Abdullah Gül ile Kemal Kılıçdaroğlu yakınlaşması
- Batuhan Yaşar, Abdullah Gül ile Kemal Kılıçdaroğlu yakınlaşmasını yazdı
- Batuhan Yaşar: "Abdullah Gül, 2023 için yine aday olmaya hazırlanıyor"
- İhlas Medya Ankara Temsilcisi Yaşar, Türkiye Gazetesindeki köşesine Gül - Kılıçdaroğlu yakınlaşmasını taşıdı
- Yaşar, Babacan'ın 15 Temmuz'da neden ABD'ye gittiği sorusuna cevap aradı
ANKARA (İHA) - İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesindeki köşesine Abdullah Gül ve Kemal Kılıçdaroğlu yakınlaşmasını taşıdı. Köşesinde, Muharrem İnce hareketini de değerlendiren Yaşar, Ali Babacan'ın 15 Temmuz'da neden ABD'ye gittiği sorusuna da cevap aradı.
Batuhan Yaşar'ın "Abdullah Gül ve Kemal Kılıçdaroğlu arasında neler oluyor" başlıklı köşe yazısının tamamı ise şöyle:
"Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’deki koltuğunu daha da sağlamlaştırdı..
Uzun süredir ‘Tek adam..’
CHP’yi mezhepçi kimlikle, marjinal sol aralığına sıkıştırdı..
CHP yelpazesini daralttıkça daralttı..
Partinin nefes boruları tıkandı..
Bir yerde patlayacaktı..
Muharrem İnce ilk tezahürü oldu..
Başka gelişmeler de bekleniyor..
Deniz Baykal, Muharrem İnce’yi destekliyor..
Baykal önemli bir isim..
Solcular, sosyal demokratlar ve ulusalcılar..
Hepsinin gözü şimdilerde Muharrem İnce’nin üzerinde..
Ne yapar ne yapamaz kestirmek zor..
Yeni bir Karaoğlan çıkar mı?
Bu sorunun cevabını şu aşamada vermek güç..
‘Ağır abiler’in telefon diplomasisi devam ediyor..
Murat Karayalçın, Hikmet Çetin de devrede..
Kemal Bey günbegün CHP’yi HDP’ye yaklaştırırsa olacağı bu..
Şehir savaşlarının mimarlarından Selahattin Demirtaş’ın hamiliğine soyundu..
‘Cumartesi anneleri’ diyor başka bir şey demiyor..
‘Osman Kavala serbest bırakılsın’ söylemi mesela çok dikkat çekiciydi..
Dışarıya, okyanus ötesine bayrak sallıyor.
Dğu Akdeniz'de destek yok
İşte odak tam da burası..
Bülent Ecevit veya Deniz Baykal böyle durumlarda hemen devletinin yanında yer alırdı..
Amasız, fakatsız..
CHP’den hâlâ tık yok..
Sanki CHP içinden birileri Türkiye, Akdeniz’de balık bile tutamasın istiyor..
Bu yüzden;
Kulislerde Muharrem İnce’nin hareketi için “Millî Sol’ kavramı kullanılıyor..
Kılıçdaroğlu’nun CHP’si için de ‘Bölücü Sol’ sözcüğünü duymak üzücü..
Deniz Baykal sonrasında CHP’yi bambaşka yerlere taşıdı..
Kime ne borcu var bilmek güç..
Abdullah Gül'e çok güveniyor
Kemal Bey ne demişti?
-“Dostlarımızla iktidara yürüyoruz..”
Bu cümle geçiştirildi..
CHP içinden bazı eleştiriler gelmedi değil..
Kemal Bey’e sorular yöneltildi:
-“Abdullah Gül seni nasıl iktidar yapacak?”
Sadece Gül de değil..
Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu, Kemal Bey’i iktidara taşıyacaklar arasında..
Uzun telefon görüşmeleri
Evet ulaştığımız bilgiler Kemal Bey’in, Abdullah Gül ile çok sıkı fıkı olduğu..
İkili arasında uzun uzun değerlendirmeler yapılıyor..
Abdullah Gül yapılacakları direkt olarak Kemal Kılıçdaroğlu’na söyleyebiliyormuş..
İBB Genel Sekreterliğine Can Akın Çağlar böyle getirildi..
Abdullah Gül’ün talebi CHP lideri tarafından ikiletilmemiş bile..
Abdullah Gül mü, Mansur Yavaş mı?
Kemal Bey başka bir şey daha söyledi:
-“Bizler için yeni hedef 2023’tür..”
Kemal Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül ile planlamaları yapıyordu..
Çok da keyifliydi..
Birdenbire olmadık gelişmeler yaşandı:
Muharrem İnce ‘zeybek’ oynamaya başladı..
İyi Parti’ye yapılan davet, moralleri dibe indirdi..
Edindiğimiz bilgilere göre Kemal Kılıçdaroğlu için Abdullah Gül bir yana diğerleri bir yana..
İçeriden bir dostum “çok ama çok yakınlaştılar” dedi..
Abdullah Gül, 2023 için yine aday olmaya hazırlanıyor..
Hayrünnisa Hanım da çok istiyormuş..
CHP içinden de Mansur Yavaş’ın yıldızı parlıyor..
Ekrem İmamoğlu gerilerde kaldı çünkü çok büyük hatalar yaptı..
Ali Babacan 15 Temmuz'da neden ABD'ye gitti?
Bunları kimse bugüne kadar yazmadı..
Ali Babacan 15 Temmuz’da Türkiye’de değildi..
Darbe girişimi sonrasında döndü..
Yayınlarda bile “ABD’de idim” kelimesini kullanmadı..
‘Yatırımcı görüşmeleri’ falan dendi..
Hayır Ali Babacan yatırımcı görüşmeleri için New York’a gitmedi..
Ali Babacan, 15 Temmuz’dan önce tatil için ABD’ye gitmişti..
Yanında ailesi de vardı..
Ulaştığımız bilgiler bu kadar..
Cıva ile zehirlenmek
Mail ve sosyal medyadan çok soru geldiği için bazı şeyleri yazmak elzem oldu..
Hayat statik bir doğru izlemiyor..
Zor günler de var..
Bir süredir bu köşeden uzakta kaldım..
Zorlu sağlık problemleri esir aldı..
2013 yılında cıva zehirlenmesi ile hayatım baştan aşağı değişti maalesef..
Tam koca 7 yılımı çaldılar..
Uğraştık, her türlü tahkikat da yapıldı..
Ama kim ya da kimlerin yaptığına ulaşamadık..
Yapanları Allah’a havale ettim..
Uzmanlar hep ‘çok profesyonel işe benziyor’ dedi..
Cıva, savunma sisteminizi çökertiyor..
Yine önemli ve büyük operasyon geçirmek zorunda kaldım..
Sonuçta Rabb’im tekrar ayağa kalkmayı nasip etti..
Çok şükür..
Sayın Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’a yakın ilgileri sebebiyle sonsuz teşekkürler..
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yakından ilgilendi..
Millî Savunma Bakanı Hulûsi Akar ‘candan ve samimi’ duyguları ile hep yanımdaydı..
Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de aynı şekilde..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti neye ihtiyacınız varsa hepsini ayağınıza getiriyor..
1993 yılında grip sebebiyle Ankara’daki SSK Dışkapı Hastanesine gitmiştim..
5 dakika içinde koşarak hastaneyi terk etmek zorunda kalmıştım..
Nereden nereye?
Sağlıkta gelinen noktanın kıymetini bilmemiz lazım..
Türkiye’nin çok ehil doktorları var..
Abartmıyorum ABD ve Almanya'dakiler ellerine su bile dökemez..
Onların ne kadar değerli olduklarını kavrayabilmemiz lazım..
İbni Sina Hastanesinden Prof. Dr. Özden Şener bu nadide isimlerden birisi..
Hakkını hiçbir zaman ödeyemem..
Sanatoryum Hastanesinden Prof. Dr. Göktürk Fındık için de söyleyecek kelime bulamıyorum..
Aynı şekilde beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan Uzm. Dr. Hüsamettin Sargın..
Ne kadar şanslıyım..
Tekrar nefes almak, yürümek, yutkunmak, rutin hayatın parçası olmak ne kadar güzel..
Allah hepsinden razı olsun."
Henüz Yorum yok