“Mazlum ve Mağdura Kucak Açmak, Bizim Vicdani Görevimizdir”
- Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Amacımız çevremizde bir barış ve iş birliği kuşağı tesis etmektir”
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
- “Komşularının yanı sıra çok geniş bir alanda ortaya çıkan krizlerin menfi yansımalarını en fazla hisseden ülke Türkiye’dir”
- “Komşularımıza ateş düşmüşse, kapılarımızı, pencerelerimizi kapatıp ‘bana ne’ diyemeyiz”
- “Mazlum ve mağdura kucak açmak, bizim vicdani görevimizdir”
ANKARA (İHA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz kimseye, hiçbir ülkeye husumet beslemiyoruz. Tam tersine, her ülkeyle her toplumla mümkün olan en iyi, en ileri, en samimi ilişkileri kurmak ve geliştirmek istiyoruz. Amacımız, yakın komşularımızdan başlayarak, çevremizde bir barış ve iş birliği kuşağı tesis etmektir. Birileri tarafından bilinçli olarak bölgemize giydirilen kardeş kavgası ve husumet üzerine kurulu deli gömleğini yırtıp atmakta kararlıyız” dedi.
Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni’ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu. Akademideki eğitimlerini başarıyla tamamlayan 763 subay ve 2 bin 937 astsubayı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuruluş tarihi 2016 olan ve bugüne Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademimizden 33’ü uluslararası öğrenci olmak üzere toplam 23 bin 546 evladımızı mezun ettik. Bugün mezuniyet sevinci yaşayan her öğrencimiz, tıpkı selefleri gibi Türkiye’nin en gözde eğitim kurumlarından birinde eğitim aldılar. Bu çatı altında bulundukları süre boyunca evlatlarımız, mesleki becerileri yanında akademik, sosyal ve entelektüel yönlerini de geliştirdiler. Pratik ve teorik açıdan yoğun bir eğitimi alınlarının akıyla bitirerek üstlenecekleri vazifeye hazır hale geldiler. Yeni mezunlarımız Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatlarımızın farklı kademelerinde görev alarak yüksek vazife şuuru içinde milletimize aşkla hizmet ettiler, bundan sonra da hizmet edeceklerdir” diye konuştu.
“Bu şekilde dipdiri, imanıyla, itikadıyla bir nesil yetişecek"
Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerin üstlendiğiniz sorumluluğu, şartlar ne olursa olsun hakkıyla yerine getireceğine yürekten inanıyorum. Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatlarımızın gelecekteki komutanlarını yetiştiren bu akademide, özellikle alınan eğitimi son derece önemsiyorum. Buradaki gençlerimizin en nitelikli şekilde yetişmesini milletimizin huzuru yanında, vatanımızın bekası açısından da hayati ehemmiyette görüyorum. Öyle ki, şu gördüğünüz akademinin her yönden, fiziki mekan olarak inanıyorum ki, herhalde dünyada çok çok nadide ülkede, belki benzeri vardır. Burası bambaşka, bu fiziki mekana sahip olan, böyle bir akademi yok ve buradan da eserleri görüyorsunuz. Bu şekilde dipdiri, imanıyla, itikadıyla bir nesil yetişecek. Komutanlar ordusu yetişecek. Onlar da ne Gabar’da, ne Cudi’de ne Tendürek’te, ne Bestler Deresi’nde bugüne kadar nasıl terörist bırakmadıysalar bundan sonra da bırakmayacaklar” dedi.
Güvenlik güçlerinin önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yangın mı var, jandarmamız, polisiyle, güvenlik korucularıyla hepsi oradalar. Sel felaketi mi var, oradalar. Helikopterlere o çatıların üzerinden, o mağdur durumda olan felaket zedeleri nasıl kurtardıklarını, siz değerli herhalde televizyon ekranlarında izlediniz. İşte onlar bizim polisimizdi, jandarmamızdı ve hepsi her türlü fedakarlığı ortaya koydular. Fedai can ettiler ve gözü yaşlı anneleri, babaları kurtardılar” ifadelerini kullandı.
“Komşularının yanı sıra çok geniş bir alanda ortaya çıkan krizlerin menfi yansımalarını en fazla hisseden ülke Türkiye’dir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Her gün şahit olduğumuz hadiseler bize şu gerçeği hatırlatmaktadır, Türkiye, 3 kıtanın kesişme noktasında yer alan, stratejik önemi fevkalade yüksek bir coğrafi konuma sahiptir. Asya’dan Afrika’ya, Kafkasya’dan Avrupa’ya uzanan geniş bir bölgede, yaşanan olay bizi doğrudan etkilemektedir. Afganistan’da 40 yıldır devam eden iç karışıklıkların, Libya’daki ardı arkası kesilmeyen kardeş kavgasının, Yemen’de çözüme kavuşturulamayan çatışmaların, Suriye’de 11 yıldır devam eden zulüm ve saldırıların, Balkanlar’da yeniden alevlenmeye başlayan gerilimlerin, Afrika’da her yıl yüz binlerce cana mal olan açlık ve fakirliğin, Kafkasya’da körüklenmeye çalışılan fitne girişimlerinin, velhasıl komşularının yanı sıra çok geniş bir alanda ortaya çıkan krizlerin menfi yansımalarını en fazla hisseden ülke, hiç şüphesiz, şu ülkemiz, vatanımız Türkiye’dir.”
“Komşularımıza ateş düşmüşse, kapılarımızı, pencerelerimizi kapatıp ‘bana ne’ diyemeyiz”
Türkiye’nin çevresinde yaşananlara sessiz kalamayacağı mesajını veren Erdoğan, “Birileri ne derse desin, coğrafi konumu, kültürel ve beşeri bağları itibariyle, ülkemizin buralara sırtını dönme lüksü yoktur. Komşularımıza ateş düşmüşse, kapılarımızı, pencerelerimizi kapatıp ‘bana ne’ diyemeyiz. Yüzyıllar boyunca cihana adalet dağıtmış bir ecdadın torunları olarak, ‘bize ne Kudüs’ten, bize ne Filistin’den, bize ne Suriye’den, Irak’tan, Yemen’den, Türkistan’dan’ diyemeyiz. Hele hele, batılılar gibi ‘bana ne başkalarının acısından, göz yaşından’ hiç diyemeyiz. Çünkü biz, tarihiyle, kültürüyle, değerleriyle nam salmış, büyük bir devletiz. Biz, vicdanıyla, merhametiyle temayüz etmiş büyük bir milletin evlatlarıyız” dedi.
“Mazlum ve mağdura kucak açmak, bizim vicdani görevimizdir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi:
“Ne diyor şair, ‘bir zamanlar biz de millet. Hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir, öğretmişiz’. Zorluklara aldırmadan, gereği neyse onu yapmak, onu yerine getirmek, mazlum ve mağdura kucak açmak, bizim vicdani görevimizdir. Dahası dili, kültürü, kökeni, meşrebi ne olursa olsun, bu bölgenin tüm halkları, birbirlerinin kardeşleridir, birbirlerinin akrabalarıdır. Birinin yaşadığı acıya diğerinin kayıtsız kalması, her şeyden önce bu kadim, kardeşlik ve akrabalık hukukuna aykırıdır. Bizim Filistin’le, Suriye’yle, Irak’la, diğer dost, kardeş halklarla ilişkimizi eleştirenler, Türkiye’nin sadece coğrafi konumundan değil, aynı zamanda işte bu tarihi ve beşeri derinliğinden de bihaber olan gafillerdir.”
“Elbette gün gelecek, tarih bunları yargılayacak ve hükmünü verecektir”
Türkiye’nin dış politikasını eleştirenler hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet birisi, zerre kadar tarihi bilgisi olup da hala ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var’ diyorsa, emin olun ülkemizin kötülüğünü istiyordur. Haritayı önüne koyup da hala, ‘Irak’la niye yakından ilgileniyoruz’ diye soran kimse varsa, Türkiye’nin fenalığını düşünüyordur. Yunanistan’a yapılan askeri yığınağı gördüğü halde, hala savunma sanayii atılımlarımızı eleştiren varsa, stratejik ön görüsünü kaybetmiş demektir. Başkaları 10 bin kilometre öteden gelip, Suriye’ye, Irak’a, Libya’ya müdahale olurken ses çıkarmayanların, Türkiye’nin sınır ötesi harekatlarını hedef alması eğer husumetten kaynaklanmıyorsa, basiretsizliğin işaretidir. Kardeşlerim, 10 bin kilometre öteden, ülkeme ve ülkemde teröristlere tırlarla, eğer mühimmat getiriyorsa, eğer buraya bütün araç, gereç getiriyorsa ve onlarla sınır ötesi bize operasyon yapıyorlarsa, onlara biz gereken cevabı sınır ötesinde yaptığımız anlaşmayla, sınır çizgisinin 30 kilometre ötesine kadar gereken cevabı veriyoruz. Bundan rahatsız oluyorlarsa, hiç kusura bakmasınlar, onlar rahatsız olacak, biz de yolumuza devam edeceğiz. Elbette gün gelecek, tarih bunları yargılayacak ve hükmünü verecektir” diye konuştu.
“Eğer bize yan bakan olduğu zaman yan bakana, kusura bakmasınlar herhalde biz de düz bakmayız”
“Yabancı basına Türkiye’yi, ülkemizin savunma sanayii hamlelerini şikayet edenlere biz sadece acıyoruz. Biz İHA’larımızı da yapacağız, SİHA’larımızı da yapacağız, Akıncı’larımızı da yapacağız, savaş uçaklarımızı da yapacağız, helikopterlerimizi de yapmaya devam edeceğiz” diyerek savunma sanayii konusunda adımlar atılmaya devam edileceği mesajını veren Erdoğan, “Son 20 yıldır olduğu gibi, bugün de onları kendi hırsları, kendi sığ hesaplarıyla baş başa bırakıp işimize bakıyoruz. Kimse, Yunanistan’da 10-15 Amerikan üssü var diye eleştirmiyor, kimse Batı, Yunanistan’a yığınak yapıyor diye eleştirmiyor. Ama en ufak bir ses çıktığı zaman, ‘Türkiye, Yunanistan’ı tehdit ediyor’. Hayır, eğer bize yan bakan olduğu zaman yan bakana, kusura bakmasınlar herhalde biz de düz bakmayız” dedi.
“Amacımız, yakın komşularımızdan başlayarak, çevremizde bir barış ve iş birliği kuşağı tesis etmektir”
Türkiye’nin arabuluculuk rolünü Rusya-Ukrayna savaşında çok daha güçlü bir biçimde öne çıkardıklarını kaydeden Erdoğan, “Biz kimseye, hiçbir ülkeye husumet beslemiyoruz. Tam tersine, her ülkeyle her toplumla mümkün olan en iyi, en ileri, en samimi ilişkileri kurmak ve geliştirmek istiyoruz. Amacımız, yakın komşularımızdan başlayarak, çevremizde bir barış ve iş birliği kuşağı tesis etmektir. Birileri tarafından bilinçli olarak bölgemize giydirilen kardeş kavgası ve husumet üzerine kurulu deli gömleğini yırtıp atmakta kararlıyız. Özellikle son dönemde, bu yönde pek çok olumlu adım attık. Kimi konularda anlaşmazlık yaşadığımız ülkelerle, ilişkilerimizi kazan-kazan ve karşılıklı saygı temelinde, yeniden rayına oturttuk. Türkiye’nin, arabuluculuk rolünü Rusya-Ukrayna savaşında çok daha güçlü bir biçimde öne çıkardık” ifadelerini kullandı.
“Artık terör tehdidi nereden geliyorsa, nerede bir terörist varsa kaynağında etkisiz hale getiriyoruz”
Türkiye’nin diplomatik, ekonomik ve askeri başarılarıyla göz doldurduğunu belirten Erdoğan, “Ülkemizi, bölgesel ve küresel meselelerde, söz ve etki sahibi yaptık. Çözümün anahtarını elinde tutan, stratejik bir konuma yükselttik. Çatışmaların, istikrarsızlıkların eksik olmadığı, sancılı bir bölgede Türkiye, diplomatik, ekonomik ve askeri başarılarıyla göz doldurmaktadır. İçimizdeki birileri anlamasa da, akıl ve izan sahibi herkes Türkiye’nin bu hamlelerini görüyor, taktir ediyor. Ülkemizin güvenlik politikalarında mevcut paradigmaları değiştiren başarıları, inkar edilemez bir gerçektir. Artık terörün kapımıza dayanmasını beklemiyor, terör tehdidi nereden geliyorsa, nerede bir terörist varsa kaynağında etkisiz hale getiriyoruz” diye konuştu.
“Bölücü terör örgütüne tarihinin en ağır darbelerini indiriyoruz”
Terörle mücadele konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröristlerin bir dönem cirit attığı dağlarda artık vatandaşların terör tehdidinin korkusunu hissetmediğini vurgulayarak, “Türkiye’nin operasyon derinliğini Suriye’den Irak’a kadar uzattık. Kendilerini en emniyetli hissettikleri bölgelerde bile, bölücü terör örgütüne tarihinin en ağır darbelerini indiriyoruz. Bunu da başkaları gibi sivil-terörist ayrımı gözetmeden, toptan imha yerine adeta bir kuyumcu titizliğiyle, kılı kırk yaran bir hassasiyetle yürütüyoruz. Askerimiz, polisimiz, jandarmamız, istihbaratçımız, güvenlik korucumuz tam bir koordinasyon içinde hareket ederek, terör örgütlerine nefes aldırmıyor. Öyle ki, bir dönem teröristlerin cirit attığı dağlarda artık vatandaşlarımız terör tehdidin korkusunu hissetmeden, aileleriyle birlikte piknik yapmanın huzurunu yaşıyor. Teröristlerin saldırılarından dolayı yatırım alamayan bölgelerimiz, bugün turizmden sanayiye, her alanda zirveleri zorluyor, ihracatta, istihdamda rekorlar kırıyor” dedi.
“Sahil Güvenlik Teşkilatımızca yakalanan düzensiz göçmen sayısı 245 bine ulaştı”
Son iki yılda Yunanistan tarafından botları batırılarak ölüme terk edilen 41 bin insanın hayatını kurtardıklarını dile getiren Erdoğan, şunları aktardı:
“Türkiye, sadece terörle mücadelede değil, suç örgütleri ve düzensiz göçle mücadelesinde de başarı çıtasını sürekli yukarıya taşıyor. Sahil Güvenliğimizin olağanüstü çabalarıyla, Ege’de ölümlerin önüne geçtik. Son iki yılda, Yunanistan tarafından botları batırılıp ölüme terk edilen, çoğu kadın ve çocuk 41 bin insanın hayatını, evet biz kurtardık. Sahil Güvenlik Teşkilatımızca yakalanan düzensiz göçmen sayısı 245 bine ulaştı. Jandarma teşkilatımız da sınır bölgelerimiz başta olmak üzere, düzensiz göçle ve insan kaçakçılarıyla mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor. Aynı şekilde, uyuşturucu baronlarına ve gençlerimizin geleceğini çalan zehir tacirlerine de göz açtırmıyoruz. İnsanımızın huzuruna, vatanımızın birlik ve bütünlüğüne kast eden tüm odaklara karşı gereken her tedbiri alıyoruz. İnşallah, sizlerin de katılımlarıyla birlikte, farklı cephelerde verdiğimiz bu zorlu mücadelemizi artık çok daha başarılı ve etkin şekilde yürüteceğiz.”
“Türkiye’nin bir daha vesayet girdabına sürüklenmesine müsaade etmedik”
“Sizlerden, devletimize büyük bir aşkla hizmet ederken, şu kadim ülkeyi asla aklınızdan çıkarmamanızı istiyorum. Devleti korumanın yegane yolu, bağrından çıktığınız milleti korumaktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“İnsanımıza tepeden bakanların, insanımızı hor, hakir görenlerin, kendini toplumdan izole edenlerin ne bu ülkeye ne de millete faydası dokunur. Türkiye, kendini kanunların, hukukun ve demokratik prensiplerin üstünde görenlerden çok çekmiş bir ülkedir. Bizler, aynı zamanda demokrasi dışı yöntemlerle, milli iradenin ve siyasetin dizayn edildiği acı günler yaşadık. Hamdolsun, 2002’den itibaren hayata geçirdiğimiz reformlarla, Türkiye’nin bir daha vesayet girdabına sürüklenmesine müsaade etmedik. 15 Temmuz ihanetinde, milletimizle birlikte omuz omuza verdiğimiz mücadele sayesinde ülkemizde, merkezinde hukukun, sivil iradenin insan haysiyetinin olduğu yepyeni bir sistemi inşa ettik.”
“Sizlere güveniyorum ve diyorum ki, hep birlikte tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet”
Jandarma subay ve astsubaylara seslenen Erdoğan, “Sizlerden, bu yeni dönemin ruhuna uygun bir şekilde, insanımızın canına, malına, temel hak ve hürriyetlerine el uzatanlara karşı tavizsiz bir duruş sergilemenizi bekliyorum. Yine sizlerden, görevinizi kanunlar ve mevzuat çerçevesinde yaparken, vatandaşlarımıza karşı daima müşfik davranmanızı bekliyorum. Milletimizin hakkını koruma noktasında en küçük bir zafiyet göstermeden, sorumluluklarınızı yerine getireceğinize inanıyorum. Devletin ve milletin emri, hizmeti, hiyerarşisi dışında bir yerin tasallutuna girmeyeceğinizden şüphe duymuyorum. Sizlere güveniyorum ve diyorum ki, hep birlikte tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” diye konuştu.
Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’nda gerçekleştirilen mezuniyet törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanı Tuğgeneral Murat Bulut’un yanı sıra mezun olan subay ve astsubay öğrencilerin aileleri katıldı.
Dönem birincileri diplomalarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Mezuniyet töreni kapsamında Jandarma Merasim Bölük Komutanlığı’nın tüfekli hareketler gösterisi, Jandarma Genel Komutanlığı Mehteran Birliği’nin gösterisi, tören geçişi ve JÖAK ile Jandarma Havacılık Başkanlığı personelinin kuleden iniş gösterisi, şualı ay yıldız gösterisi ile JÖAK ile Jandarma Havacılık Başkanlığı personelinin üzüm salkımı geçişi gösterisi gerçekleştirildi.
Henüz Yorum yok