![](resimler/icerikler/30372.jpg?1738832348)
Şara’nın tarihi ziyareti ne anlama geliyor?
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın Ankaraya ziyareti sadecce ulusal basında değil dünya basınında da ciddi yankı uyandırmıştı. Ziyaretin perde arkasını ve Türkiye-Suriye ilişkilerinin geleceğini Gazeteci Nevzat Çiçek ve Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin Haber7 Dış Haberler Editörü Fatih Yoncalık için değerlendirdi.
SURİYE'DE BELİRLEYİCİ FAKTÖR ARTIK TÜRKİYE
Bütün bu Suriye iç savaşı sürecinde Türkiye'nin arkasında durduğu Suriye muhalefetinin nihayetinde Suriye devrimini gerçekleştirdiğinin altını bir kez daha çizen Doç Dr. Oğuzhan Bilgin yeni Suriye'de artık Türkiye’nin belirleyici olacağını vurguladı ve ekledi:
“Bu nedenle de hem Suriye'nin toprak bütünlüğünü, hem Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tehdit eden terör örgütü PKK'ya karşı her iki gücün koordine hareket edeceği çok belli. Ayrıca da zaten yeni Suriye'nin PKK'nın işgal altındaki bölgelerde egemenlik kuramaması, yeni Suriye'nin de aslında tam olarak teşekkür etmemesi anlamına gelecek. Yani Suriye devriminin tamamlanmaması anlamına gelecek. Çünkü PKK, Esed rejimin bir projesi ve Esad rejiminin aslında zulmünü hatırlayacak PKK'yı orada göre herkes. PKK'nın zaten orada bir toplumsal tabanı da yok. Bu nedenle ben özellikle bu İmralı'dan; terörist başından gelecek çağrıyla bağlantılı olarak yeni Suriye'nin ve Türkiye'nin koordineli bir şekilde PKK'yı Fırat'ın doğusunda yok edeceğini düşünüyorum.”
WASHINGTON'UN TAVRI OLDUKÇA ÖNEMLİ
Bölgede yaşanan gelişmeleri Washington’un tavrının da etkilediğini hatırlatan Bilgin “Trump'ın Suriye'den çıkması, Trump'ın PKK'yla olan desteğini kesmesi meselesi bu noktada önem kazanıyor. Ben Trump'ın da Suriye'den çıkacağına ve PKK'yla olan ilişkisini en azından belli bir süre sonra keseceğini düşünüyorum. Her ne kadar İsrail bunu istemeyecek olsa da, müesses nizam buna karşı çıkacak olsa da, Trump’ın bu konuda Suriye'yi bir yük olarak görüp, ondan kurtulmak isteyeceğini düşünüyorum. Ama tabii bunun karşılığında Türkiye'den bir şey ister mi? Bu da bir soru işareti.” dedi.
Bilgin açıklamalarının devamında şu ifadelere yer verdi: “Az önce konuştuğumuz Gazze'yle alakalı denklemde, bunu Türkiye'ye karşı bir pazarlığa dönüştürme ihtimali var maalesef. Ama ben neticede, kısa vadede olur mu olmaz mı bilmiyorum ama orta vadede Türkiye'nin Suriye'yle birlikte Trump'ın da bölgeden çekilmesi ve İmralı'dan terörist başından gelecek çağrı ile birlikte PKK'nın bir kısmının önce silah bıraktıktan sonra silah bırakmayanların da doğrudan Türkiye'nin ve Suriye’nin operasyonlarıyla tarihe gömüleceğini düşünüyorum.”
"ŞARA'NIN İLK ZİYARETİNİ SUUDİ ARABİSTAN'A YAPMASI OLUMLU OLDU"
Suriye'nin toprak bütünü, Suriye'nin çoğulcu geçiş yapısı, Suriye'de herkesin kendini ifade edeceği bir yapı, merkezli bir ordu, güçlendirilmiş bir ekonomi komşularıyla iyi ilişkiler… gibi konularda Ankara’nın tavrının oldukça net olduğunun altını çizen Gazeteci Nevzat Çiçek ise konuya ilişkin açıklamalarında “Ahmet El Saran'ın ilk ziyaretinin bence Türkiye'ye yapılmamış olması, daha isabetli bir karar. Çünkü Türkiye yapılmış olsaydı Türkiye büyük bir ihtimalle tekrardan suçlanabilecekti. Dün Dışişleri Bakanı da ifade etti. Yani mesela Hamas'la uluslararası ilişkiler bağlamında kurtarılan esirleri alıyorsunuz. Ama uluslararası kamuoyu daha sonra size Hamas destekçisi olarak ifade ediyor. Böyle bir çıkmaz var. O nedenle bu seyahatin ilk etapta Suudi Arabistan'a yapılması bence olumlu oldu.” ifadelerine yer verdi.
Gazeteci Nevzat Çiçek
TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİNİ ETKİLEYECEK 5 FAKTÖR
Açıklamalarının devamında Türkiye-Suriye ilişkilerinin geleceğinde 5 temel faktörün son derece önemli olduğunun altını çizen Çiçek “Birincisi ekonomik mesele… Suriye'nin ayağa kaldırılması bu noktada Türkiye gerek ticareti gerek müteahhitlik hizmetleri ile elinden geleni yapar. İkinci savunma meselesi şu an İsrail'in Suriye'yi bombalamasından kaynaklı olarak Suriye'nin savunma noktasında eksiklikleri var. Yani savunması neredeyse yok. Türkiye bu konuda resmi olarak davet gelmesi halinde ve anlaşmalar aracılığıyla üsler kurabilir, askerleri eğitebilir. Uçak konumlandırabilir, havası sahasını güvenceye alması noktasında destekler sağlayabilir.
Bir diğer mesele anayasanın yazılması süreci ki Türkiye bu noktada destek verebileceğini ifade etmişti. Bir diğer mesele ordu yani diğer grupların hepsinin bu gruba katılması. Fakat burada işte bir taraftan PYD’nin, bir taraftan Dürzilerin, diğer taraftan Nusayrilerin bir kısmının hala bu konuda direnç gösterdiğini görüyoruz. Bu konuda bir iyileşme sağlanması gerekiyor. Bir diğer mesele de tabi çoğulcu yapı olarak Suriye'de oluşacak olan yönetimin bir şekilde komşularla ilişkisi. Özellikle burada Mısır meselesi önemli. Türkiye'nin Suriye konusunda Mısırla ara bulucu olduğunu ben duyuyorum. Dolayısıyla bu son derece önemli. O anlamda Arap ülkelerinin tavrının da yumuşak olması Suriye'deki geçişi kolaylaştıracak olan bir faktör olur. Türkiye bu noktada çok önemli bir şekilde hareket ediyor.” dedi.
TERÖRE KARŞI ÇÖZÜM: DÖRTLÜ İTTİFAK
Bir diğer meselenin DEAŞ meselesi olduğunun altını çizen Nevzat Çiçek “Türkiye Hol Kamp'ındaki DEAŞ’lıların bir şekilde Amerika tarafından kullanılmasını istemiyor. Çünkü Amerika, YPG ve DEAŞ üzerinden Suriye'deki varlığını meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu noktada Türkiye, Ürdün, Irak ve Suriye’yi içerisine alınan dörtlü bir mekanizmayı harekete geçirmeye çalışıyor. HTŞ zaten DEAŞ içerisinden çıkmış ve DEAŞ ile savaşmış ve DEAŞ’ı iyi bilen bir örgüt” dedi ve ekledi: “Bu noktada eğer DEAŞ’ın Hol Kamp'ında bulunan %60'ı yabancı olan 6000 kişinin büyük bir kısmı eğer Avrupa'ya dönerse zaten mesele çözülür ama Avrupa bunları almak istemiyor. Almak istemediği için de YPG'ye para ödeyerek, bunların iaşesini bunların bakımını sağlamaya çalışıyor.”
Suriye meselesine Türkiye açısından en önemli meselenin terör örgütü YPG meselesi olduğun hatırlatan Çiçek “Bu YPG meselesiyle birlikte Amerikalılar YPG'nin yalnız kalmasını istemiyorlar fakat Araplar da özellikle Suriye komşu ülkeler de bir şekilde YPG varlığının burada azaltılması gerektiğini ifade ediyorlar. O nedenle Türkiye'nin uzun vade içerisinde Suriye'deki koruma kollama görevi son derece önemli. Fakat bütün bunlar için Suriye'de geçiş hükümetinin Türkiye ile ilgili resmi anlaşmaları çok hızlı yapması gerekiyor. Türkiye'yi davet edecek, Türkiye'nin askeri üs kurması vesaire gibi konularda uzman desteği sağlanması gibi konularda hızlı biçimde hareket etmesi gerekiyor.”
"BİZ SURİYE'DEN NE KAZANACAĞIZ?"
Çiçek açıklamalarının devamında şu ifadelere yer verdi: “Klasik olarak vatandaşın sorduğu bir soru var. İşte biz bu kadar mülteciye yardım yaptık, bu kadar para yatırdık. Biz Suriye'den ne kazanacağız? Güvenli bir Suriye oluşursa, toprak bütünü sağlanmış bir Suriye oluşursa, YPG gibi bir tehlike olmazsa, sınır güvenliği sağlanırsa bizim Türkiye'de teröre harcadığımız para, güvenliğe harcadığımız para büyük oranda bizde kalır ve biz Suriye üzerinden yeni bir ticaret kanalıyla Orta Doğu'da yeni bir denge arayışında oluruz. O nedenle bir arada kalmış bir Suriye Türkiye'nin ve komşu ülkelerin hayrına olur.
Dolayısıyla bunu önümüzdeki süreç içerisinde göreceğiz ama Türkiye ve Suriye ilişkilerinin bir şekilde gelişmesinden rahatsızlık duyan hem Batılılar hem Ortadoğu'da farklı ülkeler var. Bu da Suriye yönetiminin Türkiye ile ilgili olarak resmi anlamda atacağı adımların neticesinde görülebilecek olan bir mekanizma.”
Henüz Yorum yok