Ahmet Avanlıer

Aklını Kiraya Vermek

AKLINI KİRAYA VERMEK

Birkaç yıl önceydi, çocukluğumdan beri tanıdığım kıymetli bir arkadaşım ile bir konu üzerine konuşurken (konuşmanın seyri istediği gibi gitmemiş olacak ki) birden bana "aklını kiraya vermemek lâzım, biraz aklını kullan, aklını..." deyip konuyu kapatmış ve hiçbir şey söylememe fırsat vermeden çekip gitmişti.

O an çok üzülmüş ve içimden kızmıştım, sırf kendisi ile aynı düşünmediğim için bana böyle demesini hazmedememiş, kalbini kırmamak için sustuğum için de kendime sinir olmuştum.

Sevgili dostlar, bu yazımı o gün tartıştığımız konudan bahsetmek için yazmıyorum zira konunun da önemi yok. müsadenizle, farkına varmadan hepimizin yaptığı ve belki de yaşadığımız bu zamanın hastalığı olarak gördüğüm sevgisizlik ve uslüp hatası üzerine birkaç kelam etmek arzusundayım.

Malumunuzdur, özellikle son zamanlarda sosyal medyada adeta cihan harbi verilmekte, aynı düşüncede olmayan insanların birbirlerine hakaretlerini görmekteyiz. Acımasızca ve fütursuzca yapılan eleştiriler, küfürler, terbiye sınırlarını aşan didişmeler...

Yazılanları, çizilenleri görünce biz ne ara bu kadar sevgisizleştik ne ara birbirimize olan saygımızı yitirdik demekten kendini alamıyor insan.

Oysa ki her köşebaşının bir eğitim kurumu olmadığı, insanların internet sayesinde istediği her bilgiye saniyeler içinde ulaşamadığı (sözüm ona cahil olduğumuz) dönemde televizyonda veya radyoda karşıt fikir tartışmalarını dinlerken, seyrederken tarafların hep birbirlerine olan saygısına ve üslûplarındaki nezakete şahit olmuşuzdur.

Bugün ise tahammülsüz, kaba, karşısındakini dinlemekten yoksun, kendini ifade etmekten aciz insanlar olarak herbirimiz kendimize göre uydurduğumuz dini, kendimize göre değerlendirdiğimiz vatanı, tuttuğumuz takımı savunuyoruz hem de bağıra çağıra, hakaret ede ede, böyle olmayacağını bile bile, sevgisiz ve saygızca...

Okumayı sevmeyen, fikir ve proje üretmeyen, büyüğe saygısızlığı özgürlük, dine küfretmeyi laiklik,

ananelerini yaşamayı çağ dışılık, ben Müslümanım demeyi ve Müslümanca yaşamayı yobazlık olarak gören sadece eğlence ve magazin derdinde, hız ve haz odaklı bir toplum olmaya doğru evrilirken... ailemizi, gençlerimizi, çocuklarımızı dolayısıyla geleceğimizi kaybediyoruz.

Dostlar üzücü ve düşündürücü olanı ise, bizim için böyle bir hayatı planlayan ve ellerindeki tüm enstrümanlarla bunu gerçekleştirmek için uğraşan bu güçler bir yandan bu planları için tüm etikleri yok sayarken diğer yandan bu tuzağı ve çirkin oyunu görüp bunu bertaraf etmeyi kendine dert edinmiş, hayatını bu şer düzenini bozmaya adamış dava adamlarına da bu memleketin evlatlarının elinden, dilinden hakaret ettirebiliyor, doğruluğunu, yanlışlığını araştırmadan iftara attırabiliyor, kardeşi kardeşe düşürebiliyorlar.

Bunu nasıl başardıkları da mâlum ; 

Eğitimimizin içinden bizi biz yapan değerleri çıkarırsak ve alacağımız diplomayı hedef ve bize getireceği parayı put yaparsak, gençlerimizi modernlik adı altında ahlaksızlığa, sapkınlığa, deist ve ateist düşüncelerin içine kendi ellerimiz ile atarsak, örfümüzü, âdetlerimizi, geleneklerimizi unutur ve batılaşıyoruz, uygarlaşıyoruz nidaları ile biz biz olmaktan çıkarsak nasıl bir sonuç bekleyebiliriz ki...

Hülasa, okuyalım dostlar okuyalım,

hem de çok okuyalım...

Başta yüce kitabımız Kur'anı okuyalım, Kur'anın bize mesajını en doğru şekilde anlamak için Peygamber Efendimiz'i (sav) okuyalım, satır satır, sindire sindire...

Sonra kadim tarihimizi okuyalım, kutsallarımızı okuyalım, neden kutsal olduğunu anlaya anlaya okuyalım...

 Sonra kendi medeniyetimizdeki letafeti, nezaketi, sevgiyi, sahiplenmeyi, uğruna can vermenin ne demek olduğunu okuyalım...

Endülüs'ü okuyalım, Kudüs'ü okuyalım, İstanbul'un fethini okuyalım, kılıç hakkının ne olduğunu okuyalım...

Dedemizi, ninemizi dinleyelim hayatta ise, yüzlerindeki kırışıklılardan hayatı okuyalım...

Okumaktan ve dinlemekten korkmayalım, işimize gelmiyor diye kapatmayalım konuları, tartışalım ama saygı ile, bilgi ile...

Yoksa ;

Namazdan bihaber beynamazların ezanı ve dini tartıştığı,

Her Kurban Bayramı öncesi Kurban ibadetini yapmayanların neyin kurban olup olamayacağını konuştuğu,

Bilgi sahibi olmayanların ilgi gördüğü,

Aklını bâtıla satanların karşındakine "neden aklını kiraya veriyorsun" dediği tuhaf bir toplum oluruz vesselam...

Kalın sağlıcakla

 

Ahmet AVANLIER

10 Yorum

Caner Akgün

Caner Akgün

13 Temmuz 2020
Hayırlı olsun inşallah. Kayseri Ana Haber için güzel bir kazanım olmuş.

Resul KILIÇ

Resul KILIÇ

13 Temmuz 2020
Yazınızı büyük bir keyifle okudum rabbim gönlünüze ve kaleminize kuvvet versin inşallah....

Osman MUÇHAN

Osman MUÇHAN

13 Temmuz 2020
Kaleminize yüreğinize sağlık üstadım.

A.kadir

A.kadir

13 Temmuz 2020
Alkışlıyorum haddim olmayarak, harika bir yazı.

M. Tastan

M. Tastan

13 Temmuz 2020
Cok etkileyici.Hayatımızın her karesinde bakılacak kadar geniş ve dusundurucu Rabbım kolaylıklar nasip eylesin (amin)

M. Tastan

M. Tastan

13 Temmuz 2020
Hayatımıza her kareden baktıran ve dusunduren yazınızdan dolayı tesekkur ederim Rabbım kaleminize ve size kolaylık nasip eylesin

SEFER

SEFER

13 Temmuz 2020
Kalemine yüreğine sağlık aziz dostum. Ne güzel anlatmissin. Durmak yok. Yola devam. Yeni görevinde başarılar dilerim.

Zafer özkan

Zafer özkan

14 Temmuz 2020
Ahmetcigim tebrike ederim . Arada meşhur fikralardanda yszarsin.

Erkan

Erkan

14 Temmuz 2020
Allah razı olsun. Rabbim kolaylıklar versin. Keyif aldığım bir yazı olmuş. Kalemine kuvvet versin Rabbim.

Erkan

Erkan

14 Temmuz 2020
Allah razı olsun. Rabbim kolaylıklar versin. Keyif aldığım bir yazı olmuş. Kalemine kuvvet versin Rabbim.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri