Hicri Yılbaşı Nasıl Ortaya Çıktı?
Peygamber Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicret ettiği tarihle başlayan Hicri yılbaşı, Müslümanlar için bir dönüm noktası olarak tarihte yeni bir sayfa açmıştır. Peki Hicri yılbaşı kimin zamanında ve nasıl doğdu?
Bu yıl Hicri Yılbaşı 30 Temmuz tarihine denk gelmekle birlikte aynı zamanda Muharrem ayının başlangıcı olarak kabul edilmektedir. İslâm'dan önce Arabistan'da yaşayan Arapların belli bir takvim ve tarih sistemleri yoktu. Tarih tespiti bazı büyük ve önemli olaylar esas alınarak yapılıyordu. Meselâ eski Araplar önemli savaşların yapıldığı zamanları tarih başı kabul ederlerdi. Bunlar arasında Husus Harbi, Ficar Savaşı ve Zikar Günü gibileri pek meşhurdu. Son olarak da "Fil senesi" ismini verdikleri yılda Yemen Kralı Ebrehe'nin ordusuyla birlikte Mekke üzerine yürüyüp Kâbe’yi yıkmak istediği hadise, takvim başı olarak kabul görüyordu. Bu olay Peygamber Efendimizin dünyaya teşriflerinden 54 gün önce meydana gelmişti.
Ay hesabına göre, Arapların kullandığı on iki ay sırayla şunlardı: Muharrem, Safer, Rabiülevvel, Rabiülâhir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelâhir, Receb, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhicce. Araplar bu on iki ayı sırayla takip etmekle birlikte senelerin sayısında ihtilaf ediyorlardı. Fakat ne zaman ki İslâmiyet geldi, kısa zamanda birçok beldeleri hâkimiyeti altına aldı. Bütün kurumlarıyla bir İslâm devleti kuruldu. O zaman bir takvim ihtiyacı da vazgeçilmez bir hal aldı. Çünkü idari işleri düzenlemede birçok aksaklıklar sırf bu yüzden meydana geliyordu.
Rivayete göre, bir seferinde Hz. Ömer (r.a.) halife iken kendisine bir borç senedi getirildi. Alacaklı ile borçlu bu senedin tarihi hakkında anlaşmazlığa düşmüşlerdi. Alacaklı senedin üzerindeki "Şaban" ayı yazısının bu yıla ait olduğunu söylerken, borçlu gelecek yıla ait olduğunu iddia ediyordu. Bu ve bunun gibi karışıklıklar üzerine Halife Hz. Ömer danışma kurulunu topladı. Meseleyi onlara anlattı, bir tarih tesbitinin gerekliliğini ortaya koydu.
Bunun üzerine Ashab arasında bu mesele görüşüldü. Çeşitli teklifler ileri sürüldü. Bazıları diğer milletlerin tarih ve takvim başlangıçlarını teklif etti. Sa'd bin Ebi Vakkas, Resulullah Aleyhissalâtü Vesselamın vefatının tarih başlangıcı olmasını, Hz. Talha da (r.a.) bi'setin, yani peygamberlik vazifesinin Allah Resulüne verilmesinin esas alınmasını teklif etti. Hz. Ali'nin (r.a.) teklifi ise, Hicretin tarih başlangıcı olarak alınması idi. Bu arada bazı Sahabiler, Peygamber Efendimizin doğum tarihinin esas alınmasını ileri sürmüşlerdi. Bütün bu teklifler görüşüldü, gözden geçirildi. Sonunda Hz. Ali'nin (r.a.) teklifi olan Hicretin tarih başlangıcı olması oybirliğiyle kabul edildi.
Henüz Yorum yok