Ahmet Gökhan Fakıoğlu

Okul Yöneticileri ZiyanOlduk Diyorlar!...

Okul Yöneticileri ZiyanOlduk Diyorlar!...

Milli Eğitim Bakanlığının Pandemi sürecindeki muğlak ifadeleri, kimsenin bilmediği senaryoları, bakanlığın belirsiz ucu açık konuşmaları okul idarecilerini sahada çok güç duruma düşürüyor.

Bakan bey korona sürecinin başından beri okulları ha açıyor ha açacak, tam açacakken kah geri vites yapıyor; Covid 19 vakaları ülkemizde yeni görülmeye başlamasıyla birlikte okullar tatil edildi, bakan bey önce 30 Nisandan sonra açılabilir dedi sonra 1 Haziranda açacağız dedi yine açılmadı, sonra 31 Ağustos da açıyoruz dedi gene açılmadı.

Uzaktan eğitimle başlayacağız denildi. Bakanlık sınıf seviyelerine göre canlı ders saatleri çizelgesi yayınladı, sisteme girişleri ise 30 Ağustos da gece 22.00 civarında açıp 31 Ağustos'ta canlı derse başlanmasını istedi, bakanlığın yayınladığı saatlere göre plan yapan okul idarecileri sistem açılınca bakanlığın sınıf seviyelerine göre yayınladığı saatlerle sistemdeki saatlerin bir olmadığını görünce şaşkına uğradı yeniden bir planlama yapmak zorunda kaldı, bakanlığın yayınladığı ders saatleri bakanlığın EBA sistemiyle uyuşmadığı anlaşıldı, örneğin 5.sınıflar için bakanlığın yayınladığı programda günlük 2 saat ders varken EBA sisteminde 3 saat ders olduğunu gören yöneticiler yeniden program yapmak, öğrenci ve velilerle iletişim kurmanın zor olduğu şu günlerde daha uzaktan eğitim başlamadan yeni bir plan yapılmasıyla hem velilerin hem öğrencilerin kafası karıştı. Uzaktan eğitim planıyla uğraşan okul yöneticileri bir yandan da 8. ve 12.sınıflar için yüz yüze Destekleme ve Yetiştirme Kurs (Dyk) planı yapmak ve ders ders Kurs modülüne işlemek, her öğrenciye ders tanımlamak zorunda kaldılar, tam Dyk planlarını yaptılar öğrenci başvuru takvimi değişti yeniden bir Dyk planı yapmak zorunda kaldılar.

Okullara kitaplar geldi, bu kitapların her öğrenci için ayrı ayrı düzenlemesi ve dağıtılması isteniyor, 1500 öğrencisi olan bir okulda bunları ayırmanın tek tek poşetlemenin, sosyal mesafeye uygun olarak dağıtmanın bu yoğunlukta nasıl olacağını düşünün.

Okul yöneticileri bütün bu programların hergün değişen kararlarla yeni bir şekle girmesinin yanı sıra, hiç bir maddi kaynak sağlamadan birçok maddi külfeti olan okul temiz belgesi alabilecek şartları sağlamak için mücadele ettiler, ediyorlar. Hiç yardımcı hizmetlisi olmayan birçok okul varken hijyen şartları nasıl sağlanacak merak konusu.

Uzaktan eğitim, DYK kursları, hijyen şartları, kitapların düzenlenmesi ve dağıtımı derken 5 Eylül Cumartesi okullarda bursluluk sınavı yapılacak birde sınav hazırlığı var tabi. Okuldaki sınıfları sınava uygun şekilde hazırla, sıraları numaralandır, hizmetli olmayan okulu temizle, maddi destek verilmeyen okula hijyen malzemeleri al. Tam Covid 19'un 1.dalganın 2.pikini yaşadığımız şu günlerde hiç hizmetisi olmayan okullara sınıf başı 20 öğrenciyle toplamda ortalama her okulda 400 öğrenciyle sınav yapmak ne kadar akla mantığa uygun. Niye ÖSYM gibi sınavlarda bazı sınıflarda 12 öğrenci ile sınav yapılmıyor, niye LGS de olduğu gibi herkes adresine yakın okulda sınava girmiyor, bir öğrenci şehrin bir ucundan başka ucuna gidiyor şu süreçte böyle bir hareketlilik Covid 19 riskini daha çok artırmaz mı, niye LGS deki gibi mahalledeki okullarda az sayıda öğrenci ile sınav yapılmıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı maalesef pandemi sürecini iyi götüremiyor. Öğretmenler okula gelecek diyor sonra topu taca atıyor okul idarelerine inisiyatif veriyor, her okul müdürü farklı bir uygulama yapıyor, uygulamada birlik sağlanamıyor. Öğretmeni okula getiren idareciye şu süreçte niye getiriyorsun deniyor, getirmeyene niye getiriyorsun deniyor.

Kısacası Ziya öğretmen bu süreçte okul yöneticilerinden şapkalarından tavşan çıkarmasını bekliyor, tüm sorulara bütün seneryolara hazırız diyerek geçiştiriyor hep ucu açık belirsiz açıklamaları oluyor, bu süreçte okul yöneticileri ise ZiyanOluyur...

İsmi ilk açıklandığında herkesin umudu olan Ziya öğretmen, öğretmenlerin maaşları bütçede en büyük yük diyerek öğretmenleri şu süreçte çok üzüyor ve sosyal medyada da istifa talepleri yükseliyor. Ziya öğretmen çok iyi bir teorisyen ama uygulamada maalesef zayıf not alıyor.

Bu ülkenin geleceğini yetiştiren öğretmenlerimizin değerinin bilinmesi ZiyanOlmaması dileklerimizle...

3 Yorum

Yavuz hoca

Yavuz hoca

09 Eylül 2020
Masa başı hazırlanan senaryoların, planların maalesef uygulamada çöktüğünü yaşadığımız bu günlerde sahada, gerçekte işlerin farklı yürüdüğünü anlatan sözün tam ortasından yazılan bir yazı olmuş. Tebrikler...

Selim

Selim

09 Eylül 2020
Allah okul idarecilerinin yardımcısı olsun. İmkansızlıklar içinde imkan oluşturmaya mecbur kalıyorlar ama kıymetleri bir türlü bilinmiyor. Herhangi bir maddi gelir yada kaynak yok ama okullarımız fedakar idareci öğretmenler sayesinde ayakta duruyor. Sayin bakan ve devlet yetkilileri şunu çok iyi anlamalıdır, başka hiçbir bakanlığın çalışanı, müdürü bina tadilatı yapmaz, temizlik yapmaz, masa sıra taşımaz,bina sınıf boyamaz, işleri yürütmek için oradan buradan yardım alabilmek için kırk takla da atmaz . Belki de suç bizlerdedir, işleri yürütmek için kendimizi paralayip duruyoruz, vefa ekibi denir koşun, filyasyon denir koşun, kul bilmezse halik bilir diyoruz ama biz böyle dedikçe alttan aldıkça da canınız çıksın deniyor adeta. Kamuda görev tanımı dışında onca başka iş yapan başka meslek grubu bulunabilir mi?

Mert Hakan

Mert Hakan

09 Eylül 2020
Okul yöneticileri gerçekten bu süreçte yalnız bırakıldılar. Günlük değişen kararlar, anlaşılmayan resmi yazılar ve belirsizlikler ile uğraştılar. Tüm imkansızlıklara rağmen yine de okulları açmak için var güçleri ile çalıştılar.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri