Arama Kurtarmanın Gönüllü Neferleri
Kayseri'de 25 yıldır faaliyet gösteren, farklı meslek gruplarının gönüllü bir araya geldiği Turkuaz Doğa Sporları Arama Kurtarma Derneği, sadece kentte değil Türkiye genelinde dağda, su altında, akarsuda, doğal afetlerde kendi canlarını tehlikeye atıp başka insanların hayatını kurtarmak için mücadele veriyor.
İlk olarak 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Gölcük depreminde arama kurtarma faaliyetlerine başlayan ekipler, son olarak Tunceli'de kaybolan üniversite öğrencisi Gülistan Doku'nun arama çalışmalarına katıldı.
Öğretmen, esnaf, öğrenci, memur, sağlık personeli gibi farklı meslek gruplarından gönüllü 35 kişiden oluşan arama kurtarma ekibinin içinde dağda, su altında, akarsuda kurtarma konusunda eğitimli 15 kişilik teknik kadro yer alıyor.
Ekipler, yıl boyunca düzenli olarak zorlu eğitim süreçlerini de sürdürüyor.
"1999 depremi arama kurtarmanın miladı oldu"
Turkuaz Doğa Sporları Arama Kurtarma Derneği Başkanı Mehmet Eskitaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, derneklerinin 25 yıl önce Prof. Dr. Osman Ceyhan'ın öncülüğünde izcilik ve doğa sporları amacıyla kurulduğunu söyledi.
Daha sonra 17 Ağustos 1999'daki depremle arama kurtarma faaliyetlerine başladıklarını anlatan Eskitaş, "1999, tüm Türkiye'de olduğu gibi bizde de arama kurtarmada milat oldu. 1999'da başladığımız arama kurtarma serüvenimiz 2020 yılı itibarıyla devam ediyor. Bu yıllar içerisinde çok yol kat ettik, çok fazla gönüllümüz oldu." dedi.
Eskitaş, Türkiye'nin birçok yerinde farklı alanlarda arama kurtarma yaptıklarını dile getirerek, "Öncelikli alanımız su altı. Ekibimiz, Türkiye genelinde kimin ihtiyacı varsa hiçbir şey talep etmeden, din, dil, ırk ayırt etmeden gönüllük ilkesiyle çalışmaya devam ediyor." diye konuştu.
Gittikleri çok sayıda vakada birçok kişiyi kurtararak ailelerine teslim ettiklerini aktaran Eskitaş, su altı ve akarsu kurtarmada İspanya ve İtalya merkezli dünyanın kabul ettiği bir kamu güvenliği sistemine bağlı bulunduklarını ve uluslararası müdahale sertifikasına sahip olduklarını ifade etti.
"Hayat kurtarmak çok önemlidir ve karşılığı yoktur"
Eskitaş, su altı ve akarsu arama konusunda Türkiye'nin her yerinden talep geldiğini ancak sadece resmi kurumlardan gelen talepleri değerlendirebildiklerini belirterek, "Hayat kurtarmak çok önemlidir ve karşılığı yoktur. Bir insanın hayatını kurtarmak için karşılığında kendi canınızı ortaya koymanız lazım. İsterse trilyonlarınız olsun o canı geri alamazsınız." dedi.
Ekibinin para almadan, bütün ekipmanını kendi imkanlarıyla temin ederek gönüllülük ilkesiyle çalıştığını anlatan Eskitaş, haftada bir gün ekibe acil durum yönetimi ve liderlik eğitimi verdiğini söyledi.
"Çok büyük mesafeler kaydettik"
Eskitaş, Türkiye'nin zaman içerisinde arama kurtarmada iyi bir noktaya geldiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Türkiye'de yeterli miyiz? Hayır değiliz. Dünyada iyi bir sırada mıyız? Evet, iyi bir sıradayız. Özellikle kentsel arama kurtarmada, depremlerde iyi bir noktadayız. Cevap verebilirlik hızımız çok iyi. Ekip olarak, anlayış olarak, acil durum hazırlığı olarak çok iyi durumdayız. AFAD ve arama kurtarma gönüllülerinin hazırlığı olarak çok büyük mesafeler kaydettik. Bunun örneklerini Elazığ depreminde ve Van'daki çığ felaketinde gördük. Bazen doğaya karşı gelemezsiniz ancak siz ne kadar hazırlıklıysanız o kadar tedbir alırsınız. Mutlaka ve mutlaka akredite ekiplerin sahada çalışması gerekir, aksi takdirde hem çalışan ekibin hayatı riske edilir hem de kurtarılacak kişinin hayatı riske edilir. Çünkü elinizdeki materyal insan hayatı. Hata yapma şansınız yok, istatistiksel veri ihtiyacınız yok, hata yaptığınız zaman siz de kurtardığınız kişi de hayatını kaybeder."
Derneğin operasyon sorumlusu Deniz Temel de kış aylarında havuzda, havanın ısınmasıyla Yamula Barajı ve Kızılırmak'ta sürekli eğitim aldıklarını belirtti.
Yıl boyunca çok sayıda vakaya gittiklerini anlatan Temel, "Kızılırmak, Zamantı ve bunların üzerindeki barajlarda boğulma vakaları oldukça fazla. Yıllık 15-20 vakamız var. Bu boğulmalara da ilk müdahaleyi biz yapıyoruz." dedi.
Henüz Yorum yok