Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan : 'İstifa Mekanizması Unutuldu'
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Bolu'da yaşanan otel yangını faciası ve son dönemlerde yaşanan siyasi gelişmeler ile ilgili konuştu. Haberler.com'un konuğu olan Arıkan, otel yangını ile ilgili sorumluluk alınmamasına tepki gösterdi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, Bolu’da yaşanan yangın faciası üzerinden iktidara yüklendi. Arıkan, Türkiye’de artık istifa mekanizmasının işlemediğini belirterek, “Türkiye, son yıllarda bizi derinden yaralayan facialar yaşadı. Ancak kimse istifa etmedi. Aksine, pişmanlık bile duymayıp başkalarını suçladı. Bir tane istifanın olmaması, sorumluluk alan birinin olmaması bizi derinden üzüyor. İktidarın muhalif belediyeyi, muhalif belediyenin iktidarın bakanlıklarını suçlayıcı tavırlarını kaygıyla izliyoruz” dedi.
“İSTİFA MEKANİZMASI UNUTULDU”
Arıkan, “Türkiye, son yıllarda bizi derinden yaralayan facialar yaşadı. Ancak kimse istifa etmedi. Aksine pişmanlık bile duymayıp başkalarını suçladı. Bir tane istifanın olmaması, sorumluluk alan birinin olmaması bizi derinden üzüyor. İktidarın muhalif belediyeyi, muhalif belediyenin iktidarın bakanlıklarını suçlayıcı tavırlarını kaygıyla izliyoruz” dedi.
“MUHALEFET LİDERLERİNİN ELEŞTİRİ HAKLARI ENGELLENMEMELİDİR”
Son günlerdeki siyasi gelişmeler üzerine de değerlendirmelerde bulunan Arıkan, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanmasını eleştirdi. Arıkan, "Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, benim siyaseten yan yana gelmeyeceğim bir isim ama ona karşı yapılan bu hukuksuzluğu kabul etmemiz mümkün değildir. Bir muhalefet partisi liderinin eleştiri yapma hakkı elinden alınmamalıdır. Bu uygulamaların temelinde yatan sebep ise muhalefetin ses çıkarmasını istememeleridir. Tek adam sisteminin olduğu ülkelerde uygulanan politikalardır bunlar" diye konuştu.
"SİYASET DİLİ SERTLEŞTİ"
Siyasi adımlardaki sertleşmenin siyasetçilerin diline de yansıdığını belirten Arıkan, "50+1 sistemi geldikten sonra siyaset dili daha da sertleşti. İnsanlar kutuplaştı. Birbirinden adeta nefret eder hale geldi. Bundan kurtulmanın yolu da siyasi partilerin birbirini düşman olarak değil, rakip olarak görmesinden geçer" ifadelerini kullandı.
"ADALETE OLAN GÜVEN YOK SEVİYESİNDE"
Yaşanan bu gelişmelerin vatandaşın adalete olan güven duygusunu da büyük oranda zedelediğinin altını çizen Arıkan, şunları söyledi: "Adaleti önceleyeceğiz. Eğer siz yaptığınız işlerde adaleti öncelemiyorsanız zaten başarılı olamazsınız. Adalet mekanizmasına olan güven yüzde 20'lere gerilemiş vaziyette. Son dönemlerde yaşanan hadiseler, atanan kayyumlar, bir partinin bir ocak başkanı tarafından tehdit edilmesi, sokak ortasında bir akademisyenin katledilmesi bunu açıkça ifade ediyor. Adalet mekanizması bozuk olduğu sürece her sorunu tartışabiliriz."
"NİÇİN BAHÇELİ?"
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin “İmralı” çağrısı ile başlayan süreci yorumlayan Arıkan, "Neden çağrıyı Bahçeli yaptı? Netice olarak Bahçeli'nin hükümette bir imza yetkisi yok. Cumhur İttifakı ortağı olduğu için bu çağrıyı yaptığı söyleniyor. Eğer öyle ise o ittifakta Demokratik Sol Parti de var. HÜDA-PAR da var. Neden çağrıyı onlar değil de Bahçeli yaptı? DEM Parti'nin yaptığı ziyaretler sonucu iktidar kanadından neden açıklama gelmedi? Süreçle ilgili net bilgiye sahip olmamız lazım. MHP, DEM ve İmralı arasında kalmamalı. İktidar gerçekten niyetli ise muhalefet partilerini detaylı bir bilgilendirme ile çözüme götürmelidir” değerlendirmesinde bulundu.
"SEÇİM KAZANMAK İÇİN TÜRKİYE'Yİ ZORA SOKTULAR"
İktidarın dış politika anlayışı ile ilgili de konuşan Arıkan, "Mısır Cumhurbaşkanı Mursi idam edildi. Yerine Sisi geldi. Zamanında mevcut iktidarın Sisi'yi eleştiri yağmuruna tutup 'zalim Sisi, asla bir araya gelmeyiz seninle' dediler, geçtiğimiz yıllarda dostluk pozları verdiler. Suriye'de ‘kardeşim Esad’ dediler, iç savaş sonrası ‘zalim Esed’ dediler. Amerikan papazı Rahip Brunson'un iadesi ile ilgili 'Bu can bu bedende olduğu sürece kimse papazı bizden alamaz' dediler. 15 gün geçmesinin ardından serbest bıraktılar. Adnan Kaşıkçı suikastının üstünün kapatılmasında rol oynadılar. Asla vermem dediği, ajan olarak yakalanan Alman gazeteciyi Merkel ile görüşmek uğruna serbest bıraktılar. Seçim kazanabilmek için ülkeyi zora sokacak dönüşü olmayan cümleler kurdular" dedi.
“ÇARE MİLLÎ GÖRÜŞ İKTİDARINDA”
Ülkenin içinde bulunduğu bu olumsuz tablodan çıkışın Saadet Partisi iktidarı ile gerçekleşeceğinin altını çizen Arıkan, Millî Görüş iktidarları döneminde yapılanların buna kanıt olduğunu söyledi. Arıkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılamaz denilen denk bütçeyi 1 yıl gibi kısa bir sürede bizim iktidarımız yaptı. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda en büyük pay yine iktidar ortağı olan bize ait. Memur ve emekli maaşlarına en büyük zam denk bütçeyi kuran bizim iktidarımızda yapıldı. Biz iktidar olsak yine aynılarını yaparız.”
“YENİ YOL İTTİFAKINA BAŞKA PARTİLER DE DÂHİL OLABİLİR”
Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'nin Meclis çalışmaları için ortak kurdukları Yeni Yol Partisi hakkında da konuşan Arıkan, yakın zamanda Yeni Yol İttifakı’na başka partilerin de katılacağını söyledi.
https://www.muhabir.com.tr/
Henüz Yorum yok