Mustafa Dündar

26 Şubat 1992: Hocalı Katliamı

                                               26 ŞUBAT 1992: HOCALI KATLİAMI

         25 Şubat’ı 26’sına bağlayan gece… Silah sesleri, patlamalar, çocukların ağlaması, ne yapacağını bilemeyen büyükler… Hava soğuk, insanlar evlerine sığınmış ve seslerin kesilmesini bekliyorlardı lakin öyle olmadı. Silah sesleri git gide daha yakından duyulmaya başladı. 366. Rus Motorize Piyade Alayı’nın desteğini alan Ermeniler Hocalı’yı işgal etmeye başladılar.

            Hocalı soykırımını üniversite ikinci sınıfta Dürdane Ağayeva’nın “Ermeni Zindanında Sekiz Gün” başlıklı kitabını okuduğumda öğrendim. Kendime hayli kızdım. Böyle bir olayı nasıl olur da bu kadar geç duyabilirdim! Bizlere 24 saat test çözmeyi tembihleyen eğitim sistemimiz sağ olsun, test çözmekten başka bir iş bilmezmişim. Ancak üniversite’ye başlayınca bazı şeyleri geç de olsa öğrendim. Neyse konu bu değil. Kitap, yazarın hatıratlarından müteşekkil. Dürdane Ağayeva; Hocalı katliamını yaşamış, esir düşmüş ve Ermenilerden olmadık zulmü, işkenceyi görmüş genç bir kız.

            Hocalı’da Ermeniler o gece katliam yaptılar. Erkek, kadın, yaşlı, genç, çocuk demeden karşılarına çıkan insanları öldürdüler, esir aldılar, işkence yaptılar. 613 sivil vatandaşı canice öldürdüler. Bu sayı kimi kaynaklara göre daha fazla.

            Katliamın yaşandığı gün Hocalı, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından koruma altında değildi. Ellerinde av tüfekleri gibi hafif silahlar olan bir grup (yaklaşık 150 kişi olduğu söyleniyor) tarafından korunuyordu. Ermenilerin ellerinde ağır silahlar olduğu göz ününde bulundurulursa Hocalı savunmasız durumdaydı. Bu savunmasız durumu fırsat bilen Ermeniler oradaki sivil halka saldırmış ve katliam yapmıştır.

            Hocalı’da insanlar Türk ve Müslüman oldukları için öldürülmüştür. Bunu çeşitli kaynaklardan teyit edebilmekteyiz. Mesela Ermenilerin kadınlara, “Azeri kadın” değil de “Türk kadını” demelerinden anlayabiliyoruz. Ermeniler, Türklere ve Müslümanlara karşı aşırı bir nefret ve kin besliyorlar. Yaptıkları işkenceler bunlara kanıt olarak yeter de artar!..

            O gece Ermeniler, insanları buldukları yerde öldürdüler, diri diri yaktılar. Kaçmaya çalışanların ise kimisi donarak öldü, kimisi vuruldu, kimisi esir düştü. Ermeniler, Azerbaycan Türk’ü kardeşlerimizi sadece öldürmekle yetinmedi. Yaşlı, genç, erkek, kadın, çocuk demeden insanların kulaklarını, burunlarını, kafalarını kestiler, gözlerini çıkardılar, kafa derilerini soydular, etlerini lime lime ettiler, hamile kadınların karınlarını yararak doğmamış çocuğunu oradan alıp süngülediler, kadınların göğüslerini kestiler hatta kestikleri göğüsleri çocukların ağızlarına koydular…

Daha neler neler var lakin burada hepsini yazamayacağım… Bu yapılanlar farklı araştırmacıların, gazetecilerin, insanların hatıratları ile doğrulanmakta. Hatta Ermenilerden bazıları dahi bu yapılan insanlık dışı fiilleri kabul etmişlerdir!

Bunun adı vahşettir, katliamdır! İnsan bu yaşananları kâbus olarak görse aylarca kendine gelemez, bir lokma ekmek yiyemez, bir yudum su içemez! Bunları yapanlar insan olamaz, bu yapılanlar insanlığa sığmaz!..

(Bazı) Ermeniler 1914-1915 yıllarında Doğu ve Güneydoğu’da nasıl katliamlar yaptıysa Hocalı’da da aynı hisle, nefretle, kinle, canavarca kardeşlerimizi katlettiler! Halbuki Ermeniler; Müslümanların, Türklerin arasında rahatlıkla yaşayabilmekteydi…

Anadolu’da bir kimse kötü bir şey yaptığında, ona “senin bu yaptığını Ermeni yapmaz” derler. Anadolu’nun has evlatlarının neden böyle dedikleri de Ermenilerin yaptıklarına bakıldığında anlaşılıyor. 

Hocalı katliamını öğrendiğim gün, o hafta boyunca bu konuyu araştırdım. Belgeseller izledim, makaleler, hatıratlar okudum. Ben bu olanları yeni öğrenmiştim ve birçok arkadaşımın da bu konudan bîhaber olduklarını biliyordum. O gün bu konuyu herkese anlatmam, herkesin bu konudan haberdar olması gerektiğine kanaat getirdim ve elimden geldiğince de anlatmaya çalıştım. Çünkü yaşananlardan ders almamız gerekiyordu, yaşananların altında yatan nedenleri iyi tahlil etmemiz ve muhkem bir şuura sahip olmamız gerekiyordu! Mesela 26 Şubat 1992’de soğuk bir kış gecesinde Hocalı’da kardeşlerimize yardım edememişiz lakin Karabağ’ı Ermeni işgalinden kardeşlerimizle omuz omuza vererek temizledik. Bu yaşananlardan ders aldığımızın göstergesidir kanaatimce.

Benim çıkardığım bir ders daha var:

Bundan yirmi otuz yıl sonra bu satırların benzerini Doğu Türkistan’da soykırıma uğrayan Türk ve Müslüman kardeşlerimiz için yazmak istemiyorsak şimdiden bir şeyler yapmalıyız!..

Vesselam…

           

           

        

2 Yorum

Muhsin Sazak

Muhsin Sazak

28 Şubat 2021
Hocalı katliamı insanlığın yüz karası, insanlığın en çirkin yüzü, bazen insanoğlunun hayvanlardan bile aşağılık olduğunun bir göstergesidir. Her ne kadar bu yazıda tüm detaylar olmasada insanoğlunun gerek menfaati gerekse zevki uğruna, bazende sebepsiz yere her türlü pisliği yapabileceği özetlenmiştir. Yüreğinize, elinize sağlık.

Sadiz

Sadiz

07 Mart 2021
Çok acı çok iğrenç çok dramatik bir katliam tarihin kara sayfalarından biri katledilenlerin asla unutulmaması gerekir bu bağlamda teşekkür ederim yazdığın için

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri