ve genetik tetkikleri yapılarak kesin tanı konur. Talasemide tedavi oldukça zordur ve hasta ve ailesi için oldukça yıpratıcıdır. Bugünkü verilere göre bir hastanın yıllık tedavi maliyeti binlerce doları bulabilmektedir. Bu nedenle Talasemi gibi her iki ebeveynden de gelen bozuk genler ile geçiş gösteren kalıtsal hastalıkların kontrolünde en etkili yöntem, hastalık hakkında toplumun bilgilendirilmesi, toplum taramaları ile taşıyıcıların saptanması, onlara genetik danışma verilmesi ve gebelik öncesi tanı metotları kullanılarak yeni hastalıklı bebek doğumlarının önlenmesidir. Bu yolla Talasemi birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de Sağlık Bakanlığımızın yönetmeliği doğrultusunda kontrol altına alınmıştır" şeklinde konuştu.
Evlilik öncesi talasemi testi yapılması gerektiğini de aktaran Kayseri Şehir Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Dr. Fatma Türkan Mutlu; "Toplumdaki talasemi taşıyıcıları, normal görünümde olduklarından, özel Talasemi testleri yapılmadıkça taşıyıcı olup olmadıkları anlaşılamaz. Bu sebeple riskli bölgelerde yaşayan gençlerin mutlaka evlilik öncesi Talasemi testi yaptırmaları gerekir. Kemik iliği nakli gerçekleştirilene kadar Kızılay’a yapacağımız kan bağışlarıyla 3 haftada bir hastaya uygulanan kan transfüzyonlarıyla hasta normal yaşantısına devam edebilecektir. Bu yüzden tüm vatandaşlarımızı kan bağışına ve kemik iliği nakli yapılabilmesi için TÜRKÖK’a gönüllü verici olmaya davet ediyoruz" dedi.

Diğer Haberler

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler