AFİFE BETÜL

Yağmur

YAĞMUR

“Nebi mescitten çıktı, sağanak bir yağmur başladı. Peygamber eteklerini açıp yağmurun altına girdi. Biz şaşkın bir halde manzaraya bakıyorduk. Ya Rasulallah, ne yapıyorsunuz dedik. O dedi ki, “Yağmurun Allah ile olan sözleşmesi benden daha yeni, ondan istifade ediyorum.”

Bu hadiseyi ilk okuduğumda müthiş etkilenmiştim. Yıllar sonra ilk kez anne olup kucağıma, kundağa sarılı minik yavrumu getirip verdiklerinde Efendimizin yağmur altındaki hisleriyle doldum. Onun Allah ile sözleşmesi yeniydi. Az önce yanından ayrılıp gelmişti dünyaya. Hâlbuki ben… Yıllar olmuştu, dünyaya iyice alışmış, içindeki çamura bata çıka devam ediyordum varlığımı sürdürmeye.

Bu aralar hep yağmur yağıyor. Geçen senelere nazaran epey de çok düştü yağmur taneleri şehrimize. Bazen hızlı hızlı bazen yavaş yavaş… Toprağı canlandırdı yağmur. Şehri arındırdı. Pırıl pırıl oldu her yer. Kuru dallar yeşillendi. Karantina altında evimin pencerelerinden izledim yağışını... Sonra Nebi mescitten çıkmıştı, yağmur kendisine değsin istemişti; zira onun sözleşmesi yeniydi Rabbiyle…

Sözleşme şöyle idi: sordu Allah, tüm yaratılacakların ruhlarına “elestü bi rabbiküm: Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” ruhlarımız “galu” dediler ki “Bela” Evet (Rabbimizsin) “Şehidna” Şahidiz! (A’raf 172)

Kulluk sözleşmesinin altına imzamızı atarak gelmiştik dünyaya. Ruhumuzun kayıtlarında ilk kayıt olarak duruyor orada… Sen bizim Rabbimizsin, dedik; bizlerse Senin kulların… Emrine amadeyiz. İstediklerini yapar istemediklerinden kaçınırız. Değil mi ki sen bize varlık verdin, bizim için bu kâinatı donattın. Sayamayacağımız nimetlere gark ettin. Seve seve, isteye isteye sözleşmemize sadık kalacağız.

Fakat sandığımız kadar kolay değildi bu iş… Sadakatimizin isbatı için bazı çeldirici, aldatıcı engellerden geçmemiz gerekiyordu.  Allah kulunu yalnız bırakacak değildi elbet. Daima ona yardım edecek, daima ona hatırlatacaktı.  Tüm yardımları fark edecek, tüm hatırlatıcıları toplayacak bir kalp, bir bakış gerekiyordu. Tıpkı Resulullah gibi…

Yağmurun yağmasıyla Allah’a olan sözleşmesini hatırlayan bir Peygamber… Allaha ahdinde sadık Peygamber…

Belki de bu yüzden bir şairimiz Rasulullah’a naatını yazarken Ona “Yağmur!” diyerek seslendi. O da bize hayatının her alanındaki örnekliğiyle hatırlatıyordu. Uyuşturulmuş zihinlerimiz O’nun hayatıyla diriliyor canlanıyor; kararan kalplerimiz O’nun sözleriyle temizleniyordu.

Yağmur; sözleşmemizi hatırlatmak için yağıyor. Sadece yağmur mu? Tazecik açan tomurcuk, her sabah yeniden ışıldayan güneş, cıvıldayan kuşlar, aldığımız nefes ve verdiğimiz nefes, her şey, her zerre, her oluş… Allah var ve onunla bir sözleşmedesin, unutma diyor.

1 Yorum

M.Selim Bal

M.Selim Bal

12 Mayıs 2020
Tebrikler. Şiir gibi bir yazı:Akıcı, duygu yüklü ve içten.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri