Av.Fevzi Konaç

Yusuf Kaplan Hocam & Palancıoğlu Başkanım Ve Nevin Abla…

YUSUF KAPLAN HOCAM & PALANCIOĞLU BAŞKANIM ve NEVİN ABLA…

Kadir Gecesi değerli Yusuf Kaplan Hocamızın Medeniyet Tasavvuru Okulu öğrencileri ile Kayseri iftarı programı vardı. Melikgazi Belediye Başkanımız Mustafa Palancıoğlu ev sahipliğinde güzel bir iftardan sonra belediyenin alt katında bulunan yemekhaneden yuvarlak bir merdivenden çıkarak Sn. Belediye Başkanımızın makamında hasbihal imkanı bulduk. Palancıoğlu Başkanımız öğreniminin 5/6 yıllık bir diliminde Amerika’da bulunduğunu ve orada 11 Eylül hadiselerinden sonra yaşananlarla ilgili hatıralarından bahsetti. İnsanların o dönemde İslam’a olan ilgilerinden ve Amerikalı bir hanım kardeşimizin Müslüman oluşu esnasında yaşanan hadiselerden bahsederek, hepimizin gönül telini titreten hatırası ile hoş bir sohbet oldu. Öncelikle Mustafa Palancıoğlu Başkanımıza gençliğe sahip çıkan projeleri ve ev sahipliği için teşekkürü borç bilirim.

Yıl 1999… yemekhanenin bulunduğu katta yanılmıyorsam meclis toplantılarının yapıldığı geniş bir salon vardı. Ve o salonda yaşadığım anılarım üzerinden birden o yıllara döndüm. Salon çıkışının karşısında bulunan yuvarlak merdivenden makama çıkarken, 1999 yılında o merdivenlerde yaşadığım bir anımı önce ayaküstü Yusuf Kaplan Hocam ve Başkanımıza kısaca anlattım. Sonra ise tiyatro salonunda Yusuf Kaplan Hocamızın konferansına katılan gençlere hocamızın müsaadesi ile tekrar ettim.

Fazilet Partisi Melikgazi İlçe Başkanı idim. 28 Şubat 1997 yılında iç ve dış güçlerin,yalanları ve iftira rüzgarları Refah Partisini kapatmıştı. Ardından yeni kurulan Fazilet Partisi, o zor dönemde hem siyaset yapmak hem de Refah Partisi’nin devamı görünmemek için fırtınalar arasında alabora olmamaya çalışan bir gemi gibi tabiri caizse denizde çırpınıyordu. Çünkü kapatılan Refah Partisinin devamı olmak iddiası yeni bir kapatma davası demekti. Genel ve yerel seçimler yapılmış Fazilet Partisi’nden Merve Kavakçı TBMM milletvekili olarak girmişti. Bu olay üzerinden neler yaşandı bugün herkesin malumu. Her ne kadar tüm kapatma davalarında laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak ve başörtüsü savunması yapmakla itham edilse de partimiz, yerel seçimlerde de belediye meclis üyeliklerine başörtülü adaylar gösterilmiş ve Kayseri’de de o dönem herkesin tanıdığı ve çok sevdiği Nevin Akyurt Abla Melikgazi Belediyemize meclis üyesi olarak seçilmişti. Seçilmeye seçilmişti ama ne yazık ki hüzünlü hikaye orada başlıyordu.

Dış ve iç güçlerin, işbirlikçilerin linç etmek için sıraya girdiği o zorlu süreçte Refah Partisinin devamı olmak iddialarının altını doldurmak adına FP üzerinden adeta bir cadı avı başlatılmıştı. Oturduğumuz sandalyeden, parti binamıza, duvardaki tablomuzdan, yönetimde bulunan üyelerimizin eski Refah’çılardan oluştuğu söylemleri ile Fazilet Partisi’de köşeye sıkıştırılmaya ve yine linç edilmeye çalışılıyordu. Aklıma geldikçe kimi zaman iç çeke çeke ağladığım zor zamanlar velhasıl.

Gelelim Belediye meclis salonu ve yuvarlak merdivene. O dönem ayda bir yapılan belediye meclis toplantılarından önce partiler grup toplantılarını yaparlar ve her partinin tüzüğünde yer aldığı şekliyle ilçe belediye meclis üyelerinin grup toplantısına partinin ilçe başkanı grup başkanı olarak katılırdı. Allah’ın takdiri o zor dönemde bende FP Melikgazi Belediye Meclis grubuna bu sıfatla katılıyor ve şehrin menfaatine yapılacak çalışmalara katkı sağlamaya çalışıyordum. Bu toplantılardan sonra meclis toplantı salonuna geçilerek mecliste gündemde olan konular görüşülüp karara bağlanıyordu. Bugün rahmetle andığım Nevin Akyurt Abla meclis üyemiz olarak biz aşağı meclis salonuna toplantıya indiğimiz sırada başkanlık makamında oturuyor, basın mensubu gazeteciler ve televizyoncular görüntü alırken kameralara görünmemek için yukarıda bekliyordu. Basın yayın organları çekimlerini bitirdikten sonra meclis gündemine dair oylamalar başladığında ise o hatıralarımın canlandığı yuvarlak merdiven veya diğer merdivenden sanki çok gizli ve suç işlediğimiz bir şey yapıyormuşuz gibi Nevin Ablayı oy kullanması için meclis toplantı salonuna indiriyorduk. Kaç meclis toplantısında bu operasyonu (!) yaptığımızı sayı olarak hatırlamıyorum ama Nevin Abla’yı bir cüzzamlı gibi basından köşe bucak sakladığımız o acıklı günler birden gözümde canlanıverdi. Kadir gecesi, iftar sonrası, 1999 yılında yaşadıklarımız bir film şeridi gibi, o koridorda gözümün önünden aktı adeta.

Tiyatro salonunda Yusuf Kaplan Hocamın muhteşem sunumu sonrası verdiği mikrofonla gençlere bu anımı anlattıktan sonra;

“Gençler aradan uzun zaman geçmedi. 23 yıl önce bu belediye binasında inançlarından ve imanının emri olan başörtüsünden dolayı bir insanı, birilerinden köşe bucak saklarken, başörtüsünün kamusal alanda var olması mücadelesi verirken, bugün bu salonda bir medeniyet tasavvuru olarak İslam’ın yeryüzünü yeniden ihya etmesinin hayallerini kuruyor, Hocamızın diliyle ve en yüksek perdeden haykırdığımız bir güne şahitlik ediyorsunuz. Ne acılardan geçerek bugünlere geldik bunu görün ve ne olur bunun kıymetini bilin. Sizleri kimi zaman gözleri yaşlı bir ağabeyiniz olarak gıpta ile takip ediyorum. Bu neslin yetişmesi için ortaya koyduğu mücadelesinden dolayı Hocama dua ediyorum. Rahmetli Erbakan Hocamız vefatından kısa bir süre önce yetiştirdiği teşkilat mensuplarına yaptığı bir konuşmada "Varoşlardaki çöpten kar üstünde çıplak ayağı ile ekmek toplayan çocukları, Filistin'deki zulme direnen silahsız savunmasız yavruları, Afrika'da en basit ilacı bulamadığı için ölen çocukları kurtarmak için sizden heyecan, heyecan, heyecan istiyorum" demişti.Yeryüzüne söyleyecek sözü olan nesil için ve mazlumları kurtaracak bu heyecanı taşıyacak gençlik için benim adayım MTO gençliğidir. Allah sizlerin sayısını artırsın. Size hizmet etmekle bizleri şereflendirsin.” diyerek sözlerimi tamamladım.

Bir Kadir Gecesi yeryüzüne inen Kur’an’ın ruhunu taşıyan, Kur’an yürekli MTO gençliğini hürmetle selamlarken, bu güzelliğin mimarı Yusuf Kaplan Hocamın ellerinden öperken, o dönemin cesur şahidi ve mücahidesi Nevin Ablamı rahmetle anarken, geldiğimiz noktayı yeterli görmemekle beraber bize bu güzellikleri bahşeden Allah’a hamd ediyorum.

2 Yorum

Yücel Tanrıkulu

Yücel Tanrıkulu

09 Mayıs 2022
Yüreğine sağlık, bam teline dokunmuş. Bu cümlelerin kelimelerin hepsine katılıyorum. Çünkü anlatılanları birebir yaşamış biriyim.

kemal mete

kemal mete

09 Mayıs 2022
28 Şubat döneminin kışkırtıcısı basın hesap vermelidir.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri