Müslüman, Elinden ve Dilinden İnsanların Güven İçinde Olduğu Kimsedir
RAMAZAN GÜNLÜĞÜ 21
Hazırlayan: Mustafa KÜÇÜKTEPE
Bir Ayet: "Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inanmış olsalardı elbette onlar için hayırlı olurdu; içlerinden inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır." (Ali İmran, 110)
Bir Hadis: “Müslüman, elinden ve dilinden insanların güven içinde olduğu kimse, mümin de insanların malları ve canları hususunda kendisine güvendiği kimsedir.” (Nesai, İman, 8/4998.)
Bir Konu: Müminlerin Özellikleri: -Müminler ancak Allah'a kulluk ederler. O'ndan başka zihinlerinde ilahlaştırdıkları hiçbir varlık yoktur. (Fatiha, 1/1-7; Nisa, 4/36)
-Allah'tan korkup-sakınırlar. Allah'ın yasakladığı veya rızasına aykırı olan bir şeyi yapmaktan çok çekinirler. (Âl-i İmran, 3/102; Yasin, 36/11; Tegabün, 64/15-16; Zümer, 39/23)
-Yalnızca Allah'a güvenirler. (Bakara, 2/249; Tevbe, 9/25-26)
- Allah'tan başka hiç kimseden korkmazlar. (Ahzab, 33/39)
- Allah'a şükrederler. Bu nedenle ekonomik yönden darlıkta ya da bollukta olmaları onlara herhangi bir üzüntü ya da böbürlenme vermez. (Bakara, 2/172; İsra, 17/3; İbrahim, 14/7)
- Kesin bilgiyle iman etmişlerdir. Allah'ın rızasını kazanmaktan dönmek gibi bir düşünceye asla kapılmazlar. Her gün daha şevkli ve heyecanlı biçimde hizmetlerini sürdürürler. (Hucurat, 49/15; Bakara, 2/4)
-Kur'an'a kuvvetle bağlıdırlar. Tüm hareketlerini Kur'an'a göre düzenlerler. Kur'an'a göre yanlış olduğunu gördükleri bir tavırdan hemen vazgeçerler. (A'raf, 7/170; Maide, 5/49; Bakara, 2/121)
-Sürekli Allah'ı anarlar. Allah'ın her şeyi gören ve işiten olduğunu bilir, sürekli Allah'ın sonsuz kudretini hatırda tutarlar. (Âl-i İmran, 3/191; Rad, 13/28; Nur, 24/37; A'raf, 7/205; Ankebut, 29/45)
-Allah karşısında acizliklerini bilirler. Mütevazidirler. (Ancak bu, insanlara karşı aciz görünmek ve ezik tavırlar sergilemek demek değildir.) (Bakara, 2/286; A'raf, 7/188)
-Her şeyin Allah'tan olduğunu bilirler. Bu nedenle hiçbir olay karşısında telaşa kapılmaz, her zaman serinkanlı ve tevekküllü davranırlar. (Tevbe, 9/51; Teğabün, 64/11; Yunus, 10/49; Hadid, 57/22)
-Ahirete yönelmişler, asıl hedef olarak ahireti belirlemişlerdir. Ancak dünya nimetlerinden de faydalanır, dünyada da cennet ortamının bir benzerini oluşturmaya çalışırlar. (Nisa, 4/74; Sad, 38/46; A'raf, 7/31-32)
-Sadece Allah'ı ve müminleri dost ve sırdaş edinirler. (Maide, 5/55-56; Mücadele, 58/22)
-Akıl sahibidirler. Her an ibadet bilincinde olduklarından sürekli dikkatli ve uyanıktırlar. Devamlı olarak müminlerin ve dinin lehine akılcı hizmetler yaparlar. (Mümin, 40/54; Zümer, 39/18)
-Tüm güçleriyle Allah adına inkarcılara, özellikle inkarcıların önde gelenlerine karşı büyük bir fikri mücadele verirler. Hiç yılmadan ve gevşemeden mücadelelerini sürdürürler. (Enfal, 8/39; Hac, 22/78; Hucurat, 49/15; Tevbe, 9/12)
-Hakkı söylemekten çekinmezler. İnsanlardan çekindiklerinden dolayı gerçeği açıklamaktan geri kalmazlar. İnkar edenlerin haklarında söylediklerine, alay ve saldırılarına aldırmazlar, kınayıcıların kınamasından korkmazlar. (Maide, 5/54, 67; A'raf, 7/2)
-Allah'ın dinini tebliğ etmek. Çeşitli biçimlerde insanları Allah'ın dinine davet ederler. (Nuh, 71/5-9)
-Baskıcı değillerdir. Merhametli ve yumuşak huyludurlar. (Nahl, 16/125; Tevbe, 9/128; Hud, 11/75)
-Öfkelerine kapılmazlar, hoşgörülü ve bağışlayıcıdırlar. (Âl-i İmran, 3/134; A'raf, 7/199; Şura, 42/40-43)
-Güvenilir insanlardır. Son derece güçlü bir kişilik sergiler, etraflarına da güven telkin ederler. (Duhan, 44/17-18; Tekvir, 81/19-21; Maide, 5/12; Nahl, 16/120)
-Baskı ve zulüm görürler. (Şuara, 26/49, 167; Ankebut, 29/24; Yasin, 36/18; İbrahim, 14/6; Neml, 27/49, 56; Hud, 11/91)
-Zorluklara katlanırlar. (Ankebut, 29/2-3; Bakara, 2/156, 214; Âl-i İmran, 3/142, 146, 195; Ahzap, 33/48; Muhammed, 47/31; Enam, 6/34)
-Zulümden ve öldürülmekten korkmazlar. (Tevbe, 9/111; Âl-i İmran, 3/156-158, 169-171, 173; Şuara, 26/49-50; Saffat, 37/97-99; Nisa, 4/74)
-İnkarcıların saldırı ve tuzaklarıyla karşılaşır, alaya alınırlar. (Bakara, 2/14, 212)
-Allah'ın koruması altındadırlar. Aleyhlerinde kurulan tüm tuzaklar boşa çıkar. Allah, onları tüm iftira ve tuzaklara karşı koruyarak, onları üstün kılar. (Âl-i İmran, 3/110-111, 120; İbrahim, 14/46; Enfal, 8/30; Nahl, 16/26; Yusuf, 12/34; Hac, 22/38; Maide, 5/42, 105; Nisa, 4/141)
-İnkarcılara karşı tedbirlidirler. (Nisa, 4/71, 102; Yusuf, 12/67)
-Şeytanı ve yandaşlarını düşman edinmişlerdir. (Fatır, 35/6; Zuhruf, 43/62; Mümtehine, 60/1; Nisa, 4/101; Maide, 5/82)
-Münafıklara karşı mücadele eder, münafık karakterlilerle birlikte olmazlar. (Tevbe, 9/83, 95, 123)
- İnkarcıların zorbalıklarına engel olurlar. (Ahzab, 33/60-62; Haşr, 59/6; Tevbe, 9/14-15, 52)
- Birbirlerine danışarak (istişare ile) hareket ederler. (Şura, 42/38)
- İman etmeyenlerin gösterişli yaşantısına özenmezler. (Kehf, 18/28; Tevbe, 9/55; Taha, 20/131)
-Zenginlik ve mevkiden etkilenmezler. (Hac, 22/41; Kasas, 28/79-80; Nahl, 16/123)
-İbadetlere titizlik gösterir, namaz, oruç ve benzeri ibadetleri dikkatle yerine getirirler. (Bakara, 2/238; Enfal, 8/3; Müminun, 23/1-2)
-Çoğunluğa değil, Allah'ın verdiği kıstaslara uyarlar. (Enam, 6/116)
-Allah'a yakınlaşmak, örnek bir mümin olmak için gayret sarfederler. (Maide, 5/35; Fatır, 35/32; Vakıa, 56/10-14; Furkan, 25/74)
-Şeytanın etkisine girmezler. (A'raf, 7/201; Hicr, 15/39-42; Nahl, 16/98-99)
- Atalarına körü körüne uymazlar. Kur'an'a göre hareket ederler. (İbrahim, 14/10; Hud, 11/62, 109)
-İsraftan kaçınırlar. (Enam, 6/141; Furkan, 25/67)
- İffetli davranırlar ve Allah'ın istediği şekilde evlenirler. (Müminun, 23/5-6; Nur, 24/3, 26, 30; Bakara, 2/221; Maide, 5/5; Mümtehine, 60/10)
-Dinde aşırılığa kaçmazlar. (Bakara, 2/143; Nisa, 4/171)
- Fedakardırlar. (İnsan, 76/8; Âl-i İmran, 3/92, 134; Tevbe, 9/92)
-Temizliğe dikkat ederler. (Bakara, 2/125, 168; Müddessir, 74/1-5)
- Müminlerin arkasından konuşmaz, kusurlarını araştırmazlar. (Hucurat, 49/12)
- Haset etmekten kaçınırlar. (Nisa, 4/128)
- Allah'tan bağışlanma dileyenlerdir. (Bakara, 2/286; Âl-i İmran, 3/16-17, 147, 193; Haşr, 59/10; Nuh, 71/28)
Bir Peygamber: Hz. Elyesa. Kur’ân-ı Kerîm’de, “İsmâil, Elyesa‘, Yûnus ve Lût’a da yol gösterdik; hepsini âlemlere üstün kıldık” (el-En‘âm 6/86), “İsmâil’i, Elyesa‘ı, Zülkifl’i de an. Hepsi de iyilerdendir” (Sâd 38/48) meâlindeki iki âyette anılması ve İslâmî kaynaklarda verilen şeceresi dışında onunla ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. ( https://islamansiklopedisi.org.tr/elyesa)
Esma-i Hüsna:
El-Vahid: Sıfatlarında, zatında, isimlerinde ve fiillerinde ortağı olmayan. Eşi ve benzeri olmayan, zâtında tek olan. Hükümlerinde asla ortağı, benzeri, dengi bulunmayan, zatında, isim ve sıfatlarında eşi ve benzeri olmayan.
El-Vâhid ism-i şerifini her gün 1000 defa okuyan kimsenin kalbinde Allah’tan başka bütün düşünceler, dünyevi istekler ve lezzetler kaybolur, kalbi nurlarla dolup taşar.
5 vakit namazdan sonra 63 kere “Ya Vâhid celle celâlühû” zikrine devam eden kimsenin kalbi nurla dolar, rızkı artar ve herkes tarafından sevilir.
Ya Vâhid ism-i şerifini günde 1000 defa okuyanın kalbi; yorgunluktan ve bütün kötü düşüncelerden uzaklaşır. Mahlukatın şerrinden emin olur. Kalbi ve ruhu kuvvetlenir.
Ya Vâhid ism-i şerifini günde 4000 defa okuyanın kalbindeki tüm istek ve arzuları gerçekleşir.
Zalim bir kimsenin şerrinden korkan bir kimse her öğle namazının ardından 500 defa “Ya Vâhid celle celâlühû” ism-i şerifini okursa korkularından ve zalimlerin şerrinden emin olur.
Allahu Teâla Ya Vâhid ism-i şerifini okumayı vird edinen kimseye sebepsiz, vasıtasız olarak ihsanda bulunur. Kulunu şeytanî bütün kötü düşüncelerden korur.
El-Vâhid ism-i şerifini günde 4000 defa okuyanın kalbindeki tüm istek ve arzuları gerçekleşir.
El-Vâhid ism-i şerifini zikreden kimsenin ahlakı güzelleşir. Gönlünden korku ve evhamlar zail olur.
Her gün 1000 kere “Ya Vâhid celle celâlühû” ism-i şerifini okuyan her türlü murat ve isteğine kavuşur.
Haram yolunda vaktini geçiren kimse için 3669 kere “Ya Vâhid celle celâlühû” okunur sonra da o kişi için dua edilirse adı geçen şeylerden nefret eder.
Her gün 66 kere İhlas suresini okuduktan sonra ardından 101 kere “Ya Vâhid celle celâlühû” ism-i şerifini okumaya devam eden kimse hiç ummadığı nimetlere kavuşur. https://www.nukteler.com/el-vahid-esmasinin-zikri-faziletleri-faydalari/
El-Vahid, esmasının ebced değeri ve zikir sayısı 18’dir.
Es-Samed: Allah’ın isimlerinden (esmâ-i hüsnâ) biri.Sözlükte “bir şeye yönelmek” anlamındaki samd (sumûd) kökünden türeyen samed “ihtiyaçların giderilmesi için kendisine başvurulan kimse” demektir. Samed ayrıca içi boş olmayan kütle halindeki şeyler için kullanılır. Allah’a nisbet edildiğinde “ihtiyaçlarını gidermesi için herkesin başvurduğu, yaratılmışlara özgü acz ve ihtiyaçtan münezzeh ebedî ve bâkī yüce varlık” mânasına gelir (Râgıb el-İsfahânî, “ṣmd” md.; İbnü’l-Esîr, III, 52).
Samed Kur’an’da İhlâs sûresinde (112/2), Allah’ın birliği ilkesinin anlatılması sırasında O’nun yaratılmışlık özelliği taşımayıp herkesin sığınacağı yegâne varlık olduğu ifade edilirken geçmektedir. Samd kavramı “yönelmek” şeklindeki anlamıyla hadislerde kullanılmış (Müsned, VI, 4; Ebû Dâvûd, “Ṣalât”, 104), samed ismi İbn Mâce ve Tirmizî’nin esmâ-i hüsnâ listesinde yer almıştır (“Duʿâʾ”, 10, “Daʿavât”, 82). Bir kutsî hadiste Cenâb-ı Hak insanoğlunun âhireti inkâr etmek suretiyle kendi zâtını yalanladığını, çocuk sahibi olduğunu söyleyerek kendisine dil uzattığını ifade ettikten sonra, “Halbuki ben bir ve tekim, samedim, ne evlât sahibiyim ne de herhangi bir ebeveynden doğdum, kimse benim dengim ve benzerim değildir” buyurmaktadır.
Samed isminden kulun alabileceği nasip, Cenâb-ı Hakk’ın onu din ve dünya işlerinde kendisine başvurulan bir konuma getirmesidir. Allah, kullarının çeşitli sorunlarının çözümünü kimin eline bağlı kılmışsa onu samed isminden nasiplendirmiş demektir (Gazzâlî, s. 144). https://islamansiklopedisi.org.tr/samed
Seher vaktinde 150 defa “Yâ Samed” ism-i şerifini okuyan kimse, güzel ahlak ve iyi hal sahibi olur, haram ve günahlardan uzak durur.
5 vakit namazdan sonra 134 defa “Yâ Samed” ism-i şerifinin zikrine devam eden kimse yeme, içme, uyuma, gibi zaruri ihtiyaçlarında, zorluk ve yorgunluk duymaktan uzak kalır. Allah’tan başka hiç kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmaz. Maddi ve manevi bütün istek ve ihtiyaçları Allah tarafından ihsan edilir ve kolayca hepsini elde eder.
Sabah namazından önce secdeye kapanıp 115 kere “Ya Samed celle celâlühû” ism-i şerifini okuyan bütün düşmanlarına karşı üstünlük sağlar.
Her gün 66 kere “İhlas suresini” ve ardından 134 kere “Ya Samed celle celâlühû” ism-i şerifini okuyanın her muradı hasıl olur. Ömür boyunca geçim sıkıntısı çekmez.
Her gün 100 er kere “Ya Ferd, Ya Samed celle celâlühû” okuyan Allahu Teala katında sevilen bir kul olur ve fenalıklardan muhafaza olunur.
Ya Samed ismini 520 defa okuyan kimse açlık hissi duymaz.
Ya Samed ism-i şeridini 100 kere okuyan salaha erer. Suya okunur ve bu su içilirse içenin iradesi kuvvetlenir.
Yeme içme ve uyku gibi Allah vergisi olan şeylerde hiç kimseye muhtaç olmamak ve bunaların azlığından da asla üzülmemek için “Ya Samed Celle Celalühü” diyerek 134 kere okunur.
Günah işlemekte devam eden bir kimse tevbe etmek ister ama bir türlü tevbe edemezse; Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri oruç tutsun. Bu günlerde hayvansal gıdaları yemekten kaçınsın ve günde 100 kere “Ya Samed Celle Celalühü” ism-i şerifini okusun. https://www.nukteler.com/es-samed-esmasinin-zikri-faziletleri-faydalari/
Es-Samed, esmasının ebced değeri ve zikir sayısı 134’tür.
En-Nafi: Arapça kökenli Nâfi kelimesi kelime anlamı olarak “yararlı, faydalı” anlamında, sıfat olarak ise faydalandıran, faydalı şeyler yaratan, hayır ve menfaat verici şeyleri halk eden anlamına gelmektedir.
Nâfi ism-i şerifi Allahu Teala’nın 99 ismi olan Esmaül Hüsna isimlerindendir. Hayır ve menfaat verecek şeyleri yaratan, faydalandıran, dilediğine menfaat veren, faydalandıran demektir. İstediğine fayda sağlayan, O’nun takdiri olmadan kimseye fayda, yarar verilemeyen.
“Allah’tan başka sana fayda ve zarar vermeyen şeylere dua etme. Bundan sonra eğer öyle yaparsan, o zaman sen mutlaka zalimlerden olursun.” (Yunus/106)
“Ve muhakkak ki hayvanlarda, sizin için ibret vardır. Onların karınlarındaki şeyden size içiririz. Ve onda, sizin için çok menfaatler (faydalar) vardır ve ondan yersiniz.” (Mu’minun/21)
“Ve hiçbir şey yaratamayan ve kendileri yaratılmış olan, kendilerine fayda ve zarar vermeye malik olmayan, O’ndan (Allah’tan) başka ilâhlar edindiler. Ve (onlar), öldürmeye, hayat vermeye ve nuşura (yeniden diriltmeye) malik değillerdir.” (Furkân/3 )
Bu ism-i şerifin zikrinde her bir hasta, keyifsiz, sağlam olmayan kimse için bir şifa vardır. Her türlü bela veya musibete düşen, işleri kötü giden, kötü imtihan geçiren kimse için bir afiyet, rahatlık vardır.
Gerek sıhhat, sağlık bakımından gerekse maişet, geçim sıkıntısı bakımından zor ve müşkül durumda olan kimse bu ism-i şerifin zikrine devam etmelidir. Allahu Teala’nın izniyle o sıkıntı, darlık ve zaruret halleri o kimseden kalkar, bütün sıkıntı ve meşakkatlerden kurtulur.
“Ya Nâfi, Ya Hayy” esmalarını ikisini birlikte zikrederek okunur ise ruhi kuvvet bulunur. Sıhhat, sağlık açısından faydalıdır. Cenab-ı Hak tarafından okuyan kimsenin kendisi ağırbaşlı, heybetli, sağlıklı olur. (Kaynak: Kenzül Havas)
Beş vakit namazlardan sonra 201 kere “Ya Nâfi celle celâlühû” ism-i şerifinin zikrine devam eden kimse, her türlü hastalık ve belalardan korunur.
Her gün 201 kere “Ya Nâfi” ism-i şerifini okuyan kimse her türlü zarar ve ziyandan korunur.
Hasta veya rahatsızlığı olan kişi, sağ elini ağrıyan yerine koyup şifa ayetlerini okuduktan sonra 201 kere “Ya Nâfi celle celâlühû” ism-i şerifini zikrederse Allah’ın izniyle şikayetleri kaybolur.
“Ya Nâfi” ism-i şerifinin zikrine devam eden kimse maddi ve manevi bütün yokluk ve sıkıntılardan kurtulurlar. Rahat ve huzur içinde yaşar.
“Ya Nâfi” ism-i şerifini çokça okuyan kimse, musibet ve sıkıntılardan kurtulur. Hastalık ve streslerden kurtulmak için de okunmalıdır.
“En-Nâfi” esmasının zikrine devam eden kişi, hangi işe girişse başarılı olur, faydalı kazançlar elde eder.
Faydalı ve hayırlı işler yapmak isteyenler, helal kazanç temin etmek isteyenler, usülune uygun olarak “Ya Nâfi” ism-i şerifinin zikriyle meşgul olmalı, vird edinip her gün 201 defa okumalıdır.
Her hangi bir işin hayırla sonuçlanması için “Ya Nâfi” ism-i şerifi her gün okunmalıdır.
Cuma günü ya da Cumartesi günü 201 defa “Ya Nafi celle celalühü” diye zikreden kişi, hangi işe elini atsa başarılı olur. Faydalı kazançlar elde eder.
Darlık, sıkıntı, stres veya gönül sıkıntısı gibi durumlarda günde 21, 41 veya 101 kere “Ya Nafi celle celalühü” ism-i şerifini okumak büyük fayda sağlar.
“Ya Nâfi” ismini zikreden güzel bir hayat yaşar. Darlık, hastalık, musibet, stres ve sıkıntılardan kurtulur.
İhlâsla ve temiz bir kalp ile “Ya Nâfi” ism-i şerifini vird edinerek okuyan kimselerin dilek ve duaları gerçekleşir.
“Ya Nâfi” ism-i şerifi hasta üzerine okumaya devam edilirse Allah’ın izni ile hasta şifa bulur.
Maddi ve manevi yokluk ve sıkıntılardan kurtulmak isteyenler “Ya Nâfi” ism-i şerifinin zikrine her gün devam ederlerse, rahat ve huzur içinde yaşarlar.
En-Nafi, esmasının ebced değeri ve zikir sayısı 201’dir.
Bir Dua: Ya dafıal belaya idfa' annel belaya fallahü hayrün hafızan ve hüve erhamür rahimin inneke ala kulli şey'in kadir."
"Ey belaları def eden Allah’ım! Belaları bizden uzaklaştır. Allah muhafaza edicilerin en merhametlisidir. Muhakkak ki senin kudretin her şeye yeter.
Henüz Yorum yok