Müfit Furkan

“Pislik Mafya

“Pislik Mafya" ve Temiz Siyaset

Bu yazımın esas konusuna girmeden evvel kısaca hafızamızı tazeleyelim.

Milli Görüş tabanından gelenler başta olmak üzere “muhafazakâr” kesimin AK Partiden beklentisi, arzusu, temennisi; Müslümanca yaşanılabilen, ibadetlerin özgürce yapılabildiği, “başörtüsü yasağı” başta olmak üzere “inancı hedef alan yasakların” ortadan kalktığı, liyakatin esas alındığı, demokrasinin hâkim olduğu, adaletin tam anlamıyla tesis edildiği, yerli ve milli teknolojinin geliştiği, güçlü bir ekonomi ile işsizliğin ve dışa bağımlılığın ortadan kalktığı, terörün kökünün kazındığı, “mutlu azınlıkların” yerini topyekûn mutlu bir toplumun aldığı, kişi başına düşen milli gelirin arttığı, kamuda şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin olduğu, refahın, güvenin ve huzurun temin edildiği bir yönetim anlayışı idi. Ve bu ancak “temiz siyaset” ile mümkün olabilirdi.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki AK Parti ile bu beklentilerin bazılarının gerçekleştiği hepimizin malumu. Başörtüsü yasağı kaldırıldı, ibadetler özgürce yapılabiliyor, Fethin sembolü Ayasofya-i Kebir Camii ibadete açıldı, demokrasi anlamında epey bir mesafe kat edildi. Otoyollar, köprüler, havalimanları, şehir hastaneleri, millet bahçeleri gibi onlarca büyük proje ülkemize ve milletimizin hizmetine kazandırıldı. Yerli ve milli teknoloji hamleleri, savunma sanayindeki gelişmeler oldukça sevindirici. Terörle mücadele etkin bir şekilde yürütülüyor, PKK’nın üst düzey yöneticileri ardı ardına etkisiz hale getiriliyor ve hakeza… 

Bütün bunların mimarı şüphesiz Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Erdoğan’ın samimiyetinden zerre şüphemiz yok ve gayretlerine, yalnızca Türkiye’de değil tüm mazlum coğrafyalarda davası için çırpınışına, kapitalist ve siyonist devletlere kafa tutuşuna şahidiz. “Ümmetin Lideri” olarak anılmak her kişinin kârı değildir. Dâhili ve harici düşmanlara ve şer odaklarının türlü türlü oyunlarına, her fırsatta darbe girişimlerine rağmen ülkemizi 2023 hedeflerine adım adım taşıyan Sayın Erdoğan’a minnettarız.

Gelelim esas konumuza. Bir organize suç örgütü lideri sosyal medya üzerinden şimdiye kadar yayınladığı videolar ile mafya-siyaset ilişkilerine dair bir takım iddialarda bulunarak “kirli siyaset” vurgusu ile başta İçişleri Bakanı olmak üzere, çeşitli kademe ve görevdeki bürokratları, siyasileri, bazı iş insanı ve gazetecileri ve dolaylı olarak AK Partiyi hedef almış durumda. Elbette Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir “pislik mafyanın” iddia ve tehditlerine boyun eğecek değil! Yakın zamanda “paket” olur getirilir, yargılanır, hesabı sorulur, o ayrı konu.

Burada dikkat çekmek istediğim husus şu; bu "suç örgütü liderinin" söylediklerinin bir kısmı kendini kurtarmak adına “deli saçması” bir kısmı ifşa edilmesi hainlik olarak nitelendirilebilecek “devlet sırrı” olsa da ne acıdır ki iddialarının bir kısmı yıllardır hasretini çektiğimiz, “dava” şuuru ile mücadelesini verdiğimiz, çok badirelerden geçtiğimiz, uğrunda nice bedeller ödediğimiz “temiz siyaset” kavramına henüz erişemediğimizi ortaya koymaktadır.

İşte tam da bu noktada Reis’in Hak davasında, yoluna can feda etmekten çekinmeyecek tabanın beklentisi “temiz siyaset” adımlarının atılmasıdır. Taban; her konuda olduğu gibi Reis’in etrafında da tam bir millileşme istiyor. “Mücahitler müteahhit oldu” ifadesi davaya gönül verenleri derinden yaralıyor ve vicdanları rahatsız ediyor. Halktan uzak, kısa sürede mal varlığını birden bine çıkaran, “yandaşa” ihale vermeyi kendine hak gören, daha çok kazanma hırsı ile her yolu mübah sayan, liyakat yerine tabiiyeti esas alarak “kukla” şahsiyetleri yönetici olarak atayan, makamlarını çıkar sağlamaya kullanan, arsa kapatma, imar değişikliği ile rant sağlama peşinde olan, uğruna şehitler verdiğimiz din, iman, vatan ve mukaddesatı utanmadan kendine perde eden, dava şuurundan uzak menfaatperestleri kısacası bazı AK görünümlü “akepelileri” milli bir görüşe ve milli bir bilince sahip dava erleri ile değiştirmek gerekmez mi?  

Elbette olayların perde arkasında bizim bilemediğimiz, vakıf olamadığımız devletin beka meseleleri olabilir. Gelmiş geçmiş sayılı siyasi dehalardan olan Reis’in de bir bildiği, hesabı, zamanı gelince atacağı adımları ve yapacağı hamleleri vardır elbet. Âcizane düşüncem odur ki; 2023 hedeflerine ulaşmak için dava şuuruna sahip olmadığı halde “mecburen” katlandığı üç-beş isim varsa, yoklukları varlıklarından daha fazla oy getirecektir.

Netice olarak; devlet, bekası için kimilerini kullanır ve müsaade ettiği ölçü ve sınırlarda yaşamasına izin verir. Belli ki bu şahısta bunlardan biri. Her ne kadar “kullanıcı hatası” olmuş ise de “kullanılanda” meydana gelen sıkıntı nedeniyle değişimi ve tedavülden kalkması kaçınılmazdır. Bu süreçte siyasette de kimi isimler yıpranabilir, değişebilir. Ben ne bu "pislik mafya" ile ne de onun yüzünden gidebilecek isimlerle ilgileniyorum. Derdim "temiz siyasetin" inşası; isimler gelir geçer, Allah (cc) devletimize zeval vermesin. Âmin.

4 Yorum

Ömer Topuz

Ömer Topuz

08 Haziran 2021
Çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık yalnız Kötü İnsanları yine bizim çocuklarla değiştirmek yerine liyakata dayalı bir şekilde düzgün insanlarla değiştirmek tek çözüm olacaktır

Müfit Furkan

Müfit Furkan

08 Haziran 2021
Ömer Bey; güzel yorumunuz ve katkınız için teşekkür ederim. Kesinlikle en büyük sorunlarımızdan bir tanesi liyakatin esas alınmamasıdır. Saygılarımla.

Bärbe Tutarga

Bärbe Tutarga

08 Ekim 2021
İsabetli bir tespit Ve çok güzel kaleme alınmış haktan yana hakkı özleyen Vatan Devlet Din Millet için çırpınışı hiçe sayan haram lokma yiyenlerinde ders çıkarması gereken bir kaleme alınmış yazı olmuş Teşekkürler yüreğinize elinize sağlık

Müfit Furkan

Müfit Furkan

09 Ekim 2021
Sayın Tutarga; yorumunuz için teşekkür ederim. Rabbim; Devletimize ve Milletimize zeval vermesin.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri