Ahmet Avanlıer

Rahmetli Babama Mektup

RAHMETLİ BABAMA MEKTUP

Babacığım, Sensiz geçen 22 yıl boyunca biriktirdiğim hasretime dualarımı da ekleyerek başlıyorum mektubuma,Sensiz geçen 22 koca yıl, Meğer ne büyük ihtiyaçmış baba ile dertleşmek, danışmak, öğüt almak…Meğer ne büyük kıymetmiş ona sımsıkı sarılmak, gölgesinde bulunmak, tesellisi ile avunmak…Geçen zaman içerisinde en çok da bunu anladım ki, yetimlik her yaşta zormuş babacığım.Şimdi aldım kağıdı kalemi elime ve sanki sana ulaşacakmış gibi yazmak istedim bu mektubu. Haber vermek istedim olan bitenden, dertleşmek istedim seninle… senin de haberinin olmadığı, değişen dertlerimizden bahsetmek istedim.Her şey çok değişti babacığım,Sevgilerimiz, samimiyetimiz, edebimiz, adabımız değişti. Hatasını gördüğümüz bir küçüğümüzü uyaramaz, büyüklerimizin ikazlarını dinlemez olduk. Otobüste, tramvayda büyüklere yer vermez, cadde ve sokaklarda önceden hâyâ ettiğiniz her bir şeyi aleni yapar bundan da mahcup olmaz olduk. Bunun da adına özgürlük dediler babacığım.Kılığımız, kıyafetimiz de değişti…

Hani bir gün sıfır yaka kolsuz bir tişört giymiştim de; bu atlet gibi şeyle mi çıkacaksın insan içine demiştin, ben de çok üzülmüştüm ya babacığım, şimdilerde orası burası yırtık ucube kıyafetlerle uluorta yollarda gezen gençleri bir görsen başlarına bir iş gelmiş, kaza geçirmiş, yerlerde sürüklenmiş zannedersin ama endişelenme, öyle değil… moda o babacığım moda !!!...  maalesef moda adı altında girdiler telefonlarımızdan, televizyonlarımızdan, bizi biz olmaktan çıkarmak için… Evet, Çanakkale’den giremeyenler çanak antenden girdiler ve moda diyerek, özgürlük diyerek zehirlediler bir kısmımızı.Kim bilir belki de sen haklıydın babacığım… her şey o atlete benzeyen sıfır yaka tişörtü giymemizle başlamıştı.

Mücadele mi? elbette ediyoruz babacığım,

Sizlerden öğrendiğimiz gibi hiç yılmadan, Hâk’kı haykırıp, hakikati söyleyip batıla karşı uyarıyoruz çevremizi ama sizin gibi yapamıyoruz elbette… Dedim ya samimiyetimizi kaybettik, belki de sözlerimizin tesiri kalmadı… anlattığımızı yaşayamaz olduk ta ondan oldu sanki…

Hatırlıyorum, senin arkadaş, eş, dost cemiyetlerinde dünyevi olsun, manevi olsun, siyasi olsun tartışmalarda karşıt bir fikri sonuna kadar sabırla dinleyişini, kırmadan, dökmeden tane tane anlatmaya çalışmanı, konuşmalarındaki o yapıcı üslubu… hayran kalırdım ve hep öğretmen olduğuna bağlardım o naif üslubû, zamanla öğrendim ki bu insanlığın, Müslümanlığın gereği imiş, Nebevi metod böyle imiş, kırmadan, dökmeden… şimdi öyle sohbetlere, insanların birbirini sabırla ve saygı ile dinlediği cemiyetlere rastlamak neredeyse imkansız, birbirine tahammül edemeyen bir garip insanlar oluverdik zamanla…

Hep de olumsuz değil elbet, sana müjdeli haberlerim de var babacığım;

Mesela mücadelesini verdiğiniz, üzüntüsünü yaşadığınız, uğruna bedeller ödediğiniz başörtüsü mücadelesi kazanıldı.

Evet, evet artık üniversitelere, kamusal alanlara, memurluğa, emniyete, askeriyeye başörtüsü ile hem girilebiliyor, hem de görev yapılabiliyor. Başörtüsünün ilerlemeye, çağ ile yarışmaya, teknolojik gelişmelere engel olmadığı herkese anlatılabildi sonunda… şimdilerde ise farklı bir mücadelemiz var, mücadelesi kazanılan başörtüsünün altındaki başlara bunun simge olmadığını, imanın ve İslâm’ın gereği olduğunu, daracık elbiselerin üzerine takılacak bir obje olmadığını anlatmaya çalışıyoruz. Senin de hep dediğin gibi babacığım kıyamete kadar sürecek Hâk ile batıl savaşında, bize ait olan kısmı yaşıyoruz.

28 Şubat ne mi oldu? o da Bir son değil başlangıç oldu babacığım, aynen Erbakan Hocamın dediği gibi oldu.

Hatta sadece o da değil, Türkiye eski Türkiye de değil artık; Yollar, köprüler, tüneller, devasa hastaneler yapıldı… İstanbul’a ihtişamlı Büyük Çamlıca Camii yapıldı, muhteşem bir eser oldu, Atamız Fatih Sultan Mehmed Han’ın emaneti AYASOFYA’da aslına kavuştu…camii oldu. Babacığım inanmayacaksın ama maalesef bu güzelliklere sevinemeyen dava arkadaşların da oldu !!!  

Senin de bir gün elbet olacak dediğin, Erbakan Hocamızın projeleri öğrencisi tarafından bir bir hayata geçirildi.

Kendi tankımız, kendi silahımız, kendi arabamız, kendi uçağımız ile ilgili büyük yollar kat ettik babacığım. Dünyanın hayranlıkla izlediği insansız hava araçlarımız, sinyal kesme cihazlarımız, tüm dünyaya biz de varız diyeceğimiz teknolojimiz var artık. Hedeflerimiz var, hayallerimiz var, geleceğe dair kuvvetli ümitlerimiz var.

Torunun da uçak mühendisi oldu babacığım, vatanı için sevdalı, ülkesi için üreten, güçlü bir Türkiye için gecesini gündüze katan binlerce imanlı ve heyecanlı gençten birisi oldu Elhamdülillah.

Hülâsa babacığım,

Asıl hayat olan ahiret hayatına gelinceye kadar, bu yaşananların hepsinin imtihan olduğu bilinci ile; Kur’an ve Sünnetle olan bağımızı koparmadan, Hâk ile batılın kavgasında, Hâk’tan yana olabilmek için sizden öğrendiklerimizi, başta evlatlarımıza ve ulaşabildiğimiz herkese aktarmak üzere mücadelemiz devam edecek biiznillah.

Sefer sorumluluğumuzu biliyor zafer için Allah’a dua ediyoruz.

Oğlun Ahmet.

Not: Ahirete irtihal etmiş baba ve annelerimizin mekânları cennet olsun inşallah. Eğer biri dahi hayatta ise ona sımsıkı sarılın, uzakta ise telefon ile arayın, sevdiğinizi söyleyin ve duasını alın inşaAllah

Kalın sağlıcakla

Ahmet AVANLIER / 15.09.2020

5 Yorum

Murat çakır

Murat çakır

16 Eylül 2020
Allah rahmet eylesin, mekanı Cennet olsun.. sizin gibi bir evlat yetiştirdiği için Allah razı olsun..çok Güzel bir yazı.. yüreğine sağlık..

Muhammed noyan

Muhammed noyan

16 Eylül 2020
Bi gun gelicek yillar sonra bu yazilari hatirliyacagim bende ayni seyleri animsarmiyim ki belki... yazinidaki insandaki uyayan hisleri uyandiran tinisi icin yazarimiza tesekkur ediyoruz.

Turgut Kantekin

Turgut Kantekin

16 Eylül 2020
Cumamız pazar oldu, bize ne oldu ise hep azar azar oldu, Ahmet abi çok teşekkür ederim, duygu dolu ama ibretler içeren bir mektupta, cümle büyüklerimizin de ruhû şâd, makamı âlî olsun

Yusuf gülşani

Yusuf gülşani

16 Eylül 2020
Slm aleyküm abi mükemmel bir yazı ALLAH razı olsun selamlar. HAYAT KİTAPEVİ YUSUF GÜLŞANİ

Mustafa almaz

Mustafa almaz

20 Eylül 2020
Ahmetciğim, çok güzel duygularınızı anlatmışsınız inanın hiç abartı yok ben rahmetli abimi anlatmaya kelimer bile yetmez saatlerce konuşuldu yeridir. Yaşayışı hareketleri düşünüşü bile ibret alınacak bir abimizdi kalbinin güzelliği yüzüne sözüne vururdu. Allah rahmetiyle muamele etsin cennette buluştursun Rabbim...

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri