“Tabiat Kendisine İsyanı Kabul Etmez”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Tabiat kendisine isyanı kabul etmez”

ANKARA (İHA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tabiat kendisine isyan kabul etmez. Tabiat için bir rahmet olan yağmur bozulan denge ile felaket haline dönüşebiliyor. Hatalarımız olmuş olabilir ama bazı şeyler insanoğlunun gücünün üzerinde olan şeylerdir” dedi.
 
Bazı özel televizyon kanallarının ortak yayınında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğal afetlerden salgına, anayasa çalışmalarından ekonomiye kadar önemli konularda açıklamalarda bulundu.
 
“Bunları müteakip defalar yaşadığımız halde kimse dinlemiyor, bildiğini okuyor”
Afetler sonrası yapılan çalışmaları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dere yatağına konut yapımını belediye başkanlığımdan beri hep aksini söylemişimdir. Sakın ha yapmayın. Dikey mimariye tevessül etmeyin. Bunları söylerken bazı tecrübelerden söyledim. Dere yataklarında debisi yüksek akış olduğu zaman binaların altını alıyor. Ben Karadenizliyim, Rize’de eskiden ağaçlar vardı, bu kızılağaçları kestiler, bunların yerine çay diktiler. Çay dikmekle kalmadılar, çaya gübre verirken azot ağırlıklı gübre verdiler. Azot ağırlıklı olan bu gübre toprağı yakıyor, eritiyor. Yağmurla buluştuğu zaman bu adeta bir lapa haline geliyor ve akıp gidiyor. Bunların hepsini bu olaylarda da gördük. Bunları müteakip defalar yaşadığımız halde kimse dinlemiyor, bildiğini okuyor. Örneğin Antalya, Manavgat, Muğla, buralarda yaşanan olaylara baktığınızda buna benzer olayları yaşadık. Oralarda da binalar noktasında öyle yerlere binalar yapılmış ki, bu binalar her an bir tehdit altında. Şimdi bizim attığımız adımlarla mümkün olduğunda bu binaları süratle yapacak ve buralardaki yaşam koşularını daha iyi şartlara taşıyalım istiyoruz. Vatandaşlarımızın birçoğunun hayvancılıkla uğraşması sebebiyle ahır sorunu var, onlara yönelik onların düşüncelerine dikkat ederek ahırlarına kavuşmasını temin edelim dedik. Arıcılık noktasında da arı kovanlarından tutunuz, nereye bunlar yerleştirilebilir, kovanlarını süratle temin edelim dedik. Bu çalışmaları da yürütüyor. Bölgede özellikle enerji, su ve bu sıkıntıları da süratle gidermek üzere çalışmalarımızı yapıyoruz. Moloz çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte riskli bölgelerin boşaltılmasını sağlayacağız. Daha güvenli yerlerde yeniden inşa edeceğiz” diye konuştu.
 
“Bu işin çıkış noktası, tabiatla kurulan ilişkide bakış açısını değiştirmektir”
Afet bakanlığı kurulup kurulmayacağı sorusuna cevap veren Erdoğan, “İlla her şey bakanlık olursa çözülür diye bir şey yok. Biz tabiatta ilahi bir denge olduğuna inanıyoruz. Bu denge ne kadar tahrip edilirse doğal felaketlerin yıkıcılığı da o kadar artacaktır. Tabiat kendisine isyan kabul etmez. Kastamonu’da, Rize’de aynı şeyi gördük. Tabiat için bir rahmet olan yağmur bozulan denge ile felaket haline dönüşebiliyor. Hava olaylarının da daha sert yaşanması ve bir bölgede kuraklık, diğer bölgede aşırı yağış görülmesi gibi durumların sebebi elbette iklim değişikliğidir. Almanya’nın batısında yaşanan sel felaketinde 186 kişi hayatını kaybetti. On milyarlarca Euro'luk zarar meydana geldi. Kimse bunları konuşuyor mu? Avusturya, İtalya, İngiltere, Romanya, Bulgaristan, İran’da sel baskınları meydana geldi. Bütün bu seller dünya genelinde çok sayıda can kaybına ve maddi zarara neden oldu. Karşımızda tüm dünya ülkelerini ilgilendiren bir sorun var. Doğal afetlere karşı tedbir almak mümkün. Bunu yüzde 100 başarır mısınız, kimse kendisiyle ve insanlarla alay etmesin. Bu işin çıkış noktası, tabiatla kurulan ilişkide bakış açısını değiştirmektir. Afet bölgelerinde ecdadın yaptığı yapıların çoğunun ayakta olması bize gitmemiz gereken istikameti de gösteriyor. Demek ki, geçmişteki iyi örneklerden, doğru mimariden ve dayanıklı malzemeden faydalanarak yeni bir yapılaşma modeli geliştirmemiz gerekiyor” açıklamasında bulundu.
 
“Hatalarımız olmuş olabilir ama bazı şeyler insanoğlunun gücünün üzerinde olan şeylerdir”
“Afetlere Türkiye’nin hazırlıksız yakalandığını düşündüğünüz oldu mu?“ sorusuna cevap veren Erdoğan, “Biz elimizden geleni yapacağız. Ama şu doğada ne olur ne olmaz? Rabbim nerede, neyin tasarrufunu nasıl kılar biz bilemeyiz. Birçok meteoroloji haberlerini zamanında alabiliyoruz diyebilirim. Buna karşı tedbirler, bu tedbirler noktasında da bakanlığımızın ve kurumlarımızın ciddi tedbirleri de var. Buna rağmen altından kalkabiliyor musunuz, yeri geliyor kalkamıyoruz. Örneğin Yatağan Termik Santrali, bu santralde bazı ihmaller olsaydı orada büyük bir felaket yaşanabilirdi. Orada biz burası özel sektöre ait, her türlü adımı attık, tedbiri aldık, her türlü çalışmayı yürüttük. çevredeki vatandaşlarımızın bile destekleri ile santralden oradaki ağaçlardan arındırmayı temin ederek bu santralleri yanmak, patlamak, bütün bunlardan kurtararak oradaki enerji noktasında çalışmalarını durdurmadık. Hatalarımız olmuş olabilir ama bazı şeyler insanoğlunun gücünün üzerinde olan şeylerdir” dedi.
 
“Yalan ve iftira çarkını döndürmekten geri durmuyorlar”
Felaketler sonrasında yapılan manipülasyonların önlenmesi ile ilgili soruya cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yalan terörünün Türkiye’de mimarı Bay Kemal’dir. Şu ana kadar bulunduğunuz her yerde, Antalya’da, Muğla’da, İzmir’de belediyeler CHP’de. Karadan bu işlere müdahalelerde nerede itfaiyeleriniz? Hepsinde de biz devlet olarak bu işlere müdahale ettik. Helikopterlerle, uçaklarla müdahale ettik. Kalkıp kimseyi suçlamadık. Bir yerde sel afeti var, sen sel afetinde acaba ne yaptın, bunu ortaya koy. Yok. Biz bütün ekibimle, benim 6 bakanım bu bölgelerde görevli olarak bulundular, hala bölgelerdeler. Sürekli yangında arkadaşlarımız, Allah razı olsun, gece gündüz demeden bölgede kaldılar. Milletvekillerimiz bölgeyi terk etmediler. Antalya, Muğla, İzmir, hepsi. Ayrıca da takviyeler bütün belediyelerden buraya gönderdik. Ben kendim gittim. Aynı şekilde genel başkan yardımcılarım gitti. Bu bizim milli manevi görevimiz. Yalan ve iftira bizim siyasi hayatımızın her aşamasında mücadele ettiğimiz konu oldu. Birlik ve beraberliğimizi güçlendirmemiz gereken tabi afetlerde bile yalan ve iftira çarkını döndürmekten geri durmuyorlar. Televizyonlara konuşuyorlar, ‘bir tane helikopter görmedim’ diyor helikopter arkasından geçiyor. Bozkurt’taki santral, su depolaması olmayan regülatör tipi bir tesis. Burada da her türlü yalana başvurdular. Boru sisteminin taşkına ve sele sebep olması mümkün değil. Ben bu manada sosyal medyaya olumlu bakmıyorum. Sosyal medya ile mücadelemizi bu yalanlar nedeniyle sürdüreceğiz. Bu yalan ve iftira kampanyasının başında muhalefet milletvekilleri bulunuyor. Tüm vatandaşlarımızı, muhalefetin başını çektiği sosyal medyada terörüne, yalan rüzgarlarına karşı dikkatli olmaya davet ediyorum. Geleneksel medyada denetim görevini yerine getiren Kurulumuz var. Meclisin açılmasıyla birlikte sosyal medyaya yönelik denetim konusunda da gereken adımları atacağız. Sahada yürüttüğümüz cansiperane mücadelenin kendini bilmez birilerinin yalanı ile baltalanmasına, gerçeklerin çarpıtılmasına müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
 
“Aşı olmak isteyenler gönüllülük esasına göre aşı olmalıdır”
Salgınla mücadele ile ilgili sorulara da cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye salgın sürecini hem sağlık hem kamu güvenliği hem de ekonomik bakımdan en iyi yöneten ülkelerin başında geliyor. Pek çok ülkede insanlar aksayan hizmetlere isyan ederken ülkemizde kayda değer hiçbir sorun yaşanmadı. Aşılamada dünyada oldukça önlerde yer alıyoruz. Bu sayede bir ara yükselme seyrinde olan vaka sayılarımız 18 binlere geriledi. Bu rakamı çok daha aşağıya çekeceğiz. Milletimin karşısında 3 doz aşısını olmuş bir cumhurbaşkanı olarak bulunuyorum. Şayet aşı konusunda bir sıkıntı olsaydı kendimizi böyle bir sıkıntıya sokmazdık. Aşı olmak isteyenler gönüllülük esasına göre aşı olmalıdır. Zorlama ile böyle bir şeyi doğru bulmuyorum. Bugün hastanelerde yatanların neredeyse tamamına yakının aşı yaptırmayanlardan oluştuğunu görüyoruz. Aşı olduğu halde hasta olanların sayısı istisnai seviyede. Önümüzde böyle net bir tablo olduğu halde aşı karşıtı kampanya yürütülmesini doğru bilmiyorum. Gönüllülük esası şart olmalı. İster olur ister olmaz. Bu konuda zorlamaya gerek yok. Test olayı hepimiz için belli yerlerde gerekli olan bir şey” şeklinde konuştu.
 
“İnşallah yüz yüze eğitimi başlayacak”
Yüz yüze eğitimin başlayıp başlamayacağına ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah olacak. Dün akşam bakanımla bu konuyu görüştük. İnşallah yüz yüze eğitimi başlayacak” diye konuştu.
 
Erdoğan, Milli Eğitim Bakanının değişmesi ve eğitim sisteminin geldiği noktaya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Eğitim sistemi gayet güzel bir yerde. Milli Eğitim Bakanımız kendi istifasının kabulünü bizden istirham ettiler. Biz de bu talebi yerinde bulduk. Hayırlısı olsun dedik ve yardımcılarından bir tanesini, Mahmut Bey’i bu göreve getirdik. O da özellikle Milli Eğitim camiasını tanıyan bir arkadaşımız. Şuandan itibaren onunla beraber süreci devam ettiriyoruz. Sürece yabancı bir arkadaşımız değil. Herhangi bir sıkıntı olmaz, bırakılan yerden yola devam ediyoruz.”
 
“Bu ülkede önümüzdeki seçimin tarihi bellidir”
Yeni anayasa çalışmalarına da değinen Erdoğan, “Devlet Bey kendi hazırlıklarını bana daha önce gönderdi. Bu çalışmayı yürüten arkadaşlarıma o çalışma taslağını verdim. Arkadaşlarımız da onunla birlikte çalışmalarını yaptılar. Biz de çalışmamızı belli bir noktaya getirdik. Nihai noktaya gelince çıkan neticeyi Sayın Bahçeli’ye tektim edeceğim. Onların da incelemesinden sonraki durumu tekrar değerlendirmeye alacağız” dedi.
 
Erdoğan, “Seçim kanununda bir değişiklik söz konusu mu?” sorusuna “Hayati Bey’in riyasetinde bir ekip MHP’den ekiple görüşmelerini yaptılar. Bu çalışmalarına ben de baktım. Son çalışmalarını yapıyorlar, o çalışmadan sonra Sayın Genel Başkan ile gelinen noktayı müzakere etme imkanımız olacak” cevap verdi.
 
Erdoğan, erken seçimlerine ilişkin tartışmaların hedef saptırmaya yönelik olduğunu, erken seçim olmayacağını söyledi. Erdoğan, “Biz şuanda çalışıyoruz, daha çok şeyler yapmamız lazım. Bunlara bu fırsatları vermedik, vermeyeceğiz. Bu ülkede önümüzdeki seçimin tarihi bellidir” ifadelerini kullandı. Erdoğan, “Bizim öğrencilik yıllarından öğrendiğimiz tekerleme var, ‘benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.’ Bunların söylediği bu” dedi.
 
“Biz toplu iğne üretemezken bugünkü hale geldik”
Ankara’da 26 fabrikanın açılışının yapıldığı programda Melek Tuğ isimli bir kaynak ustası kadının konuşmasının yeniden ekrana getirilerek hatırlatılmasından sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Melek Hanım o fabrikada kaynakta ustabaşı. Artık üniversiteyi de bitirmesi lazım. Bu azimle üniversiteyi de bitirir. Patronun Melek’ten memnun olması, onu orada önde bir yer vermiş olması kadının geldiği yeri göstermesi bakımından çok önemli. Kadınımızı hor görmek, onların ilim tahsilinde, mevki makam sahibi olmasına engel olmak kimseye bir şey kazandırmaz” dedi.
 
Erdoğan, “Türkiye toplu iğne üretemeyen bir ülkeydi. Biz toplu iğne üretemezken bugünkü hale geldik” diye konuştu.
 
İşsizlik rakamlarındaki düşüşün sorulması üzerine Erdoğan, “Bizim bir konuya çok büyük ehemmiyet verdiğimizi söyledik. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat. Bu dört başlık bizim için çok önemli. Yatırım olursa arkasından istihdam gelirse onun arkasından üretim gelecek. Üretim olduktan sonra ihracatta uluslararası camiada yerinizi alırsınız. Yüzde 2,5 rekor düşüşle yüzde 10,6’ya düştü. Bu iyiye doğru bir gidiş olacaktır. Bütün sektörlerde istihdam artışı yaşandı. Hizmet sektörünün istihdamı salgın öncesi döneme yaklaştı. Sanayi istihdamı yeniden 6 milyonu aşarak en yüksek seviyesine ulaştı. Salgın kaynaklı istihdam kaybının oldukça üzerinde istihdam artışı sağladık. Türkiye ekonomisinin artık toparlanma sürecinin ardından bir atılım içine girmiştir. Muhalefet bunu yine görmeyecek ama biz inandığımız yolda yürüyeceğiz. İhracatta rekor üstüne rekor kırıyoruz” şeklinde konuştu.

Diğer Haberler

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler