İlyas Han Şahin

Sokak Yazıları

SOKAK YAZILARI

Modern zamanın değişim girdabında ıssızca bekleyen nice beyinlerimiz var. İyilikten, doğruluktan, güzellikten habersiz nice tertemiz kalpler atıyor sokaklarda, okullarda, çarşıda pazarda. Cennet bileti satan bu sessiz, bu tertemiz kalplere nasıl ulaşacağız. Nasıl uyaracağız onları? Şimdilerde yaşadığımız acı ve tatlı tecrübelerimizi körü körüne anlatmak yetecek mi? Yapma! Etme! Sakın! Diye başlayan nice cümlelerin kuyularından süzüp çıkardığımız buyurganlığımız ile nasıl anlatacağız onlara yanlışı, kötüyü ve hatayı. Herkesin evimizin önüne sıra olup bizden hayatı değiştirecek kelimelerimizi duymasını mı istiyoruz. Elimizde meşale ile geceleri sokak sokak dolaşıp bağırarak hakikat mi anlatalım. Kitaplar yazıp içerisine hayatın anlamını sıkıştırdığımız sloganları mı haykıralım insanlara? Ne yapalım. Bir şey yapmalı mı? Evet. Binlerce defa evet. Birşeyler yapmalıyız. Bu böyle gitmez. Gidemez. Hastalıktan her an gözümüzün önünde eriyen hasta misali bir toplumun git gide eriyerek başkalaşması, yozlaşması ve yabancılaşmasını nasıl olurda sadece izleyebiliriz ki.. Yaşadığımız dünyayı daha güzel hale getirmek için üretilen onca bilgi ve sloganın içerisinde adeta kaybolmuş bir halde yürüyoruz sokaklarda. Sokaklar en acımasız derslerin ve ibretlerin olduğu canlı sahnelerdir. Sokağa hakim olmak, sokağın sesini dinlemek, sokaklarda olmak deyimleri birazda dert sahibi beyinlerin kimliksiz imgeleleridir.  Var olan ile olan arasındaki bağı varlık olarak sağlayacak kudrete haiz olan her güç sokağa hakim olacaktır. Beyinlerimizin girintili sokaklarından apartmanlarımızın asfalt yollarını birbirine bağlayan sokaklara kadar uzanan dev bir harita var önümüzde. Her şey hep kötüye gitmiyor elbette. Her şey hep iyiye de gitmez. Hep iyi de olamayız hepten kötü de. Sürekli ideali yaşayamayız sürekli berbat bir hayatımız da olmaz. Anlar ve dönemeçler belirler iyi bir yol da kötü bir yolda mı olduğumuzu. Derdimiz var ise eğer bu topraklara dair. Sancımız var ise eğer topluma dair. Bu bizi hayata da bağlar. Yaşama gücü verir, motivasyon sağlar elimizdeki değerlerimiz. Derdimiz söyletir bizi. Derdimizi severiz. Derdimizi anlatırız. Derdimiz dermanımıza yetişemeden biter çoğumuzun ömrü. Yarım yamalak, az biraz, eh işte bir eylemler dizisi içerisinde doldururuz dünya çilemizi. Hepimiz değil elbette. Ama çoğumuz daha güzel dünya tasavvuru içerisinde özlem duyarak varlığımızı devam ettiririz.  Ve sokaklarımızda hep gül kokusu isteriz. Sokaklarımızda hep sadaka isteyen değil sadaka verenleri özleriz. Bir kutsala ihtiyaç duyarız. Bir kutsal, bir bilge güç olmalıdır hayatımızda seveceğimiz, imreneceğimiz ve boşluğumuzu kapatacak olan. Sokaklarımızda can veren değil can bulan, diriliş muştulayan çiçekler yetiştirenlere gıpta ederiz. Bir çiçekle bahar gelmez amma bir çiçek baharı müjdeler dercesine tekil sevdalar yaşarız. Sokaklarda nezaketin ve sıcak güven duygusunun özlemini çekeriz. İlgileniyorsak eğer sokağımızla. Mahallemizle, duvarlar örmek yerine yıkarız enaniyet duvarlarını, yıkılan duvarların yerine çiçek bahçeleri kondururuz kuşlar gibi yavaş ama istikrarlı. Değerli dostum! Sokağa ilk kendi kapımızdan çıkarız. İlk kendi kapımızın önünden sorumluyuz. İlk kapımızın önünü süpürmeden başlarsak samimiyetimiz yara alır. Sokaklarda kulaklıklarını takmış birey olmanın en dibinde yaşayan kimsesiz kalabalıkların dikkatini çekmek mi istiyoruz? O zaman ilk sokağa çıkacağız, kapımızın önüne dikkat ederek kapıları çalacağız. Acele etmeden ama hızlı, bağırmadan ama telaşlı, ağlamadan ama hüzünlü bir serüven başlatacağız. Doğru olup, doğruluğu, adil olup adaleti, esir etmeden özgürlüğü anlatacağız. Bize düşen anlatmak ise anlayanların sokaklarına güller ekeceğiz. Çıksın diye beklemeden yan sokağa bir sonraki sokağa koşacağız. Beklentisiz, sabırla ve inatla..

Sokakların ruhu vardır dostlarım.! İçine insan sinmiş gecelerinden, içinden insan çıkamamış karanlıklara kadar olan bir ruh. Her senfonisinde aidiyet notaları paylaşılan şuh kahkahaların atıldığı sokaklar. Ne sonbaharın ne de baharın yaşandığı kimliksiz mevsimlerin asil olmayan çıkmazlarında bir ruh vardır. Ararsan eğer, seni bulacak is kokulu kömür elleriyle seni kucaklayacak nice hikayeleri vardır sokakların. Sokak sanatçılarının, sokak konserlerinin, sokak çocuklarının seslerini duyduğunda ciğerlerinde annesini kaybetmiş bir öksüzün ağrısını yaşarsan eğer, sen dertlisin demektir. İnce bir hastalığın var demektir. İnce, naif ve kırılgan. Kapını süpürürken seni gördüklerinde seni mutlaka duyacaklardır. Kapını süpürürken seni gördüklerinde mutlaka sesini duyacaklardır. Bağırmana, kızmana, haykırmana gerek kalmadan sıra sıra çiçekler gibi dizileceklerdir önüne bir yudum hayat suyu almak için. Geleceklerdir sokakların dar kıvrımlı ışıksız caddelerinden. Koşacaklardır süpürmenin serüvenine ortak olmak için. Bir sarraf gibi bekleyeceksin onları. Bir sarraf gibi tartacaksın, bir sarraf gibi ölçeceksin kalplerindeki öfkeyi, sevgiyi ve inançsızlığı. İnanç olacaksın sen onlara. Asla bağırmayacaksın gelin diye. Onlar zaten gelecekledir içlerindeki karanlığı aydınlatmak için. Değer vereceksin. Tebessüm edeceksin en okkalısından. Kollarını açıp sarılmak beklerken sokaklar gül kokacak. Emek kokacak. Ter kokacak. Emek harcanmış terleyerek sulanmış güllerin müşterisi seni sokakta ve kapının önünde bulacak. Dedim ya, sen kapının önünü süpürürken duyacaklar seni, görecekler seni, anlayacaklar seni. Sen değiştireceksin işte! sokağın caddelerini, bahçelerini, çiçeklerini..

4 Yorum

Recep ÇETİNTAŞ

Recep ÇETİNTAŞ

15 Kasım 2022
Tebrik ederim. Kalemine ve yüreğine sağlık. Derdine derman arayan, yarasına neşter olmak ve çare üretmek isteyen güzel bir yazı. Rabbim derinliğini artırsın, sonucunu halketsin. Daha güzel nice yazılar yazmanız dileklerimle...

Ilhan

Ilhan

17 Kasım 2022
Hocam güzel anlatmışsın toplumun derdini ancak derdi.puroblemi sokaklara haykırmak.care olmuyor herkes sorunu ve sorunluyu gösteriyor çare çözüm yanıp pişip sicagimizla insanları isitabiliyormuyuz çözülmez böyle vesselam s

Şükrü kefkir

Şükrü kefkir

19 Kasım 2022
Kutluyorum kardeşim.Gole atılan taşın etrafına çizdiği halkalar gibi, iyilik halkalarını genişletmek elimizde.Yeter ki kendimizden başlayarak ufkumuzu aydınlatacak davranışları sergiliyelim.Saygilar sunuyorum.

Eylül

Eylül

20 Kasım 2022
şiirsel bir anlatım olmuş..sokakları boş bırakmamak gerek..yazı hiç bitmesin isteyerek okudum bir solukta..

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri