Abdülaziz Öztürk

Kâbe Kaç Defa Kapatıldı?

Kâbe Kaç Defa Kapatıldı?

Değerli kardeşlerim!

Malumunuz üzere Korona virüs sebebiyle umreler durduruldu. Kâbe ve Mescid-i Nebevi geçici bir süreliğine ibadete kapatıldı.  Herkes şunu söylemeye başladı. Kâbe ilk defa kapatıldı veya daha önce kapatıldı mı? Bu sorulara binaen Kâbe tarihi ve Kabe’nin tarihte kaç defa kapatıldığı üzere bir yazıyı kaleme aldım.

Kabe Tarihi

Alemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mabed) Kabe-i Muazzama Hz. Âdem (as) yeryüzüne indirildiğinde Mekke’de Beytullâh’ın bulunduğu yerde bir mâbed inşa etmekle vazifelendirilmişti

Yüce Rabbimiz bu hususta şöyle buyurur: “Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidâyet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbed), Mekke’deki (Kâbe)dir.” (Âl-i İmrân, 96)

Sahabe’den Ebu Zer (ra)’ın sorduğu yeryüzünde ilk inşâ edilen mescidin neresi olduğu sorusuna Resûlullâh (sav) cevap olarak yeryüzünde ilk inşâ edilen mescidin “Mescid-i Harâm”, ikinci inşâ edilenin ise “Mescid-i Aksâ” olduğunu beyan buyurmuştur.

Kuran ve Sünnette sabit olduğu üzere Mekke vadisi ilk insanla birlikte seçilip mukaddes kılınmıştır. Kâbe, Nûh Tûfânı’ndan sonra, uzunca bir süre kumlar altında kaldı. Hz. İbrahim (as)  seneler sonra hanımı Hz. Hacer validemiz ve oğlu Hz. İsmail’i bıraktığı Mekke’ye geldiğinde oğluna hitaben şöyle demiştir: Hz. İsmail’e (a.s.):

“Rabbimin emri var. Bir beyt inşâ edeceğiz. Sen de bana yardım edeceksin!” dedi.

Hz. İsmail (as) taş taşıdı, Hz. İbrahim (as) de beytin duvarlarını inşâ etti. Yüce Rabbimiz bu hususta şöyle buyurdu:

 “Bir zamanlar İbrâhîm, İsmâîl ile berâber Beytullâh’ın temellerini yükseltiyor, (ve şöyle diyorlardı:) «Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabûl buyur; şüphesiz Sen işitensin, bilensin.»” (Bakara, 127)

Kâbe’nin inşâsı bittikten sonra, Allâh Hz. İbrâhîm’e (a.s.) bütün insanları hacca dâvet etmesini emretti:

“İnsanları hacca dâvet et; yürüyerek veya zayıflamış binekler üstünde (uzak yollardan) her derin vâdiyi aşarak sana gelsinler.” (el-Hacc, 27)

Bu ilâhî tâlimat üzerine Hz. İbrâhîm (a.s.) Ebû Kubeys Dağı’na çıkarak veya Makâm-ı İbrâhîm üzerinde yükselerek dört bir yana seslendi ve Allâh’ın, Kâbe’yi haccetmeyi insanlara farz kıldığını bildirdi. O günden günümüze kadar yankılanan İbrahimi çağrı ile Müslümanlar dünyanın dört bir tarafından Kabe’ye akın akın geldiler ve Allah’ın Evi Beytullah’ı tavaf ettiler, ibadetlerini ifa ettiler ve Rabbimize ellerini açı dua ettiler.

Geçmişten günümüzeyaşanan savaşlar, olaylar ve salgın hastalıklarKâbe’nin beş defa kapatılmasına neden oldu. Kâbe’nin etrafının tamamen boş olduğunu gösteren fotoğraf ve görüntülerin medyada yayınlanması, Kâbe’nin boşaltılmasından dolayı bizlerde derin bir üzüntü meydana getirsede oraya giden umrecilerimizin korena virüsünden  dolayı korunma önlemleri kapsamında gerçekleştirilen yerinde bir uygulama olduğu değerlendirebilir.

Peki tarihte Kabe kaç defa kapatıldı?

         1) M.S. 570 Ebrehe'nin Kabe'ye saldırısı

Yemen valisi Ebrehe dönemin de büyük bir orduyla Kabe'yi yıkmak için Mekke'ye geldi. Bunun üzerine Ebrehe'nin ordusuna karşı koyma gücü bulunmayan Mekke halkı Kabe'yi ve kenti boşaltarak çevredeki dağlara sığındı.

       2) M.S. 930 yılında Karmati Devleti işgali

Fatımiler Devletinden ayrılan Şii Karmatiler Devleti'nin, Mekke çevresine ve hac yollarına sürekli saldırılar düzenlemeye başlaması üzerine Mekke'ye hacca gelenlerin sayısı her yıl azalmaya başladı.Bunun üzerine İslam alimleri Miladi 930'da can ve mal güvenliğinin bulunmaması dolayısıyla hacca gitmemenin caiz olduğu yönünde fetva çıkardı.

Aynı yılda Karmatilerin lideri Ebu Tahir el-Karmati Mekke'ye baskın düzenleyerek on binlerce hacıyı öldürdü. Tarihçiler, Karmatilerin cahiliye döneminden kalan ve putlara tapmak gibi bir adet olarak gördüğü haccı 10 yıldan fazla yasakladığını belirtiyor.

Şii Karmatiler Mekke'den ayrılmadan önce Kabe'nin kapısını ve Hacerü'l-Esved'i çalarak o dönem başkentleri olan Hecer'e (Suudi Arabistan'ın doğusundaki El-Katif kenti) götürdüler ve 20 yıl ellerinde kaldı. Abbasiler daha sonra 120 bin dinar ödeyerek bunları geri aldı.

      3) Veba salgınları

Hicaz bölgesinde 1814'te veba salgınının yayılması yaklaşık 8 bin kişinin ölümüne neden oldu ve o yıl hac yapılamadı. Daha sonra 1837'de hac mevsiminde başlayan salgın, 1892'ye kadar devam etti ve bu süre zarfında her gün 1000'den fazla hacı vefat etti.

      4) Cüheyman el-Uteybi'nin 1979'daki Kabe Baskını

Suudi Kraliyet ailesine karşı Suudlu gençlerle 20 Kasım 1979'da sabah namazında Kabe'ye baskın düzenledi. Uteybi, kraliyetin yönetimi bırakması, Suudi Arabistan'ın Batılı süper güçlerle olan ilişkilerini sonlandırması, Batı ülkelerine petrol satışının durdurulması ve yabancı askeri üslerin kapatılmasını da içeren bir dizi siyasi talebi dile getirdi.

Suudi Arabistan'ın en önemli resmi kurumlarından Yüksek Alimler Heyeti, Suudi rejimine, isyancılara karşı silahlı müdahale fetvası verdi. Yaklaşık 37 gün boyunca devam eden baskın, Fransa'dan gelen özel bir timin yardımı ve Kabe içerisine verilen suya elektrik akımı verilmesiyle sona erdirildi.

       5) Korona Virüsü (Kovid-19) nedeniyle 6 Mart 2020

Korona Virüsü (Kovid-19) nedeniyle Suudi Arabistan yönetimi 06.03.2020 tarihinde geçici bir süreyle tavaf ve sa'y alanları kapatıldı. Bununla birlikte Medine-i Münevvere ’de Mescid-i Nebevi ’de kapatıldı. Daha sonra tavaf alanına girişler kapatılarak Kabe binası ve etrafı bloklarla belirli bir süreye kadar kapalı duracak. Umre ziyaretlerini askıya alan Suudi Arabistan Krallığı 15 Nisan’a kadar umreleri, ülkeye girişleri ve çıkışları askıya aldığını ilan ederek tarihte beşinci kez kapatıldığı dönem oldu.

Tarihte bilinen Kabe-i Muazzama’nın kapatılması ile ilgili bilinen olaylar bunlardır. Rabbimiz tüm Müslümanları ve insanlığı bu tür salgın hastalıklardan muhafaza eylesin ve tez zaman da Kabe’nin açılmasını nasip etsin. Yazımıza Hz. Peygamber Efendimiz (sav) ‘in şu duası ile bitirelim:

Allah'ım! Senden dinde sebat etmemi istiyorum. Senden doğrulukta kararlı olmak istiyorum. Senden nimetlerine şükretmek ve ibadetlerini en güzel biçimde yapmak istiyorum. Senden doğru söyleyen bir dil, sağlıklı ve sana teslim olan bir kalp istiyorum. Bildiğin her zararlı şeyin şerrinden sana sığmıyorum. Bildiğin her hayırlı şeyi istiyorum. Bildiğin her günah için bağışlamanı diliyorum. Sen gizli olan şeyleri çok iyi bilensin. (Tirmizi, De'avat,23).


 

Abdülaziz ÖZTÜRK/Kayseri

1 Yorum

Esma Nur İpek

Esma Nur İpek

13 Mart 2020
Ağzınıza sağlık hocam teşekkur ederız bizi aydınlattığınız için

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri