İzzet-i Kalem

Türkiye'de Bürokrat Olmak

Türkiye'de Bürokrat Olmak

Ülkemizin yönetiminde en üst kademesinden en alt kademesine kadar işin mutfağında bulunan ve çıkarılan kanunlara, yönetmeliklere ya genelgelere göre milletin hizmetini gören memurlara bürokrat diyebiliriz.

Ülkemizde memurluğa atanmak çoğunlukla KPSS sınavında başarılı olarak yapılan tercihler sonucu puanının yettiği yere atanarak görev başı yapmakla başlar. İlerleyen yıllarda sahip olunan niteliklere ve liyakata göre yapılan seçme sınavlarıyla ve mülakatla  ya da mevzuata uygun atama ve görevlendirmelerle üst kademe yöneticiliklerde görev almaya başlanır. Memurluğun başlangıcında işi gerçekleştiren kişiler olmaktan organize eden yöneten ve liderlik yapan konumuna gelinir. Bürokraside her üst kademedeki görev ve sorumluluklar artı yeterlilik ve liyakat ister. İnsan olarak belkide en büyük çıkmazlarımız dan birisi bir çok kişinin kendisini her kademeye layık görmesidir.

Bürokraside yöneticilik yapan kişilerin kişisel özellikleri ve liyakatları aynı yönetici kademesinde aynı işi yapan kişiler arasında belirgin farklar oluşmasına neden olur. Bu farkın oluşmasında temel neden kişilerin bulundukları yöneticilik görevini nasıl gördükleri bunu nasıl gerçekleştirdikleri büyük önem arz etmektedir. Elbette ki bürokrasi içerisinde yöneticilik yapan kişilerin sık sık öz değerlendirme yapmaları ya da beraber çalıştıkları kişilerin eleştiri ve değerlendirmelerine açık olmaları kendilerini geliştirmeleri ve yenilemeleri açısından önemlidir.

Devletin hizmet verdiği vatandaşlarına karşı bürokratlarının da ilgili mevzuatlara göre aynı hizmeti vermeleri ve farklılıklar olmaması istenen ve beklenen bir tavırdır. Belki de tam burada vurgulanması gereken konu; yapılan çalışmalarla ve verilen hizmetlerle kimlerin memnun edilmesi gerektiği ya da memnun olması beklendiğidir. Sosyal bir devlet anlayışının hakim olduğu Ülkemizde; devlet bütün vatandaşlarına ayırt etmeden aynı hizmeti sunmak zorundadır. Devletin bürokratları da bütün vatandaşlara bu düsturla yaklaşmalı ve hizmet etmelidir. Tam burada şöyle bir soru sorabiliriz: Devletin bürokratları hizmet sunarken yani görevini yerine getirirken farklı davranışlar ve uygulamalar yapabilir mi? Cevap veriyorum. Hayır. Bu cevap sonucu yapılan uygulamalardaki birlik ve herkese aynı sonucun çıkması yapılan uygulamalara olan güveni ve inancı artıracağı bir gerçektir.

 Günümüzde yönetici olacak kişilerin o meslek grubundan olmasının önemi hep vurgulanır. Bunun yanında belki de kaçırdığımız en önemli konu yöneticilik yapacak kişilerin o göreve başlamadan önce yapacağı görevle ilgili mesleki, davranışsal, iletişim ve liderlik özelliklerini artırıcı mevzuat yönünden herşeye hakim bir duruma gelmeden atanmalarıdır. Bakanlıklarda Bakan değişiyor arkasından üst düzey bürokrasi değişiyor ya da il müdürü değişiyor o il müdürlüğünün bürokratları değişiyor. Peki bir soru daha soralım; Atanan yöneticiler görev süreleri boyunca belirli bir kritere göre değerlendiriliyormu? Başarılı ya da başarısız olmalarının kriterleri nedir? Tatbikî cevap çalıştığı kurumu vatandaşa hizmet açısından, fiziki ve işlevsel olarak daha iyi duruma getirmesidir. Tam burada şunu söyleye biliriz; Bürokraside yöneticilik yapmak demek Milletin hizmetkarı olmak demektir. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi” En iyi değerlendirici Millettir.” Ülkemizde Millet olarak bizim bürokratlardan, yöneticilerimizden beklentimiz bizim istek ve taleplerimizi kanun ve yönetmeliklere göre yerine getirmeleridir. Herkese aynı uygulamanın yapılması, önceliklerinin bulundukları makamlarda kalmak için  çaba göstermek değil; o makamlarda oturmalarının hakkını vermeleridir. Ülkemizi yöneten siyasetçilerimizden beklediklerimiz ise mevzuat dahilinde milletine hizmet etmek için çalışan, hak hukuk ve adaletten ayrılmayan bürokratına sahip çıkarak onları dengeleri gözeten, kişilerin memnuniyetinden öte milletin memnuniyeti için çalışan insanlar olmalarını sağlamaktır. Bulunduğu makamın hakkını veren ve kendisinden memnun olunan bir bürokrattan siyasetçilerin şahsi istek ve beklentileri nedeni ile memnun olmamaları yada onların iş ve işlemlerine tercihlerine karışmaları bürokratlar için hem çok can sıkıcı bir durum hem de başarısızlığa , motivasyon bozukluğuna neden olan bir durum olsa gerek.

Tam burada bir soru daha sormak istiyorum. Siyasilerin müdahaleleri yüzünden işini tam istediği gibi yapamayan ve sonuç olarak ortaya olumsuzlukların çıkmasının hesabını siyasiler mi bürokratlar mı veriyor. Cevap veriyorum. Bürokratlar. Hep söylenir ya “Çok meraklıysan siyasete gir” diye bende kimi siyasilere diyorum ki bürokratların işlerine karışacağınıza bırakın siyaseti sizde bürokrat olun kendinize göre doğru bulduğunuz işleri yapın, yapmıyorsanız bürokratların üzerinizden elinizi çekin. Bırakın senelerce kendi iş kollarında emek vererek bu millete nasıl daha iyi hizmet edileceğini bilen kendi iş kolunda neredeyse uzmanlaşmış insanlar; sayın Cumhurbaşkanımızın gayretine destek olsunlar. Unutulmamalıdır ki bu ülke ve insanları için en iyisini sizin kadar kanun ve yönetmelikler içerisinde çalışmak zorunda olan ve en ufak bir yanlışında eksikliğinde hem kendi bakanlıklarının müfettişleri eliyle hem de adli olarak hesap veren bürokratlar da biliyor onlarda bu ülkenin öz evlatlarıdır. Biz Cumhurbaşkanımızın bu ülkeye olan sevdasını milletimiz hatta ümmet için neler yapmaya çalıştığını biliyoruz. Onun gölgesinde sizlere verilen desteğin anlam ve önemini anlayamaz ve değerlendiremezseniz Allah muhafaza kendinizin kaybetmesi ile kalmayacak bu ülkenin yirmi yılda yapılan bütün birikimlerin de heba olmasına sebep olacaksınız. Aynı ülkede yaşayan aynı havayı soluyan insanlar olarak derdimiz ülkemizin geleceğidir.

Selam ve dua ile.       08.12.2021

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri